Yeni Zelanda eski başbakanı Ardern siyasete veda etti

Yeni Zelanda eski başbakanı Ardern siyasete veda etti
Yeni Zelanda'nın eski başbakanı Jacinda Ardern parlamentoda siyasete veda konuşması yaptı. Duygusal konuşmasında gençlere seslenen Ardern siyaset ve liderliğe dair modası geçmiş algılara kulak asmamalarını öğütledi.

Artı Gerçek - Yeni Zelanda’nın eski başbakanı Jacinda Ardern, parlamentoda yaptığı duygusal bir veda konuşmasının ardından siyasete veda etti. 2017 yılında 37 yaşında iken “dünyanın en genç başbakanı olarak” göreve başlayan Ardern, görevi sürdürmek için "yeterli enerjisinin kalmadığını" söyleyerek şubat ayında altı yılın sonunda görevi bırakmıştı. Ardern sadece dünyanın en genç göreve başlayan başbakanı olarak değil aynı zamanda eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto’nun ardından, görevdeyken anne olan ikinci başbakandı. Ardern'in parlamentodaki son konuşmasını 2021'de yaşanan Pike River maden faciasında hayatını kaybedenlerin aileleri, Müslüman toplumunun üyeleri, eski başbakanlar ile Ardern'in ailesi ve dostları da izledi.

Veda konuşmasına iklim değişikliğine odaklanarak başlayan Ardern iklim değişikliğinin, modern siyasetin "belirleyici" bir gündemi olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi. Çocuk yoksulluğu konusunda hükümetinin yaptığı değişiklikler sayesinde durumun eskisine oranla daha iyi olduğunu söyleyen Ardern yine yapılması gereken işler olduğunu hatırlattı.

'İŞÇ İPARTİSİ LİDERİ OLDUĞUNDA UZUN SÜRE DEVAM EDEN BAŞARISIZ TÜP BEBEK DENEMELERİ YAŞADIM'

Kürsüye ülkenin yerli halkı Maorilerin geleneksel yeleği "korowai" giyerek çıkan Ardern göreve geldiği dönemde annelikle bağlantılı olarak yaşadıklarını da anlattı. "37 yaşındayken bana hamile kalamayacağım anlamına gelen bir dizi faktör olduğu söylendi ve stres muhtemelen bunlardan biriydi. Bilimin yardımını kullanmaya karar verdik, ancak pek çok çiftin deneyimlediği gibi, bu doğrudan değildi. İşçi Partisi'nin lideri olduğumda uzun süre devam eden başarısız tüp bebek denemeleri yaşadım. Kendimi anne olmayacağım anlamına gelen bir yolda bulduğumu sanıyordum. Bunu hazmetmek yerine, başbakan olmak için kampanya yürüttüm" diyen Ardern "Birkaç ay sonra hamile olduğumu öğrendiğimde ne kadar şaşırdığımı bir düşünün. Anne olmak için inanılmaz bir destek aldığıma şüphe yok" ifadelerini kullandı.

Kariyeri boyunca Covid-19 pandemisi ve Christchurch kentindeki terör saldırıları gibi zorlu olaylar atlatan Ardern konuşmasında saldırılara değinerek "Onların hikayeleri ve yüzleri aklımda kazınmış durumda ve muhtemelen sonsuza kadar da kalacak" dedi. Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde, 15 Mart 2019'da cuma namazı sırasında 10 dakika arayla iki camiye düzenlenen terör saldırılarında 51 kişi öldürülmüş, 49 kişi yaralanmıştı.

'HİSLERİNİZİ BELLİ EDİP LİDERLİK YAPABİLİRSİNİZ, TIPKI BENİM GİBİ'

Ardern konuşmasının sonunda gençlere seslenerek siyasete ve iyi liderliğe dair modası geçmiş kalıplara kulak asmamalarını öğütledi. “Bu yerdeki zamanımı neyin belirleyeceğini tam olarak bilmiyorum. Ama umarım tamamen başka bir şey göstermişimdir. Endişeli, duyarlı, nazik olabilirsiniz ve hislerinizi belli edebilirsiniz. Anne ya da eski bir Mormon olabilirsiniz ya da olmayabilirsiniz. İnek (aşırı çalışkan), ağlak, kucaklayıcı olabilirsiniz. Bunların hepsi olabilirsiniz ve sadece burada olmakla kalmaz, liderlik de edebilirsiniz. Tıpkı benim yaptığım gibi" dedi.

NE OLMUŞTU?

Bir polis memuru babanın ve kantin işleticisi annenin çocuğu olan Ardern 19 Ocak'ta televizyonda yaptığı açıklamayla başbakanlıktan istifasını duyurmuş ve 14 Ekim'de düzenlenecek genel seçimlerde yarışmayacağını, İşçi Partisi liderliğinden de ayrılacağını ifade etmişti. Eski Başbakan, parlamentodan ayrıldıktan sonra “Christchurch Çağrısı” için özel elçi olarak gönüllü faaliyetlerine devam edecek.Christchurch saldırıları Facebook, YouTube ve Twitter gibi sosyal platformlarda paylaşılmıştı. Facebook, saldırılardan sonraki ilk 24 saatte dünya çapında 1,5 milyon videoyu platformdan kaldırdığını, 1,2 milyonunun ise yüklendiği sırada bloke edildiğini duyurmuştu. Saldırganın yaptığı 17 dakikalık canlı yayın sırasında 200 kişinin videoyu görüntülediği ancak bu sürede kendilerine hiçbir şikayet gelmediğini belirten Facebook yönetimi, sosyal ağın yapay zekasının da terör saldırısının canlı yayınını yakalayamadığını açıklamıştı. Saldırının ardından Ardern internette terör ve nefrete karşı mücadele etmek amacıyla "Christchurch Çağrısı" girişimini kurmak için Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile işbirliği yapmıştı. Dünyanın önde gelen internet şirketlerinin bu konuda eyleme geçeceklerini aktaran Ardern, "Christchurch Çağrısı ülkemde yaşanan saldırıya karşı uluslararası bir tepkidir" ifadesini kullanmıştı. 100'den fazla hükümet ve teknoloji şirketi, teröre yardımcı olan içeriğin yayılmasını yavaşlatan veya durduran protokolleri benimseme sözü vererek girişime katılmıştı. ABD yönetimi, "Christchurch Çağrısı" girişimini, "ifade özgürlüğüne engel olacağı" gerekçesiyle imzalamayacağını duyurmuştu. (DIŞ HABERLER)

Öne Çıkanlar