İzmir Aliağa'da Bakanlık üçüncü cüruf tesisine de onay verdi: 'Aliağa gözden çıkarıldı'
İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Foça’daki tesisleri kapatmasının ardından demir çelik şirketleri Aliağa’ya yöneldi. Şirketlerin başvurularını inceleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ekovar Çevre Grup Geri Dönüşüm ile Habaş Sinai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi şirketlerinin ardından cüruf tesisi kurmak isteyen Kardemir Çelik Sanayi şirketi için de 'ÇED olumlu’ kararı verdi.
Yöre halkı, Ekovar ve Habaş'ın ardından Kardemir Çelik Sanayi için verilen 'ÇED olumlu' kararını da yargıya taşımaya hazırlanıyor.
'NEDEN BİZE YAŞAM HAKKI TANIMIYORLAR?'
Cürufun yeraltı sularına karışma ihtimaline dikkat çeken Aliağa Şehit Kemal Mahallesi Muhtarı Ayşe Algül, "Ovamızda bir deremiz var ve yapılmak istenen tesislerin yanı başında yer alıyor. Kışın yağmurlu havalarda o zehir bizim yeraltı sularımıza karışacak. Küçük de değil ki, koskoca tesisler kurulacak. O bölgede beş köyün hayvanları otluyor. Bizim tek meramız orası. Elimizden giderse biz nasıl yaşayacağız. Neden bizim köyümüzün ortası? Neden bize yaşam hakkı tanımıyorlar? Bu zehir sadece bizi değil Menemen Ovası’nı da olumsuz etkileyecek" dedi.
'KANSER VAKALARI ARTTI'
Köylerinde artan kanser vakalarına dikkat çeken Algül ‘Fabrikaların Türkiye’ye faydası var ama bizim de var değil mi? İnsan olmazsa, yaşam olmazsa fabrikalar neye yarar? İnsan hayatı paranın önüne geçmeli. Hani köylü milletin efendisiydi? Bu efendiliği elimizden aldılar, köylerimizi elimizden aldılar, sonra da sağlığımızı elimizden alacaklar. Zaten yanı başımızdaki sanayi tesislerinden kaynaklı köyde kanser sayısı arttı. Ben 80-90 yaşına kadar pamuk bir nine olana kadar yaşamak istiyorum. Sevdiklerimin kanserden ölmesini istemiyorum. Bu kadar mı her şey para olmalı mı?" diye konuştu.
'GELSİNLER CÜRUF TESİSİNİN YANINDA YAŞASINLAR'
Küresel iklim krizinin nedeninin doğaya verilen zarar olduğunu dile getiren Algül, "O zenginler Aliağa’yı gözden çıkardılar ama biz buna izin vermeyiz. Burada on binlerce insan yaşıyor. İnsanları gözden çıkaramazlar. Fabrikaları buraya kurmuşlar ama zenginler daha güzel ortamlarda yaşıyorlar. Gelsinler cüruf tesisinin yanı başında ev yapsınlar, burada yaşasınlar” dedi.
'SAĞIMIZA CÜRUF SOLUMUZA FABRİKA BİZİ KISKACA ALACAKLAR'
Halkın tepkisine rağmen tesise izin verilmesine tepki gösteren Çıtak Mahallesi Muhtarı Üstün Güleç de şöyle konuştu:
"Bizim göletimizin dibine cüruf tesisi yapılacak. Bunu kim ister? Devlet buna nasıl onay verdi? O kadar imza topladık, bakanlığa yolladık, istemediğimizi dile getirdik. Protesto yaptık, halkın katılımı toplantısını yaptırmayarak karşı çıktığımızı belirttik ama buna rağmen devlet izin veriyor. Bu halkın serzenişi duyulmuyor, milleti resmen zehirleyecekler. Sermaye daha baskın çıkıyor. Sağımıza cüruf, solumuza fabrika bizi kıskaca alacaklar. Ya halkı buradan taşıyacaklar ya da bu fabrikalara izin vermeyecekler. Aliağa’nın içme suyu bizim buradan gidiyor. Fabrikalar zaten kurallara uymuyor, bacalarından zehirli dumanları salıveriyorlar bir de üzerine bu gelirse tamamen kanser olacağız. Devlet vatandaşı gözünden çıkarmış."
'BAL ORMANLARI DA ZARAR GÖRÜR'
Aliağa Samurlu Mahallesi Muhtarı Fikri Nirşap da "Kesinlikle istemiyoruz. Tarımı, hayvancılığı yok edecek. Bu da olursa biz yok oluruz demek. Aliağa zaten haddinden fazla kirli. Bu tesisler sadece Aliağa’ya zarar vermez. O bölgede zeytinlikler ve meyve ağaçları var. Hayvanlar da yedikleri otlardan dolayı zehirlenir. Bu bölgenin dibinde bal ormanları da var. Oradaki arılar da ölecektir. Arıcılık da yok olacaktır. Üreticiler de bölgeden gider" dedi.
'HERŞEY HALKA RAĞMEN YAPILIYOR'
Aliağa Çevre Platformu Sözcüsü Deniz Gültekin, halkın itirazları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olumsuz görüş vermesine rağmen bakanlığın cüruf tesisine onay vermesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Gültekin, "Bu ülkede bir şeyler hep halka rağmen yapılıyor. Akbelen’de de aynı şeyi yaşadık. Yaşam alanlarını geçtim, insanların yaşam haklarının elinden almaya yönelik bir hak gaspı var ve bu mevzuata uydurulmaya çalışılarak yapılıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı imzaladığına dikkat çeken Gültekin, şöyle devam etti:
"Bir taraftan da suyun dibine cüruf tesisi yapılıyor. Nereden bakarsan bak tutarsızlık. Belli sermaye gruplarının çıkarları, halkın, doğanın çıkarlarının üstünde görülüyor. Biz buna karşı elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bu projeyi de mahkemeye taşıyoruz. Aliağa zaten fazlasıyla pis bir yer. Aliağa insanıyla, doğasıyla, kuşuyla, börtü böceği ile gözden çıkarılmış durumda. Ölen ölsün anlayışı var."
NE OLMUŞTU?
Çıtak, Güzelhisar, Bozköy, Samurlu, Aşağı ve Yukarı Şehit Kemal mahallelerinin ortasındaki mera ve tarım alanlarına yapılacak üç projeye de karşı çıkan Aliağalılar, halkı bilgilendirme toplantılarını protesto ettirerek yaptırmamıştı.
Ekovar ve Habaş için bakanlığın verdiği 'ÇED olumlu' kararları yargıya taşınmış ve her iki proje için de mahkemeler 'yürütmeyi durdurma' kararı vermişti. Bilirkişi raporları doğrultusunda verilen kararlarda yüzey ve yer altı sularının olumsuz etkileneceği, zeytincilik faaliyetlerinin zarar göreceği, cüruf taşıyacak ağır tonajlı araç trafiğinin depolama tesis civarında yaşayanların ve hayvanların hayati için risk oluşturacağı vurgulanmıştı.(ARTI GERÇEK)
İzmir Çevre Raporu: Aliağa ve Bornova hava kirliliğinde ilk sıralarda
Mersinliler plastik yakma tesisine karşı isyanda: 'Kanser olmak istemiyoruz'
Mordoğan'da Akdeniz foklarının yaşam alanına kaçak tesis yapılmış