Evren Devrim Zelyut: Gaz rezervlerini de TCMB rezervi gibi bitirdiler, enerji kıtlığı başladı

Evren Devrim Zelyut: Gaz rezervlerini de TCMB rezervi gibi bitirdiler, enerji kıtlığı başladı
Zelyut, 'AKPzararı bilerek verdi demiyorum ama işin kolayına kaçmak, sorunların kenarından dolaşmak an itibari ile sanayimizi büyük bir çöküşün kenarına getirdi park etti' dedi.

ARTI GERÇEK - Yeniçağ gazetesi yazarı Evren Devrim Zelyut, bugünkü yazısında, "İddia ediyorum isteseniz bu zararı Türk sanayisine veremezsiniz. AKP de bu zararı bilerek verdi demiyorum; ama işin kolayına kaçmak, sorunların kenarından dolaşmak an itibari ile sanayimizi büyük bir çöküşün kenarına getirdi park etti" dedi.

Zelyut, "Doğal gaz rezervlerini de tıpkı TCMB rezervi gibi bitirdikleri için enerji kıtlığı da başladı. Doğal gazda dışarıdan akış kesildiğinde bunu telafi edecek rezervler de boş ise ne olur? Enerji kısıtlanması ile üretim azalmaz mı? Bu durum mal kıtlığına kapı açmaz mı? Mal kıtlığı fiyatları yukarı çekmeyecek mi? Gelirler hem firmada hem emekçide azalmayacak mı?" ifadelerini kullandı.

Zelyut, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Size adım adım kriz nasıl başladı, nasıl derinleşecek anlatalım:

1. Adım: AKP dışa bağlı üretim sistemini 2008 yılında ABD'nin bastığı bol dolara yaslanarak tüm ülkeye yaydı. Yüksek teknoloji içeren malları direkt dışarıdan ithal etti. Düşük teknoloji içeren malları üretirken bile yarı mamulü dışarıdan almayı seçti. Türkiye'de yarı mamul üretimi yapacak bağımsız sanayi oluşturmadı. Dolar kuru hep sabit kalacak sandı. Ancak Amerikalılar doları geri çektikçe kur arttı ve sanayi pahalı mallar üretmeye başladı. Pahalı mallar enflasyona neden oldu. Piyasada durgunluk başladı, bu durumu aşmak için kredi pompalandı ama o da saman alevi misali anlık bir canlılık yarattı. Basılan paralar hem üretimde kullanmak üzere yarı mamul almak için hem de yatırım diye yine dolara gitti. Kur tekrar arttı, Merkez Bankası rezervi ile artışı kestiler ama 128 milyar dolar bu operasyonlarda heba oldu.

2. Adım: Ekonomi durgunluktan kurtulamayınca yine faiz indirimi, kredi arzı artışı gündeme geldi. Ancak enflasyonun altına zorla faiz indirilmesi kuru tekrar patlattı. 13 olan dolar/TL kuru yarı mamul fiyatlarını ve bağlı olarak üretici fiyatlarını uçurdu. Firmaların satışları artan fiyatlar nedeni ile zora girdi.

3. Adım: Kur 18'e fırlayınca düşürmek için borç döviz almaya ve örtülü faiz vermeye başladılar. Ticari krediler yüzde 40'a yükseldi. Firmaların kredi kullanma imkanı kalmadı. Üstüne kura basabilmek için ihracatçı firmalara ellerindeki doları Merkez Bankası'na getirme zorunluluğu getirdiler. Oysa bilmedikleri konu şuydu: Firmalar neden döviz tutuyor? 

a-Kısa vadeli toplam borç 167,5 milyar dolar, dolayısıyla döviz stoku firmanın devam etmesi için gerekli.

b-Firma yarı mamulü dışarıdan almadan üretim yapamıyor. O zaman dolar ve euro Türk firmaları için bir üretim girdisi. Aynen bir mamul gibi gerekli. Kimse zevkten ya da yatırım diye döviz almıyor. O dövizi firmanın elinden alırsanız üretim nasıl yapılacak?

4. Adım: Enflasyon artıp, kur yukarı gidince bütçe açık vermeye başlıyor. Ayrıca o bütçeden hovarda bir şekilde milyarlar yandaşlara akıyor. Bu gediği kapatmak için Allah ne verdi ise zam yapıyorsunuz.  Sanayicinin kullandığı elektrik ve doğal gaz zamlandıkça bu üretim maliyetlerini vuruyor. Mal fiyatı artıyor, pahalı malları alan azalıyor. Firma geliri düşüyor.

Ama hikaye bitmedi. Doğal gaz rezervlerini de tıpkı TCMB rezervi gibi bitirdikleri için enerji kıtlığı da başladı. Doğal gazda dışarıdan akış kesildiğinde bunu telafi edecek rezervler de boş ise ne olur? Enerji kısıtlanması ile üretim azalmaz mı? Bu durum mal kıtlığına kapı açmaz mı? Mal kıtlığı fiyatları yukarı çekmeyecek mi? Gelirler hem firmada hem emekçide azalmayacak mı?

Bu dört adım sanayinin nasıl krize sokulduğunu özetliyor. Bunun üstüne artık daha ne mi olur? Sanayicilerin ve  KOBİ sahiplerinin üstlerine çıkıp zıplamadıkları kaldı. Bilinmez, belki bir gün onu da yaparlar…"

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar