Danışman ayrı, sözcü ayrı telden çalıyor
EKONOMİ - Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi siyasetin gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. Başbakan Binali Yıldırım'ın konuyla ilgili açıklamasını Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın sözleri takip etti.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin soruya karşılık Kalın, Başbakan Yıldırım'ın dün yaptığı açıklamanın kapsamlı ve net olduğunu söyledi.
Bu fabrikaların iyi işletilmediği ve zarar ettiği için özelleştirildiğini ifade eden Kalın, daha önce de benzer kurumların başarılı bir şekilde özelleştirildiğini aktardı. Kalın, bu kurumların kara geçtiğini, çalışan işçiler açısından da herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığını hatırlattı.
KALIN: ÖZELLEŞTİRME 'MEVZUAT DIŞINA ÇIKILIYOR' ANLAMINA GELMEZ
Gıda güvenliğine ilişkin konuların da gündeme getirildiğini anımsatan Kalın, şöyle devam etti:
"Geçmişte de bununla ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının katı kuralları uyguladığını biliyoruz. Vatandaşın gıda güvenliğini şeker üzerinden tehlikeye sokacak herhangi bir uygulamaya, üretime müsamaha göstermesi, kabul etmesi, söz konusu değildir hiçbir zaman. Bunu kim hangi gerekçeyle söylüyorsa delilleriyle ortaya koyması gerekir. Dolayısıyla bu fabrikaların özelleştirilmesinin temel amacı verimlilik, üretkenlik açısından daha iyi bir noktaya taşınmasıdır. Bunların özelleştirilmesi gıda üretimiyle güvenliğiyle ilgili mevzuatın dışına çıkacakları anlamına asla gelmez. Tam tersine özel şirketler, kurumlar da bu kurallara, kanunlara tabidirler. Bu süreç bu çerçevede ilerleyecek. İnşallah güzel neticelerini de verimlilik, üretkenlik açısından hep birlikte görürüz."
BULUT: CUMHURBAŞKANI SATILMASINA İZİN VERMEZ
Kalın'ın bu sözleri öncesinde şeker fabrikalarının satışı ile ilgili Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut da, TRT'de katıldığı programda yorumlarda bulunmuş, Erdoğan’ın şeker fabrikalarının satılmasına asla izin vermeyeceğini savunmuştu.
Bulut ayrıca, kendisinin nişasta bazlı şekere karşı Türkiye’de savaş başlatan ilk kişi olduğunu ve şu anda dahi hiçbir gazetecinin korkudan ya da reklam pastası kaygılarından ötürü konuşamadığını öne sürmüştü.
