Ekonomistler Orta Vadeli Programı 'iyimser' buldu: 'Gerçekçi değil, tutarsızlıklar var'

Ekonomistler Orta Vadeli Programı 'iyimser' buldu: 'Gerçekçi değil, tutarsızlıklar var'
İktisatçılar, yeni açıklanan Orta Vadeli Program'daki (OVP) hedeflerin gerçek dışı olduğunu söyledi: "Üç yıl sonra daha iyi bir Türkiye tablosu çıkmıyor."

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ


ANKARA - Ekonomide üç yıllık yol haritasını içeren Orta Vadeli Program (OVP), Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından Beştepe'de, ekonomi yönetiminin yanı sıra iş dünyasından temsilcilerin de yer aldığı etkinlikte açıkladı. OVP'yi Artı Gerçek'e değerlendiren ekonomistler ise tahminleri iyimser bularak programın gerçekçi olmadığını, halk açısından daha iyi bir Türkiye tablosunun yer almadığını vurguladı.

NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER VAR?

2024-2026 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme gibi temel makro ekonomik hedeflerin yer aldığı OVP'ye göre, 2023 büyüme beklentisi bir önceki programa göre yüzde 5'ten yüzde 4,4'e çekildi. 2024 büyüme hedefi ise yüzde 5,5'ten yüzde 4'e geriledi. Enflasyon hedeflerinde ise belirgin artış dikkat çekti. Buna göre önceki programda yüzde 24,9 olarak belirlenen 2023 enflasyon tahmini yüzde 65'e çıktı. 2024 enflasyon tahmini ise yüzde 33'e yükseldi. Yıl sonunda 1.6 trilyon lira bütçe açığı öngörülürken, 2023'te dolar kuru ortalama 23,9 olarak hesaplandı.

KOZANOĞLU: OVP'DE İDDİALI HEDEFLERDEN VAZGEÇİLDİ

İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, OVP'de iddialı hedeflerden vazgeçildiğini söyleyerek "hedeflerin ekonomi yönetiminin de işlerin yolunda gitmediğini fark ettiğini gösterdiğini" belirtti. 2024 yılı için işsizliğin bu yıldan daha yüksek bir seviyeye taşınacağının kabul edilmiş olmasının ekonomi yönetimi açısından ciddi bir başarısızlık anlamına geldiğini ifade eden Kozanoğlu, hedeflerin tutturulması için de yurt dışından çok ciddi bir döviz girişi gerektiğini vurguladı:

"Cari açığın 95 milyar dolar civarında olduğunu düşünürsek önce onu finanse etmeniz gerekecek. Sonrasında Merkez Bankası'nın rezervini güçlendirmelisiniz. Bu 200 milyar dolar civarında bir para girişi gerçekleşmesine bağlı. Bu açıdan da hedeflerin geçmiş yıllarda olduğu tutturulmasının oldukça zor olduğunu ama geçmiş yıllardaki gibi iddialı hedefler öngörülmediğini söyleyebilirim. Benzer şekilde, 2024 için 36.8 TL'lik dolar kuru öngörülüyor.

Önümüzdeki yıl dövizin sıçraması kabul ediliyor ancak sonraki iki yıl döviz artışının yavaşlaması tahmini yapılmış. Bu da reel olarak Türk Lirası'nın değerlenmesi anlamına gelir. nflasyonun ancak değerli TL kuru ile sağlanacağı kabul ediliyor. Ancak bu da yine cari işlemlerde ciddi bir sorun yaratır. Üç yıl sonra ortalama yurttaş açısından daha iyi bir Türkiye tablosu ortaya çıkmıyor."

BİRDAL: BURADAKİ TAHMİNLER DE REVİZE EDİLECEK

İktisatçı Prof Dr. Murat Birdal da, programda büyüme beklentisinin aşağıya çekildiği, işsizlik tahmininin yukarı yönde revize edildiği ve enflasyon tahminin de ciddi bir şekilde yukarıya çekildiği görüldüğünü söyledi. Buna karşılık yapılan tahminlerin iyimser ve gerçekçi olmaktan uzak olduğunun altını çizen Birdal, "Merkez Bankası'nın yüzde 58 yıl sonu enflasyon tahmini ilk ifade edildiği günde de gerçekçi değildi. Bunu bile bile hâlâ bir şekilde beklentileri aşağı yönlü çıpalama adına gerçekten bu kadar uzak tahminler dile getiriyor olmaları endişe verici. Çünkü gerçekçiliğini epey bir zaman önce yitirmiş durumda. Buradaki tahminlerin de kısa süre sonra revize edildiğini ve gerçek ile bağlantısının kopuk olduğunu göreceğiz" dedi.

'ENFLASYON İLE CARİ AÇIK TAHMİNLERİ TUTARLI DEĞİL'

Programda tutarsız tahminlerin olduğunu dile getiren Birdal, hedeflerle ilgili şunları söyledi: "Enflasyon karşısında dolar kurunun tahmin edilen seviyeleri görmesinin reel olarak Türk Lirası'nın çok değerlendiği anlamına gelir. Dış rekabet gücünü azaltır. Bu da cari açık tahminiyle tutarlı değil. 2024 yılında cari açığın Gayri Safı Yurtiçi Hasıla içerisindeki payının yüzde 3'e gerileyeceğini öngörüyorlar. Burada tutarsız tahminler var. Bununla birlikte, bütçe ağının Gayri Safı Yurtiçi Hasıla'ya oranında keskin bir azalma öngörülmüş. Bu da iyimser. Çünkü mart ayında bir seçim var. Ondan sonraki aylarda kimi tedbirler devreye sokulabilir. Yine de bu hedefin uzağında kalacak. Program geneline baktığımızda 2024 yılı daha sıkı para ve maliye politikasının hüküm sürdüğü bir yıl olacak. Özellikle memur ve asgari ücret zamlarında bunu göreceğiz. Bu da yüksek enflasyon karşısında çalışanların ve emekçilerin alım gücünü daha da baskılayacak."

DEMİR: MESELE PLAN HAZIRLAMAK DEĞİL UYGULAMAYA GEÇİLMESİ

Türkiye'de uzunca bir süredir Orta Vadeli Programlar'da taahhütler verildiğini söyleyen ekonomist Dr. Oğuz Demir ise atılması gereken adımların bazen siyasal bazen ekonomik konjonktürden kaynaklı atılmadığını belirtti.

Hedefler için atılacak adımların açılmazsa tahminlerin gerçekleşmesi söz konusu olmayacağını söyleyen Demir, "O yüzden bence programın özellikle önümüzdeki 3-4 aylık süreçte uygulama adımlarının atılıp atılmadığına bakmak gerekiyor" diyerek şöyle devam etti:

"OVP bir işaret verir ancak hedefe bakarak "ne güzelmiş" ya da "ne kötüymüş" denilmez. Çünkü onun belirli varsayımları ve arka planları var. Merkez Bankası'nın bağımsızlığından bahsediliyor. Gerçekten araç bağımsızlığına uygun hareket edebilecek mi? Bu tip şeyler gene yazılı metinde kalacaksa bunları tartışmanın bir anlamı olmaz. Mehmet Şimşek'in söylemlerine bakılırsa bunlar uygulanır gibi gözüküyor. Ancak Erdoğan'ın son karar verici olduğu ve siyasi süreçlerin onu nereye iteceğini kestiremediğimiz bir seçim sürecinde bir söylemek çok kolay değil. Buradaki mesele plan hazırlamak değil. Asıl mesele bu planların uygulamaya geçirilmesi."

Öne Çıkanlar