Dünya piyasaları Trump'ın sağlık durumunu izliyor: Dolar 7,72, euro 9,07 seviyesinde
ARTI GERÇEK - Wall Street Journal/NBC News'in ABD Başkanı adayları Donald Trump ve Joe Biden arasında geçen salı günü gerçekleşen münazaradan sonra Trump'ın Covid-19 teşhisi ile hastaneye kaldırılmasından önce farkın Biden lehine yüzde 14 açıldığı kaydedildi.
Ulusal anketlere göre, Biden, Trump'ı ulusal anketlerde yüzde 53'den yüzde 39'a çekti ve başkanlık yarışı dahilinde temmuz ayındaki yüzde 11'lik marj ilk kez bu kadar açıldı.
Münazaranın ardından Wall Street/NBC anketine göre, 8 puan olan fark Biden'ın liderliğinde münazaranın ardından neredeyse iki katına yükseldi.
Seçmenlerin yüzde 44'ü kaotik münazaranın ardından Biden'ın Trump'ı yenilgiye uğrattığını düşündüğünü yüzde 24'ü Trump'ın galip geldiğini yüzde 17'si ise iki tarafın birbirine üstün geldiğini düşünmediğini söyledi.
İki aday arasındaki tartışma Trump'ın sürekli olarak Biden'ın lafını kesmesi ve karşılıklı atışmalar halinde geçmişti.
PİYASALARIN GÖZÜ DONALD TRUMP'IN SAĞLIĞINDA
Öte yandan, küresel piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın günün ilerleyen saatlerinde hastaneden çıkarılabileceği umutlarıyla yükseldi. Trump’ın hastaneden çıkarılabileceği umutları cuma günü küresel borsalarda volatilite yaratan siyasi belirsizliğin bir kısmını yatıştırdı.
74 yaşındaki Trump, cuma günü Coronavirus tedavisi için hastaneye kaldırıldı ancak doktorları tedaviye cevap verdiğini ve pazartesi günü Beyaz Saray’a dönebileceğini söyledi. S&P 500 Endeksi vadeli kontratları vadeli kontratları Trump’ın hastaneden çıkacağı beklentisiyle Asya piyasasındaki işlemlerde yüzde 0,82, Nasdaq vadeli kontratları yüzde 1,11 yükseldi. Japonya dışındaki Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI Endeksi yüzde 0,63 yükseldi.
Avustralya Borsası yüzde 2,73 yükselerek, yaklaşık iki haftanın en büyük günlük kazanımını kaydetti. Japonya’nın Nikkei Endeksi yüzde 1,39 artış kaydetti. Çin piyasaları bugün tatil dolayısıyla kapalı olacak.
Yatırımcılar, Coronavirus testi pozitif çıkan ABD Başkanı Donald Trump’ın sağlık durumunun netlik kazanmasını beklerken, Trump’ın hastaneye kaldırılmasıyla değer kazanan dolar başlıca para birimleri karşısında dar aralıkta seyretti.
NORMALLEŞME VE SIKILAŞMA ADIMLARI ÖNE ÇIKIYOR
İçeride ise dolar/TL gelişmekte olan ülke para birimleri genelindeki iyimserlikle, gördüğü 7,8555 seviyesindeki tarihi zirvenin altında seyrediyor. Dolar, 7,72-7,73 bandında, euro ise 9,07 seviyesinde.
Yurt içinde piyasaların merakla beklediği enflasyon beklentilerin altında artış kaydetti.
Enflasyon verisine dolar/TL ve euro/TL'den sınırlı tepki gelmedi. Küresel piyasalar ise Covid-19 tedavisi gören Trump'ın bugün hastaneden çıkabilme ihtimaliyle pozitif seyrediyor.
Deniz Yatırım’ın yayımladığı raporda, "Dolar/TL işlemlerinde TL likiditesine yönelik alınan önlemlerin etkilerini ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin seyrini takip edeceğiz. Jeopolitik haber akışının sakinlemesi sonrasında TCMB ve bilhassa BDDK hamlelerinin 7,65-7,50 civarında dengelenme yaratabileceği ihtimalini yüksek görüyoruz" görüşüne yer verilmişti.
Piyasalarda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz artışı ile başlayan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile devam eden ve Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile belirginleşen normalleşme ve sıkılaştırma adımları dolar/TL’deki yükselişi sınırlayan etkenler olarak öne çıkıyor.
TCMB geçen ayki sürpriz faiz artırımından sonra arka kapı yöntemiyle sıkılaşmayı sürdürürken ortalama fonlama maliyeti yüzde 11,32’ye yükseldi. TCMB, 22 Ekim’de tekrar toplanacak, TL’de değer kaybı sürerse bir artırım daha görebiliriz" dedi.
Geçen haftanın neredeyse tamamında piyasaya sadece gecelik vadede fonlama sağlayan TCMB, cuma günü bir aylık vadeli geleneksel yöntemle repo ihalesi açarak fonlama komposizyonunu değiştirdi ve ağırlıklı fonlama maliyetini daha da yükseltti. Bankaların ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti cuma günü yüzde 11,2’den yüzde 11,32’ye yükselirken, bankacılar TCMB’nin gecelik faizleri yüzde 11,75 ile yüzde 13,25 arasına taşıyacağını ve ortalama fonlama maliyetinin de bu seviyelere yaklaşacağını düşünüyorlar.
TL'NİN BU YILKİ DEĞER KAYBI YÜZDE 25 SEVİYESİNE ULAŞABİLİR
Reuters'ta yer alan bir habere göre, dolar/TL'nin 8 seviyesine doğru ilerlemesi halinde TL'nin bu yılki değer kaybı yüzde 25 seviyesine ulaşabilir. Şirketler ve ekonomi üzerindeki mevcut baskılar artabilir.
TL'nin son 10 yılda yüzde 80'den fazla değer kaybetmesine neden olan baskı unsurları şöyle:
ÖZEL SEKTÖRÜN DÖVİZ BORCU: Türkiye'nin dış kamu borç yükü yönetilebilir görülüyor, ancak şirketler ve finans kuruluşları önümüzdeki iki ay içinde yaklaşık 10 milyar dolarlık ağır geri ödemelerle karşı karşıya
kalacak.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nde (IIF) gelişmekte olan Avrupa ekonomilerini izleyen araştırma biriminin Başkanı Uğraş Ülkü, "TL'nin daha fazla değer kaybetmesi şirket bilançolarını daha fazla bozacak ve bu nedenle yatırım beklentilerini olumsuz etkileyecek" dedi.
Ülkü, kurun daha da artmasının, verimliliği, istihdamı, rekabet gücünü ve ihracatı artırmak için daha güçlü sermaye harcamalarının kritik olduğu bir zamanda şirketlerin yatırımı artırma kabiliyetini kısıtlayacağını da ifade etti.
ENFLASYON: Fiyat baskıları, hiperenflasyon geçmişine sahip Türkiye için hassas bir nokta. Enflasyonun altında bulunan faiz oranları, yabancı sermayeye çok az teşvik sunarken, fiyat artışını kontrol edemedi ve sürekli cari açık veren bir ülkede TL'nin daha fazla değer kaybetmesine neden oldu.
TÜİK'in bugün açıkladığı verilere göre TÜFE eylülde yüzde 0.97 arttı, yıllık artış yüzde 11,75 oldu.
Goldman Sachs'tan Kevin Daly müşterilerine, "TL'deki değer kaybının enflasyondaki artışın ana belirleyicisi olmasını bekliyoruz" dedi. Daly, çeşitli sektörlerdeki vergi indirimleri göz önüne alındığında, geçen ayın rakamlarının muhtemelen çekirdek enflasyondaki artışın hızını düşük tahmin etmiş olabileceğini ifade etti.
PETROL FİYATLARI: Uluslararası petrol fiyatları yılın başından bu yana yüzde 40 civarında düşerek ithalatçı ülkelere biraz rahatlama sağladı. Yine de TL'deki zayıflık, Türkiye'nin bu düşüşten çok da nemalanamamasına yol açıyor. TL'nin daha fazla değer kaybetmesi, bu kazancı daha fazla düşürecek.
Dünya Bankası verilerine göre, Türkiye'nin ithalat-GSYH oranı 2019 sonunda yaklaşık yüzde 30 seviyesinde gerçekleşti ve bunun yaklaşık yüzde 8'ini yakıt ithalatı oluşturdu.