Piyasalardaki dalgalanma pazarları vurdu
Para piyasalarındaki dalgalanma en çok semt pazarlarında hissediliyor. Pazar esnafı satışların düşüklüğünden, tüketici fileyi dolduramamaktan şikayetçi.
HABER MERKEZİ - Dolar ve Euro'nun önlenemez yükselişi, ülke ekonomisinin tepetaklak gidişatının en çok etkilediği yerlerden biri de semt pazarları.
Yıllardır her türlü krize rağmen dolup taşan semt pazarları son günlerde halkın sadece uzaktan bakmakla yetindiği yerlere dönüşmüş durumda.
Mezopotamya Ajansı'ndan Ahmet Kanbal ve Ayşe Sürme İzmir’in Konak ilçesindeki semt pazarlarını dolaşarak pazar esnafı ve tüketicinin derdine tercuman oldu.
Konak ilçesinin Gültepe Mahallesi’nde kurulan semt pazarındaki esnaf, yüzde 40’a varan indirime gittiklerini ileri sürerken, tüketiciler fileyi dolduramadıklarını söylüyor.
‘DOLAR'I EURO’YU GÖRMÜYORUZ AMA ETKİLİYOR’
İşlerin durgunluğundan yakınan pazar esnaflarından Kamuran Ağlamaz, "Tadı yok. Mal yerinde alınmıyor. Burada da satılmıyor. Pahalı. Müşteri her şeyin esnaftan kaynaklandığını sanıyor. Taş yerinde ağır derler ya o misal" dedi. Dövizin yüzünü göremediklerini ancak para piyasalarındaki hareketliliğin kendilerine yansıdığını söyleyen Ağlamaz, "Sonuçta mazot ile geliyor bu mallar. Öyle olunca da bizi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.
'HALKIMIZ BORÇTAN BAŞINI KALDIRAMIYOR Kİ'
Kimsenin hayatından memnun olmadığını söyleyen pazar esnafından Sinan Kaya, gelirden çok gideri olan bir toplum haline geldiklerini söyledi. Devletin halkı sürekli borçlandırdığını ifade eden Kaya, tepkisini şu sözlerle sürdürdü: "Halkımız başını borçtan kaldıramaz oldu. Bir gün çalışmasa bu insanlar aç kalır. Serveti olan bile servetinin 3 katı devlete borçlu. Özel uçak yapılıyor, yol yapılıyor ama bunlar bedava gelmiyor. Hepsi parayla geliyor. Halkın cebinden çıkıyor hepsi."
‘MAZOT GÜBRE ALDI BAŞINI GİDİYOR’
Alım gücünün düştüğünü belirten pazarcı Coşkun Kara da, mazot başta olmak üzere birçok şeye zam gelmesini hatırlattı. Fiyatları düşürmelerine rağmen halkın alım gücü kalmadığını yineleyen Kara, daha önce 2 kilo mal alan şimdi bir kiloyu bile almaktan tereddüt ettiğini söyledi. Pazarcı Mahmut Taşdemir de, içinde bulundukları durumu "Mandalinayı 2 lira 50 kuruşa veriyoruz. Hale gidiyoruz 3 lira fiyat çekiyorlar. Biz bu işin içinden nasıl çıkacağız inanın bilmiyoruz" diyor.
‘HERKES HAKLI SIKINTI HÜKÜMET’TE’
Kendi yetiştirdiği ürünleri pazarda satan Mustafa Koçyiğit’in tüketicinin fiyatı yüksek bulduğunu, çiftçi olarak fiyatları düşük bulduğunu söyledi. Koçyiğit, para piyasalardaki her hareketliliğin kendilerini de etkilediğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Şu lahananın maliyeti bir lira. Bunu pazara getiriyoruz. Mazotuydu, şusu-busu derken 1 lira 50 kuruşu buluyor. 2 liraya satmaya kalktık mı tüketici isyan ediyor. Çünkü o da haklı. Mazot olmuş 5 lira 20 kuruş. Gübre torbası olmuş 150-200 lira. Üretici haklı, tüketici haklı, herkes haklı. Bir yerde sıkıntı var. Sıkıntı da Hükümet’te."
‘TENCEREYE KOYACAK BİRŞEY YOK’
Pazara 75 lirayla geldiğini anlatan Bedriye Karacan, pazar arabasını göstererek, "Daha tencereye koyacak bir şey yok. Neyini anlatayım ben sana. İşçileri mi, emeklileri mi bıraktılar. Benim çocuğum 3 yıldır işsiz geziyor. Kim soruyor. Milleti hırsız deyip içeri atıyor. Kendileri hırsız. Atın beni de içeri" diye tepkisini ifade etti.
Ayşegül İpek de, eşi ve kendisinin maaşları olmasına rağmen ihtiyaçlarını karşılamaya yetişemediklerini ve pazar arabasını dolduramadıklarından dert yandı.
‘BİRER KİLO ALSAK YETİŞEMEYİZ’
200 lirayla pazara geldiğini belirten Melek Öğüt de, dolmayan pazar arabasını gösterip, "Paranın da insanın da değeri yok" dedi. Almak istedikleri her şeyden yarımşar kilo alabildiğini dile getiren Fatma Karacan ise, "Birer kilo alsak yetişemeyiz. Eskiden 50 lira ile pazara girdik mi yükle gidiyorduk. Şimdi bomboş gidiyoruz" diye belirtti.