New York Güney Bölgesi Başsavcısı: Belediye Başkanı Adams, Türk yetkililer ve iş insanları tarafından hediye yağmuruna tutuldu

New York Güney Bölgesi Başsavcısı: Belediye Başkanı Adams, Türk yetkililer ve iş insanları tarafından hediye yağmuruna tutuldu
New York Belediye Başkanı Adams hakkında Türkiye'den rüşvet alma suçlamasıyla hazırlanan iddianamenin ayrıntılarını, Güney Bölgesi Başsavcısı Williams açıklandı. Williams, suçlamaların odağındaki Türkevi binasının görseliyle basın toplantısı düzenledi.

Artı Gerçek - New York Güney Bölgesi Başsavcısı Damian Williams, Belediye Başkanı Eric Adams aleyhine açılan ve Türkiye'de AKP iktidarına uzanan yolsuzluk davasıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, iddianamede yer alan suçlamalarla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Williams, soruşturmanın halen devam ettiğini, kapsamının genişleyebileceğini belirtti.

VOA Türkçe'den Can Kamiloğlu'nun haberine göre Başsavcı Williams, Adams ile ilgili suçlamaları ve bağlantıları, Manhattan’da içinde Türkiye Konsolosluğu ve Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Nezdinde Daimi Temsilciliği’nin de bulunduğu Türkevi binasının görselinin olduğu monitörden ayrıntılarıyla göstererek açıkladı.

Başsavcı Williams, Adams’ın Türk yetkililerden ve iş insanlarından kişisel menfaat sağladığını, rüşvet aldığını söyledi. Williams, “Adams, Türk hükümeti ve iş insanlarının üzerinde nüfuz sağlamak istediğini bile bile kendisine sunulanları kabul etti. Sadece hediye almadı; adeta hediye yağmuruna tutuldu” dedi.

'100 BİN DOLARIN ÜZERİNDE SEYAHAT FATURASI ÖDETTİ'

New York Güney Bölgesi Başsavcısı, Belediye Başkanı Adams'ın Türkiye hükümeti yetkilileri ve iş insanlarına, 100 bin doların üzerinde lüks seyahat faturalarını ödettiğini, yasadışı olarak seçim kampanyasına bağış sağladığını iddia etti.

turkevi4.jpg
New York Belediye Başkanı Eric Adams.

Başsavcı Williams, Adams’ın Türk yetkililer ve iş insanları tarafından “hediye yağmuruna” tutulmasını kamudan gizlediğini iddia etti. Willams, “Belediye Başkanı Adams, kendisine sağlanan bu katkıları yasadışı olduklarını ve bu katkıların bir Türk hükümet yetkilisi ve Türk iş insanları tarafından kendisi üzerinde nüfuz satın alma girişimleri olduğunu bilmesine rağmen kabul etmiştir” diye konuştu.

'TÜRKEVİ İTFAİYE DENETİMİNDEN GEÇEMEMESİNE RAĞMEN AÇILIŞA İZİN VERDİ'

Başkan Adams'ın New York İtfaiyesi'nin Türkevi’ni denetleme sürecine müdahale ettiğini ve denetimden geçememesine rağmen binanın açılmasına izin verdiğini öne süren Wiiliams, Adams'ın talep ettiği ve aldığı seyahat yardımlarını örtbas etmek için sahte evrak kayıtları oluşturduğunu da iddia etti.

Başsavcı Williams, “Belediye Başkanı’nın bu hediyeleri yıllık kamuyu aydınlatma formlarında açıklama yükümlülüğü vardı, böylece halk ona kimin ne verdiğini görebilecekti, ancak iddia ettiğimiz gibi, her yıl, bu elde ettiği imtiyazları halka aktarmayarak her şeyi karanlıkta bıraktı" diyerek şöyle devam etti:

"Gizlice hediye yağmuruna tutulmasına rağmen kamuoyuna hiçbir hediye almadığını söyledi. Adams'ın bu menfaatleri, kendisine bu pozisyonu nedeniyle verildiğini bilerek kabul ettiğini ve bu uygunsuz menfaatlerden bazıları karşılığında, New York İtfaiyesi'nin Türk Hükümeti’nin sahibi olduğu binanın denetim sürecine müdahale ederek, İtfaiye denetiminden geçmemiş olmasına rağmen binanın açılmasına izin verdiğini iddia ediyoruz. İddianamede yer verilen yolsuzluk, uzun süredir devam ediyor, iddianamede belirttiğimiz gibi, Adams'ın yasadışı kampanya katkıları talep etmesi, 2021 belediye başkanlığı kampanyası için fon toplamaya başladıktan sonra 2018'de başladı’."

turkevi3.jpg

'İKİNCİ SEÇİM KAMPANYASINDA DA YASADIŞI ŞEKİLDE PARA ALDI'

Williams, Adams’ın bazılarıyla Türkiye'de tanıştığı çok sayıda Türk iş insanı tarafından teklif edilen bağışları kabul ettiğini belirterek, “Adams, bu varlıklı kişilerin ABD seçimlerinde yasal olarak bağış yapamayacağını biliyordu. Federal yasalar yabancı bağışları açıkça yasaklamaktadır. Adams, belediye başkanlığı kampanyasını desteklemek için personelini bu yasadışı paranın peşine düşmeye yönlendirdi ve iddia ettiğimiz gibi, Adams 2021'e kadar gizlice yabancı paranın peşine düşmeye devam etti. Bu, ilk belediye başkanlığı kampanyasıyla da bitmedi; 2023'te belediye başkanı bu yozlaşmış ilişkileri yeniden canlandırdı ve yeniden seçilme kampanyasını desteklemek için aynı yabancı kaynaklardan bazılarından daha fazla yasadışı kampanya katkısı istedi” diye konuştu.

'ÜZERİNDE NÜFUZ SAĞLAMAK İSTEYEN TÜRKLERİN BAĞIŞLARINI İSTEYEREK KABUL ETTİ'

Başsavcı Williams, Başkan Adams’ın Türk iş insanlarından başka yasaları da çiğneyen bağışlar aldığını öne sürdü. Williams, “İddia ettiğimiz gibi Başkan Adams iş insanlarından yasaların izin verdiğinden çok daha fazla bağış aldı" diyerek ekledi:

"Ayrıca, New York Belediye seçimlerinde hiçbir şekilde bağışta bulunmasına izin verilmeyen şirketlerden de bağış istedi. Bu yasadışı şirket bağışlarının çoğunun da aynı kişiler tarafından organize edildiğini biliyoruz. Adams aldığı yasadışı bağışların hepsini aynı şekilde gizledi. Adams, belediye başkanlığı kampanyalarına fayda sağlamak için tam olarak yasaların yasakladığı kaynaklardan bağış alarak yasaları delmiştir. Adams, zengin Türk iş insanları ve kendisi üzerinde nüfuz sahibi olmak isteyen en az bir Türk hükümet yetkilisinden yıllarca 100 bin doların üzerinde olan lüks seyahatleri için önerdiği desteği kabul etti. Adams, Türkler'den 2016 yılından itibaren kendisine sunulan seyahat avantajlarını kabul etmeye başladı ve 2021'e kadar neredeyse her yıl kendisine sunulan bu avantajları kullandı’."

'ON BİNLERCE DOLARLIK ÜCRETSİZ BUSİNESS BİLETLERİ' TEK TEK ANLATTI

Başsavcı Wiliams, Adams’a ücretsiz verildiği iddia edilen seyahat ve tatilleri şöyle ifade etti:

"2016 yılında Adams Türkiye üzerinden Hindistan'a uçtu ve ekonomi sınıfındaki koltuğu ücretsiz olarak business class seviyesine yükseltildi. Bu, Türkiye'nin ulusal havayolu şirketindeki en yüksek sınıf. Bunun değeri 12 bin dolardan fazlaydı ve bunların hiçbiri kamuya açıklanmadı.

Adams 2017 yılında kendisi ve yol arkadaşları için THY’den Fransa, Türkiye ve Çin'e ücretsiz business class biletler aldı. İstanbul'daki St. Regis Otel'in Bentley süitinde özel olarak ağırlandı. Tüm bunların değeri 41 bin dolardan fazlaydı ve hiçbiri kamuya açıklanmadı.

Ayrıca 2017 yılında yine Türkiye üzerinden Çin'e uçarken kendisi ve bir arkadaşı için iki adet ücretsiz business class bileti kabul etti. Bunların değeri 16 bin doların üzerindeydi. Bunlar da kamudan gizlendi. 2018 yılında Türkiye üzerinden Macaristan'a 12 bin dolardan fazla değere sahip olan ve hiçbiri kamuya açıklanmayan business class koltuklara ücretsiz yükseltmeleri kabul etti.

'LÜKS OTEL KONAKLAMALARININ RÜŞVET OLDUĞUNU GİZLEMEK İÇİN SIRADAN KISMİ ÖDEMEK İSTEDİ'

2019 yılında Türkiye'ye uçmuş arkadaşı için business class'a ücretsiz yükseltme ve İstanbul'daki St Regis Hotel'de 9 bin dolardan fazla değere sahip lüks bir süitte ücretsiz konaklamayı kabul etmiş ve yine hiçbiri kamuya açıklanmamıştır.

2021 yılında Adams İstanbul'a business class biletler, lüks otel ve tatil köylerinde konaklamalar, yat turları ve yemekler, aslında rüşvet olduğunu iddia ettiğimiz şeyleri gizlemek için sıradan bir ücret ödemeyi istedi. Adams, 2021'de Türkiye üzerinden tekrar Gana'ya uçtu ve İstanbul'da aktarma yaparken ücretsiz business class bilet yükseltmeleri ve diğer hediyeleri kabul etti, bu avantajların değeri 12 bin dolardan fazlaydı.”

'KABUL ETTİĞİ PEK ÇOK YARDIMIN ARKASINDA BİR TÜRK HÜKÜMET YETKİLİSİ VAR'

Başsavcı Williams, bu seyahat planlamalarının ve uçuş upgrade’lerinin sık uçan yolcu ya da sadakat programlarının bir parçası olmadığını, bilinçli bir şekilde Eric Adams'ın gözüne girmek için yıllar önce yapılan bir planın parçası olduğunu belirtti. Williams şunları kaydetti:

“Bu tabloda, soruşturma sırasında ortaya çıkardığımız ve açıklanmayan tüm seyahat harcamalarını listeledik. Bu yardımları açıklamamanın yanı sıra Adams, talep ettiği ve aldığı seyahat yardımlarını örtbas etmek için bazen sahte evraklar yarattı. Adams, personeline yazdığı e-postalarda, 2017 yılında Türk Havayolları şirketiyle yaptığı business class uçuşların ücretini kendisinin ödediğini öne sürmüştür. Sadece bir biletin maliyeti 10 bin dolardan fazlaydı ancak uçuşları gerçekleştirdikten aylar sonra Adams, personeline bir e-posta yazarak masasının çekmecesinde nakit para bıraktığını ve daha önce gerçekleştirdiği bir seyahatin ücretini ödemesi için parayı Türk Havayolları şirketine göndermesi gerektiğini söyledi.

İddianamenin de açıkça ortaya koyduğu gibi, bu sadece beceriksizce bir örtbas etme girişimiydi. Şimdi, Adams'ın bu yardımları bedavaya almış olması, işin içinde bir iş olmadığı anlamına gelmiyor. Adams'ın aradığı ve kabul ettiği pek çok yardımın arkasında belirli bir Türk hükümet yetkilisi var. Adams'a tüm bunları onun üzerinde nüfuz sahibi olmak için verdi. Adams'ın bunu bildiğini ve yine de bu yardımları aldığını iddia ediyoruz. Türk hükümet yetkilisinin kendisine ihtiyacı olduğunda, Adams'ın da lüks seyahat avantajlarının bir kısmı karşılığında yolsuzluk eylemlerinde bulunduğunu iddia ediyoruz’’ dedi.

'TÜRK YETKİLİ, TÜRKEVİ'Nİ CUMHURBAŞKANI’NIN ZİYARETİNE YETİŞTİRMEYE ÇABALIYORDU'

Başsavcı Williams, Türkevi binasının yangın ruhsatının usulsüz bir şekilde verildiğini öne sürdü:

“2021 yılında Türk hükümet yetkilisi, Manhattan'da Türkiye'nin konsolosluğuna evsahipliği yapacak yepyeni bir yüksek binayı açmaya çalışıyordu. Üzerinde ciddi bir zaman baskısı vardı çünkü Türk yetkilinin binanın Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ziyareti için zamanında açılmasına şiddetle ihtiyacı vardı. Bu bina Türk yetkili için önemliydi ve Türkiye için de önemliydi, ancak New York Yangın Güvenliği Uzmanları binanın açılmasına izin vermedi çünkü bina bir denetimden geçmemişti ve sadece bu da değil. Yangın Güvenliği birimindeki bazı kişiler binada çok sorun ve kusur olduğunu düşünüyorlardı. Uzmanlara göre bina güvenli değildi.

'DÖRT GÜN İÇİNDE THY'DEN DAHA FAZLA AVANTAJ SAĞLANDI'

Bunun üzerine Türk yetkili Adams'a, tırnak içinde, Türkiye'yi destekleme sırasının kendisinde olduğunu söyledi. İddia ettiğimiz gibi Adams da itfaiyeye binanın açılmasına izin vermesi için baskı yaptı. İtfaiye profesyonelleri geri adım atmazlarsa işlerini kaybedeceklerine ikna olmuşlardı. Ve öyle de yaptılar. Yoldan çekilerek Türkevi binasının açılmasına izin verdiler. Türk yetkili istediğini aldı ve iddianamede de açıkladığımız gibi, Adams pazarlığın kendisine düşen kısmını yerine getirdikten sadece dört gün sonra, Türk Havayolları şirketinden daha fazla seyahat avantajı talep etti."

'BELEDİYE BAŞKANI KIRMIZI ÇİZGİLERİ AŞTI'

Başsavcı Williams, iddialarla ilgili üç şeyi açıklığa kavuşturmak istediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Birincisi, iddianamede iddia edilen davranış, yabancı para, şirket parası, rüşvet, yıllarca gizleme, halkın güveninin ciddi bir ihlalidir. Kamu görevi bir ayrıcalıktır. Belediye Başkanı Adams'ın bu ayrıcalığı kötüye kullandığını ve kendisi gibi yetkililerin en yüksek teklifi verene, yabancı bir teklif verene ve kesinlikle yabancı bir güce değil, halka hizmet etmesini sağlamak üzere tasarlanan kanun kurallarını çiğnediğini iddia ediyoruz. Bunlar kırmızı çizgilerdir ve belediye başkanının yıllarca bunları tekrar tekrar aştığını iddia ediyoruz. Bugün burada olmamızın tek sebebi de budur. İkinci olarak, bu soruşturma devam ediyor, bugün de devam ediyoruz ve daha fazla insanı sorumlu tutacağız. Bilgisi olan herkesi çok geç olmadan ortaya çıkarak bilgi vermeye çağırıyorum. Ve üzgünüm, New York Güney Bölgesi korkmadan, kayırmadan ve partizan politikalara bakmadan yolsuzluğun kökünü kazımaya kararlıdır. Biz sağa ya da sola odaklanmıyoruz. Biz sadece doğru ve yanlışa odaklanmış durumdayız."

FBI: HİÇ KİMSE YASALARIN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR

New York Belediye Başkanı Adams aleyhine açılan federal rüşvet davasında şimdiye kadar düzenlenen operasyonları gerçekleştiren FBI adına da New York Büro Direktör Yardımcısı James Dennehy açıklama yaptı. Dennehy, bugün açıklanan iddianamenin hiç kimsenin yasaların üstünde olmadığına dair acı bir hatırlatma olduğunu söyledi.

James Dennehy, “Bugünkü iddianame, bu ülkedeki her seçilmiş yetkiliye güçlü bir mesaj göndermektedir. Kamu hizmeti derin bir sorumluluktur ve asil bir görev olmalıdır. Açgözlülük ve sahtekârlıkla saptırıldığında, güvenimizi sarsar. Bu, liderler ve toplumları arasında güven, hesap verebilirlik ve şeffaflık temelleri üzerine inşa edilmiş bir anlaşmadır. Bu anlaşma bozulduğunda, sonuçları bir makamın ya da bir seçim döngüsünün çok ötesine yayılır. Tüm liderlerin yolsuzluk yapmadığını biliyoruz. Her gün seçmenleri için doğru olanı yapma niyetiyle uyanan sayısız kamu görevlisi olduğunu biliyoruz. Ancak güvenin aşındığı bu gibi anların yarattığı gölgeyi görmezden gelemeyiz” dedi. (Kaynak)

Öne Çıkanlar