7 Ekim'in İsrailli tanığı: Be'eri kibbutzunda İsrail tankları kendi vatandaşlarını da öldürdü

7 Ekim'in İsrailli tanığı: Be'eri kibbutzunda İsrail tankları kendi vatandaşlarını da öldürdü
Hamas'ın 7 Ekim'de Be'eri kibbutzunda 14 sivili rehin aldığı bir eve tankla gelen İsrail askerlerinin ateş açtığı ana dair yeni bir tanık konuştu. Evin sahibi Hadas Dagan, İsrail askerlerinin rehinelerin varlığını bilerek ateş açtığını anlattı.

Artı Gerçek - İsrail'de 7 Ekim saldırılarına dair konuşan yeni tanık, İsrail tanklarının Hamas mensupları ile kendi vatandaşlarını da vurduğunu ve bir evde çocuklar dahil 14 İsrailli rehinenin ölümüne yol açtığını söyledi.

İsrail basınına 19 Kasım'da yansıyan haberlerde, 7 Ekim'de Hamas'ın Beeri bölgesindeki bulunan kibbutza saldırısında 12 yaşındaki Liel Hetzroni'nin de aralarında bulunduğu 14 kişinin öldüğü yer almıştı. Ancak ikiz kardeşler Liel ve Yanai Hetzroni'nin rehin tutulduğu evde bulunan ve oradan sağ çıkan Yasmin Porat'ın 15 Kasım'da, ölümlerin nedeninin İsrail tank ateşleri olduğunu anlatmasının ardından, rehinelerin bulunduğu evin sahibi Hadas Dagan da sessizliğini bozdu.

'BİZİM ROLÜMÜZ, HAMAS İLE İSRAİL GÜÇLERİ ARASINDA İNSAN DUVAR OLMAKTI'

Dagan, İsrail'de yayın yapan Kanal 12'yle söyleşisinde, İsrail ordusunun Hamaslılar tarafından tutulan İsrailli sivillerin bulunduğu eve tank ateşleri ve ağır silahlarla saldırdığını doğruladı. Evde, aralarında eşinin de bulunduğu esir tutulan 14 kişinin öldüğünü anlatan Dagan, İsrail askerlerinin geldiği anlara ilişkin, "O an, rolümüzün bizim güçlerimiz ile onlar (Hamas) arasında insan duvarı olmak olduğunu açıkça anladım" dedi.

'İKİZLERİN ÇIĞLIKLARINI ASLA UNUTMAYACAĞIM'

İkiz kardeşlerin ölüm anını ise gözyaşları içinde anlatan Dagan, "Bu çocukların çığlıklarını, nasıl yardım için bağırdıklarını asla unutmayacağım" dedi. İsrail askerlerinin ağır silahlarla eve saldırmaya başlaması sonucu eşi ve kendisinin önce sessiz kaldığını, sonra komşularının öldüğünü fark ettiklerini belirten Dagan, "Bir anda Adi (eşim) bana, 'Hadas, Ze'ev artık bizimle değil' dedi. Ben de omuzumun üzerinden çevreme baktım ve 'Pessi de artık bizimle değil' dedim" ifadelerini kullandı.

Dagan, eşini kaybettiği anları ise şu sözlerle anlattı:

"Sonra korkunç bir patlama duydum. Bacaklarımı kımıldatamıyordum. Adi'ye artık sarılamıyordum. O an ona onu ne kadar sevdiğimi söyledim. Artık biliyordum ki dışarıda bir tank vardı. Sonra ikinci patlama sesi geldi. Yaralandığımı hissettim. Üzerime kanın aktığını gördüm. Başımı çevirdim ve Adi'nin atardamarında bir delik gördüm. Fışkıran kanı durdurmak için atar damara başparmağımı bastım. Başka ne yapabilirdim ki? Daha sonra bir an onun artık kımıldamadığını fark ettim. Sonra zaten kan havuzunun içinde olduğumu ve parmağımı bastırmanın bir anlamı olmadığını anladım."

'İSRAİLLİ GÜVENLİK GÜÇLERİ EVDE SİVİLLER OLDUĞUNU BİLİYORDU'

Olayın bir diğer tanığı Porat, daha önce verdiği röportajda, Hamaslılarla bulunduğu evin İsrail güvenlik güçleri tarafından kuşatıldığını, taraflar arasında şiddetli çatışma yaşandığını ve bir süre sonra bir Hamaslının teslim olmaya karar verip kendisini yanına alıp dışarı çıktıklarını anlatmıştı.

İsrail güvenlik güçlerinin kendisini ve Hamas üyesini sorguladığını aktaran Porat, üç saat süren sorgusu sırasında İsrailli yetkililere evde kaç sivilin bulunduğu, sivillerin evin neresinde tutulduğu ve ev hakkında hatırladığı teknik detayları verdiğini söylemişti. Porat, sorgu esnasında çatışmanın devam ettiğini belirterek, İsrail ordusu ile Hamas arasında yaklaşık dört saat süren çapraz ateşin ardından yerel saatle 19.30 sularında evin önüne tank geldiğini anlatmıştı.

'TANK İKİ KEZ ATEŞ ETTİ'

"Tanktan atılan iki ateş olduğunu biliyorum" diyen Porat, söz konusu çatışmadan hayatta kalan diğer kişi ve rehin tutuldukları evin sahibi Hadas Dagan'ın da kendisine söylediklerinden aynı sonucu çıkardığını paylaşmıştı.

İSRAİLLİ SAVAŞ PİLOTUNUN 'KİTLESEL HANNİBAL' İFŞAATI

İsrailli savaş pilotu Yarbay Erez, 7 Ekim'de Hamas'ın saldırısında, sivillerin esir olarak Gazze'ye götürülmelerini önlemek için ordunun, esirleri de öldürmeyi öngören "Hannibal Protokolü"nü bir noktada uyguladığının anlaşıldığını söylemişti. Haaretz gazetesine konuşan Erez, "Hannibal Protokolü'nün bir noktada uygulandığı anlaşılıyor çünkü bir rehine durumu tespit ettiğinizde bu Hannibal'dır ancak son 20 yıldır tatbikatlarını yaptığımız Hannibal, içinde rehinelerin bulunduğu tek bir araçla ilgiliydi. Burada gördüğümüz şey ise kitlesel bir Hannibal'dı. Çitlerde birçok açıklık vardı, hem rehineli hem de rehinesiz olarak birçok farklı araçta binlerce insan vardı" demişti.

FESTİVALDE HELİKOPTERLERİN SİVİLLERİ DE BOMBALADIĞI ORTAYA ÇIKMIŞTI

Haaretz gazetesi 19 Kasım'da, İsrailli güvenlik yetkililerinin, Hamas'ın Gazze'den 7 Ekim'de düzenlediği saldırıya ilişkin yaptığı güvenlik değerlendirmesiyle ilgili bilgi vermişti. Hamaslıların sorgu kayıtlarına ve polisin olayla ilgili soruşturmasına dayanan üst düzey İsrailli güvenlik yetkililerinin değerlendirmesinde, Gazze Şeridi yakınlarında düzenlenen müzik festivali hakkında Hamas'ın önceden bilgi sahibi olmadığı belirtilmişti.

'KATILIMCILARIN ÇOĞU KAÇMAYI BAŞARDI'

Haberde, polis soruşturmasında, festivale katılanların çoğunun ilk silah sesi duyulmadan yarım saat önce partinin durdurulmasına karar verildiği için kaçmayı başardığının yer aldığı aktarılmıştı. Soruşturmanın aynı zamanda bir İsrail savaş helikopterinin Hamaslılara ateş açarken sivilleri de vurduğunu ortaya çıkardığı iddia edilen haberde, şu ifadelere yer verilmişti: "Bir polis kaynağına göre, soruşturma aynı zamanda olay yerine gelen ve görünüşte oradaki teröristlere ateş açan İsrail ordusuna ait savaş helikopterinin de bazı festival katılımcılarını vurduğunu gösteriyor. Polise göre festivalde 364 kişi öldürüldü."

YNET: HAMASLILAR KATILIMCILARA KARIŞTI

İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi de Hamas'ın Gazze'den 7 Ekim'de düzenlediği saldırıya İsrail Hava Kuvvetlerine ait helikopterlerin müdahale ettiği anlara ilişkin haber yayımlamıştı. İsrail ordusunun müdahale sırasında yaşadığı duruma ilişkin haberde şu iddiaya yer verilmişti:

"Hamas teröristleri kalabalığın arasına yavaşça karışmaları ve ne olursa olsun kıpırdamamaları yönünde talimat aldı. Böylelikle hava kuvvetlerini aşağıdakilerin İsrailli olduğuna inandırmaya çalıştılar. Bu aldatmaca, Apache helikopterleri tüm kısıtlamalardan kurtulmak zorunda kalana kadar bir süre işe yaradı. Pilotlar kimin terörist kimin İsrailli olduğunu ayırmanın zor olduğunu anlayınca saat 09.00 sıralarında bazıları üstlerinden izin almadan bağımsız olarak teröristlere karşı top mermisi kullanmaya karar verdi."

İSRAİL POLİSİ, ULUSAL BASINI 'SORUMSUZLUKLA' SUÇLADI

İsrail polis teşkilatı dün, Hamas'ın 7 Ekim saldırısı sırasında İsrail savaş helikopterlerinin gruba müdahale ederken İsrailli sivillerin de ölmüş olabileceğine dair haberler yapan ulusal basın organlarını uyarmıştı. Polis açıklamasında, "Özellikle bu dönemde, medyayı haberlerinde sorumluluk göstermeye ve haberlerini yalnızca resmi kaynaklara dayandırmaya çağırıyoruz" denilimişti.

GAZZE HABERLERİNE SANSÜR GETİRİLMİŞTİ

İsrail ordusunun Askeri İstihbarat Müdürlüğü'ne bağlı Askeri Sansür Birimi, 26 Ekim'de basına gönderdiği mektupta, Gazze'ye ilişkin haberlere çeşitli yasaklar getirerek, savaşın seyri ve ordunun faaliyetleriyle ilgili tüm haber ve görsellerin yayınlanmadan önce kendi "sansür birimine" gönderilmesini istemişti.

İsrail'in Kanal 12 televizyonu tarafından 11 Kasım'da yayınlanan görüntülerde, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Aşkelon kentindeki Barzilai Hastanesi'nden yayın yaptığı sırada İsrailli bir muhabir, 7 Ekim'den sonra açıklanan sansür nedeniyle buraya getirilen askerlerin durumu hakkında bilgi veremeyeceğini dile getirmişti.

İsrailli muhabir, "Barzilai Hastanesi önünden size aktardığımız tüm bilgilerin İsrail ordusunun sansürüne uğradığını söylemeliyiz. Buraya yaralı askerlerin geldiğini söyleyebiliriz ancak izin verilene kadar onlar hakkında konuşmaya iznimiz yok" ifadelerini kullanmıştı. (AA)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar