Dünya Atletizm Birliği: Trans atletler kadınlar kategorisinde yarışamayacak

Dünya Atletizm Birliği: Trans atletler kadınlar kategorisinde yarışamayacak
Dünya Atletizm Birliği, trans kadın atletlerin uluslararası yarışmalarda kadınlar kategorisinde yarışmasını yasakladı. Karar trans sporcular ile kadın sporcuları da böldü. Bazıları kararı adil bulurken diğerleri LGBTİ+'lara şiddeti artıracağını vurguladı.

Artı Gerçek - Dünya Atletizm Birliği'nin trans kadın atletlerin uluslararası yarışmalarda kadınlar kategorisinde yarışmasını yasaklaması trans atletler ve kadın atletler arasında tartışma yarattı. Bazı kadın sporcular bu adımın adil yarışma sağlayacağını savunarak kararı memnuniyetle karşıladı.

Dünya Atletizm Konseyi Başkanı Sebastian Coe, erkek ergenliği geçirdikten sonra cinsiyet değiştiren trans kadın atletlerin 31 Mart'tan itibaren uluslararası yarışmalarda kadınlar kategorisinde yarışmasına izin verilmeyeceğini açıklamıştı. Coe, "Farklı gruplar arasında çatışan ihtiyaçlar ve haklar söz konusu olduğunda kararlar her zaman zordur, ancak kadın sporcular için adaleti diğer tüm hususların üzerinde tutmamız gerektiği görüşünü benimsemeye devam ediyoruz. Bu konuda, önümüzdeki yıllarda kaçınılmaz olarak gelişecek olan fiziksel performans ve erkek avantajına ilişkin bilim bize yol gösterecektir. Daha fazla kanıt elde edildikçe pozisyonumuzu gözden geçireceğiz, ancak atletizmde kadın kategorisinin bütünlüğünün her şeyden önemli olduğuna inanıyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Geçen yıl Uluslararası Yüzme Federasyonu (FINA) da ergenliğini erkek olarak geçirmiş bireylerin kadınlar kategorisinde yarışmasını yasaklamıştı.

KANADALI TRANS ATLET WORLEY: TAMAMEN SİYASİ BİR HAREKET

Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin cinsiyet politikalarına yasal olarak meydan okuyan, trans atlet, Kanadalı bisikletçi Kristen Worley, Dünya Atletizm Birliği'nin kararının "cesaret kırıcı" diye niteleyerek kararın hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Worley "En savunmasız olanlar, bilim ve araştırmaya dayanmayan siyasi nedenlerle spordan dışlanıyor. Bunun yalnızca uluslararası düzeylerde değil, sonuç olarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki topluluklar da dahil olmak üzere dünya çapındaki topluluklar üzerinde etkileri var" ifadelerini kullandı.

Bazı kişiler erkek ergenlik döneminden geçmenin trans kadınlara fiziksel avantajlar sağladığını iddia ederken, transların spora katılımını destekleyenler trans kadınların herhangi bir avantaja sahip olup olmadığına dair yeterli araştırma yapılmadığını söylüyor. Kanadalı atlet Worley de trans kadın sporcuların kadın sporlarına hakim olduğu fikrinin saçmalık olduğunu savundu. "Bu Seb Coe ve Dünya Atletizm Birliği'nin sağcı meseleler, siyasi ilişkiler ve birliği finanse eden sponsorlarla başa çıkmak için yaptığı tamamen siyasi bir hareket" ifadesini kullandı.

TRANS SPORCU COUGHLAN: NEFRET GÜÇLERİ BUNU ZAFER KABUL EDECEK

Avustralya'nın profesyonel koşudaki ilk transseksüel sporcularından biri olan Ricki Coughlan da birliğin kararının trans bireylere karşı "nefret güçlerini" cesaretlendireceğini söyledi. Coughlan "Bunu ifade etmenin hoş bir yolu yok. Toplumumuzda trans bireylerin var olmasını istemeyen nefret güçleri bunu bir zafer olarak kabul edecek ve sonra 'Tamam, sıradaki şeye geçelim' diyecekler" dedi.

DSD'Lİ ATLETLERİN DURUMU DA ENDİŞE YARATIYOR

Dünya Atletizm Konseyi ayrıca Güney Afrikalı Caster Semenya gibi cinsiyet gelişiminde farklılıkları (DSD) olan sporcular için izin verilen kan testosteron miktarını azaltma kararı almıştı. DSD'li atletlerin kan testosteron seviyelerini litre başına 5'ten 2,5 nanomolün altına düşürmeleri ve herhangi bir atletizm etkinliğinde kadınlar kategorisinde uluslararası düzeyde yarışabilmek için iki yıl boyunca bu eşiğin altında kalmaları gerekecek. Önceki yönetmelikler uyarınca, DSD'li atletler yalnızca 400 metreden bir mile kadar olan etkinliklerde kısıtlıydı. Önceki kurallara göre, Dünya Atletizm Birliği trans kadın atletlerin kan testosteron seviyesini litre başına 5 nanomol seviyesine düşürmelerini ve yarışmadan önce 12 ay boyunca sürekli olarak bu eşiğin altında kalmalarını şart koşuyordu.

Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks (LGBTİ+) kişilerin spora dahil edilmesini savunan bir kurum olan Athlete Ally'nin kurucusu ve yönetici direktörü Hudson Taylor da yaptığı açıklamada, "İnterseks özelliklere sahip kadınlar, korkunç cinsiyet testi uygulamalarına ve tıbbi olarak gereksiz ameliyatlara, cinsiyete dayalı şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmaya devam edecekler" dedi.

BAZI KADIN SPORCULAR YASAĞI SAVUNDU

Bir dizi seçkin kadın atletizm sporcusu ise yasak kararını memnuniyetle karşıladı. 2016 Rio Olimpiyatları'nda 400 metre bayrak yarışında bronz madalya kazanan İngiliz koşucu Emily Diamond, Twitter'dan yaptığı açıklamada "Bilimi takip ettiğiniz için teşekkür ederim. Adalet yönünde ve kadın kategorisini korumak için büyük bir adım, umarım bu sadece elit sıralama etkinliklerinde değil, artık tüm seviyelerde kural olur" diye yazdı.

Olimpik sporcu ve maraton koşucusu Mara Yamauchi de Twitter'dan : "İyi haber! Sağduyu olan bir şeyi kutlamak tuhaf" dedi.

Kadın sporunda trans sporculara karşı kampanya yürüten "Save Women's Sport Australasia" adlı grup da kararı alkışladı. Sözcü Ro Edge "Eh, bu bir yasak değil, aslında kadın kategorisini kadın yarışmacılar için korumak adına hareket ediyor ve mükemmel bir karar. Başkan Seb Coe'nun çıkıp kadın katılımının adilliğini diğer tüm hususların üzerinde tutmaları gerektiğini söylemesi gerçekten güven verici" ifadelerini kullandı. (DIŞ HABERLER)

Öne Çıkanlar