İktisatçı Mahfi Eğilmez enflasyon hesabındaki hileyi yazdı
İktisatçı Mahfi Eğilmez, 'Ekonomide Hile' başlıklı yazısında, ekonomik verilerdeki illüzyonları ele aldı. Kamu kesimince yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışlarının nasıl ayarlandığını anlatarak, bu yolla enflasyon dolayısıyla maaş artışlarındaki hileyi yazdı.
Artı Gerçek - TÜİK'in açıkladığı resmi verilere göre, 2024 yılı enflasyonu yüzde 44,38 olurken, asgari ücrete ocak ayında yüzde 30 zam yapıldı. Buna karşılık kamu vergiler yüzde 44 oranında artırıldı. İktisatçı Mahfi Eğilmez, kişisel blokunda yayınladığı 'Ekonomide Hile' başlıklı yazısında, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ve enflasyon hesaplamasındaki illüzyona dikkat çekti.
Eğilmez'in yazısında dikkat çektiği ilk konu, dolar cinsinden GSYH hesaplaması oldu. Türk Lirası cinsinden hesaplanan GSYH’nin cari fiyatlarla bulunduğunu belirten Eğilmez, enflasyonun yüksek olması halinde bu rakamın da şişeceğini ifade ederek, şu analizi yaptı:
"Ekonomide hile tıpkı kanuna karşı hile gibi bazı boşluklardan, farklı anlamlardan, farklı yorumlardan yararlanarak gerçeği farklı göstermek anlamına gelir. Buna ekonomide illüzyon da diyebiliriz. Bunun pek çok örneği vardır. Ben iki örnek üzerinde duracağım.
ENFLASYON NE KADAR YÜKSEKSE GSYH O KADAR YÜKSEK ÇIKAR
İlk örneği GSYH hesaplarından vereyim. Türk Lirası üzerinden hesaplanan GSYH cari fiyatlarla (yani içinde fiyat artışları, enflasyon olarak) hesaplanır. Dolayısıyla enflasyon ne kadar yüksekse cari fiyatlarla GSYH o kadar yüksek çıkar. Sonra bu şekilde bulunan GSYTH o yılın USD/TL kuruna bölünerek dolar cinsinden hesaplanır. Burada da kur ne kadar düşükse dolar cinsinden GSYH o kadar yüksek çıkar. Bunu bir denklemle gösterelim:
GSYH USD = Cari Fiyatlarla GSYH TL / USD/TL Kuru
Denklemden görülebileceği gibi Cari Fiyatlarla GSYHTL ne kadar büyük, USD/TL kuru ne kadar küçükse GSYHUSD o kadar büyük çıkar. Dolayısıyla enflasyon yükseldikçe ve kur sabit kaldıkça bizim GSYHUSD de o kadar yüksek çıkar. AKP, yıllardır GSYHUSD’yi yüksek çıkarmak için kuru bastırıyor. GSYHUSD’nin yüksek çıkmasının en önemli koşulu enflasyonun kur artışından yüksek olması. O nedenle enflasyonun öyle fazla düşürülmeye çalışıldığına da pek inanmayın.
KAMUNUN YÖNETTİĞİ YÖNLENDİRDİĞİ FİYAT ARTIŞLARI
İkinci örneği enflasyondan alalım. Manşet enflasyon da denen tüketici fiyatları enflasyonu, TÜFE adı verilen ve 12 ana grupta (43 alt grupta) toplanmış toplam 407 maddenin hane halkı bütçe araştırması çerçevesinde ağırlıklandırılmış bir fiyat sepetinin aydan aya ve 12 aylık bazda değişim oranlarını ölçüyor. Bu sepetin yapısının, hane halkı bütçe araştırmasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ayrı bir tartışma konusu. Burada üzerinde duracağım konu kamu kesimince yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışlarının nasıl ayarlandığı meselesi. Bunu tam olarak ortaya koyabilmek için 2025 yılı Ocak ayını gözden geçirelim.
OCAK AYININ ÖNEMİ
2025 yılına girilirken asgari ücret, memur ve emekli maaşları artırıldı. Bu artışlar enflasyonun oldukça gerisinde kaldı. Özel kesim ücretleri enflasyona uygun olarak artırıldı. Artışlar enflasyonun gerisinde kalsa da piyasa zamları çok daha yüksek oranlarda yaptı. Kamu kesimi de ücret artışlarının yarattığı gelir açığını kapatabilmek için elektrik, doğal gaz, benzin, alkol ve tütün ürünleri gibi kendi yönetimi altında olan mallara zamları yaptı. Bunlara ek olarak vergi oranları, harçlar, trafik cezaları, idari cezalar da yeniden değerleme oranı olan yüzde 44 oranında artırıldı. Bunların hepsi Ocak ayında yapıldı. Niçin yıla yayılı olarak yapılmadı da Ocak ayında yapıldı? Çünkü 2024 yılı Ocak ayında aylık enflasyon yüzde 6,7 idi. Bu çok yüksek bir oran. Zamları hesapladılar ve bu oranın biraz altında etki yapacak şekilde yaptılar. Sonuçta Ocak ayı enflasyonu yüzde 5,03 ile geçen yılın 1,67 puan düşük çıktı. Bunun sonucunda 12 aylık enflasyon da baz etkisiyle yüzde 44,38’den yüzde 42,12’ye düştü.
Enflasyonu böyle ayarlamak dere yatağını değiştirip tarlayı sulamak gibi bir şey. İlk başta zararı yokmuş gibi hatta tarlayı bedavadan sulamaya yaradığı için yararlıymış gibi görünür. Ne var ki yağışların arttığı dönemde dere taşıp, tarlayı su bastığında zararı ortaya çıkar.
İllüzyon hoş bir sanattır, insanı şaşırtır, işin büyüsünü anlamak çok da kolay değildir. Ama insan gerçeği bir kez gördüğünde illüzyon bütün esprisini kaybeder.
Ekonomide durum biraz daha farklıdır. Sahnedeki illüzyonla izleyicileri kandırmak söz konusudur, ekonomideki illüzyonla sonuçta kendimizi kandırmış oluruz."