Ekonomistler mutabakat metnini değerlendirdi: Metin olumlu, uygulamaya bakılacak
Mühdan SAĞLAM
ANKARA - Millet İttifakı uzun süredir üzerinde çalıştığı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni Ankara Cogressium’da düzenlenen toplantıyla kamuoyuyla paylaştı. Metnin en merak edilen alanlardan biri ekonomi politikalarıydı. Ekonomi, finans ve sosyal politikalar alanında ekonomiyi ilgilendiren önemli
başlık ve maddeler vardı. Enflasyon hedefinden büyümeye, yoksullukla mücadeleden Merkez Bankası’na uzanan bu metni ekonomistler nasıl buldu? Ne düşünüyorlar? Ekonomist Nesrin Nas, Mustafa Sönmez, Murat Kubilay, Emrah Lafçı ve İlhan Döğüş metni Artı Gerçek’e değerlendirdi.
NESRİN NAS: METNİN TOPLUMDA HEYECAN YARATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Metni inceledim ve genel olarak olumlu buldum. Kurumsal yapıyı onarmaya, kurumları ayağa kaldırmaya dönük bir çabanın ortaya konacağı görülüyor. Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sağlanması, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ayrılması gibi örnekler mevcut. Metnin toplumda heyecan yaratacağını düşünüyorum, vadelere duygun şekilde diğer metinler de gelirse bir heyecan oluşur. Özellikle ciddi bir açlık ve yoksulluk sorunu olduğunu düşünürsek örneğin çocuklara sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilmesi karşılanabilir başlıklar. Bu heyecan yaratıldığında toplum da bekler, beklentiye girer.
Ekonomide şöyle bir kural var; işlerin daha iyi olacağına dönük inanç arttıkça beklentiler de ona göre şekillenir. Kötümserlikse tam tersi, işleri olduğundan daha kötüye götürebiliyor. Bu nedenle benim gördüğüm önce bu iyimserlik yaratılmaya çalışıyor. Yani metni gerçekçi buluyorum, heyecan yaratabilir, yalnızca enflasyon konusunda soru işaretlerim var.
'EN DÜŞÜNDÜRÜCÜ OLAN ENFLASYONLA MÜCADELE KISM'
Beni düşündüren kısım enflasyon ve yoksullukla mücadele ve elbette istihdam. Enflasyon hali hazırda yapışkan hale geldi. Fiyatlama alışkanlıkları gelecekteki enflasyona göre değil, geçmişteki birikmiş enflasyonu telafi etmeye dönük olacaktır. O yapışkanlık nasıl ortadan kaldırılacak, en büyük sorun bu. Kiralar gibi ya da hizmetleri ilgilendiren sektörlerde hızla adım atmak, dönüştürmek kolay değil, maalesef. Örneğin konut arzı çok hızlı biçimde artırılamaz, belki uluslararası piyasalardan kaynak bulunarak belediyelerle ortak çözümler üretilebilir.
Enflasyonla mücadele konusunda büyümeden vazgeçmek gerebilir. Ancak şunu da belirtmek gerekiyor. Refahın toplum içinde yeniden dağıtılması, beraberinde yer yer beklenin çok üzerinde büyüme getirebiliyor. Gelir dağılımının düzeltilmesi bu açıdan önemli. Gelir dağılımını düzeltme konusunda tasarruf sahipleri ikna edilirse yüksek vergilendirmeyle bu sorun çözülebilir bence.
MUSTAFA SÖNMEZ: AKLI SELİM BEKLEDİĞİ NE VARSA MADDE MADDE KONULMUŞ
Metni incelediğimde yaratılmış olan enkazın ortadan kaldırılması için ne yapılabilir üzerinden kurulmuş bir mutabakat var. Burada eksen olarak Batı’ya dönme konusunda uzlaşma var, Rusya ya da Ortadoğu’da bir serüven yerine Batı’ya dönüş var. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığını ayırma tercihi olumlu.
Şehir Hastaneleri ve Kamu özel Teşebbüsleri konusunda net bir çerçeve yok. Yalnızca şeffaflık ve üzerimize ne kaldı anlaşılmaya çalışılıyor. Bunların sözleşmelerini gözden geçireceğiz ya da feshedeceğiz gibi bir taahhüt yok. Temel Ekonomik hedeflere baktığımızda büyümeden milli gelire uzanan hedeflemeler mevcut. Bunları kim olsa ortaya koymak zorunda. İddiası olan bir hükümet bunları mutlaka söylemeli. “Enflasyonla mücadele edeceğiz, bu arada büyümeyi ihmal etmeyeceğiz, şu kadar da büyüyeceğiz” iddiasının olması gerekiyordu, o nedenle bunlar yazılmış. Bunların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ayrı bir hikâye, ama bir program yapıyorsanız bunları ortaya koymak zorundasınız.
Fiiliyatta bunların gerçeklemesi, dış para girişine bağlı. Yeniden Türkiye’ye güven duyulmasına, risk priminin düşmesine bağlı. Yani bütün bunlar olabilir biz bunları yapabiliriz iddiasındalar. Hedefler birbiriyle tutarlı mı derseniz, bence tutarlı. Gelir dağılımına dikkat edileceği, bölgesel dengelere dikkat edileceği söyleniyor. Aklı selimin beklediği ne varsa hepsi madde madde konulmuş. Uygulama ne olur onu zaman gösterecek.
MURAT KUBİLAY: BİR GEÇİŞ METNİ OLARAK OLUMLU
Daha önce altı masa kurmaylarının ekonomi üzerine belirtmiş olduğu, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirttiği ilkeler daha belirgin halde ortaya konmuş. Strateji ve Planlama Teşkilatı gibi, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gibi özel kurumların güçlendirilmesi söz konusu. Henüz geçiş sürecini bilmemekle beraber ekonomik kurumlarda bir yeniden yapılanma yapılacağı ortaya konmuş, örneğin Hazine ve Maliye Bakanlığı birbirinden ayrılacak. Topluma siyasi kaygılar içinde düşmeden destek verileceğine dönük taahhütler var ki iktidar partisi uzun vadede bunlardan çok faydalandı.
Sektörel analizler önemsenmiş. Stratejik olarak görülen sektörlerde kamu ve özeli içine alacak bir planlama öngörülüyor. Bunu dikkate almak gerekiyor bence. Belli alanlarda özel sektörün etkin olmaması dikkate alınmış, hatta beşli çete ve benzeri grupların elde ettiği imtiyazlar görülmüş. Bunu da düzenlemek için mal varlıklarını halka döndürmek için yeni bir komisyon hazırlanmış.
Genel anlamda muhalefet partilerinin üzerinde uzlaşabileceği bir metin, olumlu. Fakat 1-3 yıllık geçiş sürecinin ardından daha da geliştirilmesi gerekecektir. Sonuçta bu bir ortak mutabakattır, Türkiye’nin normalleştirme sürecindeki dönem için geçerlidir. Bunun ardından hem kalkınma hem de refahın yeniden dağıtımına ilişkin bir metnin hazırlanması yerinde olacaktır.
EMRAH LAFÇI: METİN İYİ UYGULAMA AŞAMASINA DÖNÜK ÇEKİNCELERİM VAR
Metni incelediğimizde daha önce ifade edilen bazı başlıklara, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gibi yer verildiğini görüyoruz. Zaman zaman duyduğumuz açıklamalar aslında, bu açıdan çok yeni bir şey olduğunu söylemem. Hedeflere baktığımızda enflasyon, büyüme gibi hedefler yapılabilir görünüyor, ancak ihracatı 600 milyar dolara çıkarma biraz afaki kalmış.
Ben metni tatminkâr buldum. Bu konuda en önemli çekincem, bunun uygulanma süreci. Kim uygulayacak, ekonomi bakanı kim olacak, kurmayları kimler olacak, bir tarafta İyi parti var, bir tarafta Babacan diğer tarafta CHP var. Yani uygulama aşamasına dönük çekincelerim var, yoksa şimdi bir enkaz devralınacağı için ilk aşamada baz etkisinden kaynaklı olumlu bir etki olacak, olumlu bir hava esecektir.
'YABANCI YATIRIMCININ İKNA OLUP GELMESİ ÖNEMLİ'
“Yabancı yatırımcının Altılı Masa’nın bu işi istikrarlı bir şekilde yapabileceğine inanması lazım, çünkü finanse etmesi gerekiyor. Eğer böyle bir inanç oluşmaz, 2023 içinde yabancı yatırımcı hemen gelmezse bir devalüasyonla karşı karşıya kalabiliriz. Bu noktada seçim öncesi atmosfere nasıl baktıkları ve iktidarı hangi oy oranıyla kazandıklarına bağlı olarak yabancı yatırımcı daha ucuzdan kazanımlar için gelebilir. Elbette seçimden önce gelmeyeceklerdir, ancak bu konuda kaynağa ihtiyaç var."
İLHAN DÖĞÜŞ: KAMU YATIRIM VE İSTİHDAMINDAN HİÇ BAHSEDİLMİYOR
"Metni incelediğimde dikkatimi çeken bazı unsurlar var. Onlara değinmek istiyorum. İlk olarak işsizliğin tek haneye indirilmesi refah dostu bir hedef değil. Bir hükümetin hedefi gönülsüz işsizliği sıfırlamak olmalı. İsteyen herkesin çalışması bir haktır. Büyüme konusuna bakıldığında "Ortalama büyüme hızının yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesini sağlayacağız" ve "Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi en az iki katına çıkaracağız" deniyor. Bu yüzde 5’lik büyümeyle su anki yüzde 1,21
düzeyindeki nüfus artış oranında gerçekleşmesi için dolar kurunun yüzde 11düzeyine gelmesi gerekiyor. Kurun tekrar bu düzeye gelmesi, metinde belirtilmeyen ve metne katkı sunan iktisat anlayışına göre yüksek faiz artışlarını gerektirir. Faizleri o kadar yükseltmek, söylenen büyüme ve istihdam hedefini imkânsız kılar."
"Millet İttifakı'na danışmanlık yapan iktisatçıların anlayışlarına göre büyümenin artması, yoksulluğun azalıp talebin yükselmesi enflasyonisttir. Büyümeyi yüzde 5 üzerine çıkarırken enflasyonu nasıl tek haneye düşürecekleri, bu çelişkilerini nasıl bertaraf edecekleri muamma. "Beş yılda en az 5 milyon ilave, nitelikli ve insan onuruna yaraşır gelir sağlayan iş imkânı oluşturacak" denmiş. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise Kasım 2022'de 7,8 milyon kişi. Yüzde 1,21’lik nüfus artışı ile hesaplarsak 5 yıl sonunda bu 8,6 milyon olacak. Yani 3,6 milyon kişi daha işsiz olacak. Şu an 31,6 milyon olan işgücü sayısının 5 yıl sonunda yüzde 1,2 nüfus artış oranında 35,2 milyon olacak. Bu da işsizlik oranının hala yüzde 10üzerinde olması demek. Yani bu projeksiyon hesaplama açısından tutarsız."
'Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz" denmiş. Finansal istikrar merkez bankalarının temel görevi, varoluş sebebidir. Fiyat istikrarı Merkez Bankalarının etki alanları dışındadır ve faizin fiyatlar üzerinde sanıldığı kadar güçlü bir etkisi yoktur. Enflasyon hedeflemesi, işsizliği artıran, emeğin GSMH'dan aldığı payı düşüren bir uygulama olmuştur dünyada. Bir hükümetin ekonomiyi etkilemesinin ve işsizliği azaltmak, büyümeyi artırmak, gelir adaletini düzeltmek gibi vaatlerini gerçekleştirmesinin en etkili enstrümanı kamu yatırımı ve kamu istihdamıdır. Bunlardan hiç bahsedilmemiş. Peki bu vaatleri Millet İttifakı maliye politikasıyla yapmayacaksa nasıl başaracak? Özel sektöre telkinlerde bulunarak mı? Vergi teşvikleri, vergi indirimleri gibi uygulamalarının beklenen sonucu vermediği 40 yıldır deneyimleniyor."