Hevi Mustafa: Afrin çembere alınmış durumda

Gamze KAFAR

ARTI GERÇEK- Suriye BM Daimi Temsilci Beşar Caferi, BM'de alınan ateşkes kararının Afrin için de geçerli olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamaya rağmen bölgede devam eden savaşı değerlendiren Afrin Özerk Bölgesi Eşbaşkanı Hevi Mustafa, "Bu kararı alanların, kararın uygulamasında da duyarlı olmasını umuyoruz. Çünkü kararın alındığını ilk dakikalardan bu yana Türkiye ve ona bağlı unsurlar çatışmaları hiçbir şekilde durdurmadı" dedi.

'BM KARARINI DESTEKLİYORUZ'
BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye için aldığı ateşkes kararı ile ilgili konuşan Mustafa, "Her şeyden önce BM'den çıkan kararı destekliyoruz. Umarız Afrin'in Suriye'nin bir parçası olduğundan hareketle bu karar uygulamaya girip, ateşkes ortamı oluşur. 39 gündür aralarında kadın ve çocukların da olduğu çok sayıda sivil, uçak ve tankların bombalamaları sonucu yaşamını yitirdi. Her zaman barışçıl çözümün destekçisi olduk. Bu kararı alanların, kararın uygulaması konusunda da duyarlı olmasını umuyoruz. Çünkü kararın ilk dakikalarından bu yana Türkiye ve ona bağlı unsurlar çatışmaları hiçbir şekilde durdurmadı" diye konuştu.

'SİVİLLERİN DURUMU TAKİP EDİLMELİ'
Yardım kuruşlarının harekete geçmesi gerektiğini de belirten Afrin Özerk Bölgesi Eşbaşkanı Hevi Mustafa, şu çağrıyı yaptı: İnsan hakları örgütleri ve yardım kuruluşlarına çağrımızdır: Afrin bir çembere alınmış durumda ve bu çemberin acilen kaldırılması lazım. Sınır köylerinde yaşayan insanlardan tutalım, bütün sivillerin her türlü yardıma ihtiyacı var. Sınır köylerinde yaşayan insanların evleri yıkıldı. İnsanların süt gibi yiyeceklere, çadırlara ve her türlü yardıma ihtiyaçları var. İnsan hakları örgütleri bu yüzden bölgeye gelmeli ve sivillerin durumunu takip etmelidir. Bu şekilde insanların ihtiyaçları karşılanmalıdır.

'HALK TOPRAKLARINI BIRAKMAMAKTA KARARLI'
Afrin'de yaşayan halkların demokratik özerklik sistemini benimsediklerini söyleyen Mustafa, "Burada yaşayan halklar, demokratik özerklik sistemiyle özgürlüğün tadını aldılar. Halklar kendi kendini yönetirken, ait oldukları kültürde kendilerini ifade edip, anadilinde yaşıyorlar. Her halk kendi ulusal ve mezhebi kimliğiyle özgürce yaşayabiliyor. Bu aşamaya gelene dek çok emek verildi ve can kaybı yaşandı. Kendi örgütlülükleriyle özgürlüğün tadını alan halklar bu kazanımların peşini bırakmıyor. Türkiye'nin izlediği politikaya ise geçit vermiyorlar. Halk ya başarı ya da kendi topraklarında onurluca ölmek seçeneklerinde ısrarlı" diye konuştu,.