Uğur Gürses: Para politikası kararları Külliye'de alınıyor, TCMB ona uygun metin üretiyor
+GERÇEK - Ekonomist Uğur Gürses, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dünkü faiz kararının ardından hükümetin iktisat politikalarını yorumladı. İktisat politikasının bir siyasi tercihler manzumesi olduğunu vurgulayan Gürses, "İktisat politikaları ortada. Hiç yoksulu koruyan yada gelir eşitsizliğini toparlamaya çalışan bir iktisat politikası değil bu. Durmadan kendi açığını kapatmaya, kendi yanlışlarını örtülemeye çalışan bir iktisat politikası. Bu tabi ki seçim sandığında muhtemelen layığını bulacaktır" sözleriyle hükümetin iktisat politikalarını eleştirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararının ne ifade ettiğini, Türkiye'nin ekonomik parametrelerinin bundan sonraki sürecini Ekonomi yazarı Uğur Gürses, T24 canlı yayınında Murat Sabuncu'ya değerlendirdi.
YÜZDE 14 OLAN POLİTİKA FAİZİ SABİT BIRAKILDI
TCMB, dün merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (PPK), yılın üçüncü toplantısında faiz değişikliğine gitmedi. Yüzde 14 olan politika faizi sabit bırakıldı. Bankadan yapılan açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle artan emtia fiyatlarına dikkat çekildi.
Açıklamanın ardından Türk Lirası'nda kayıplar hızlanırken, dolar/TL 14,80'e dayandı. TCMB'nin politika faizinde değişikliğe gitmeyerek yüzde 14'te sabit bırakmasının ardından TL'deki değer kaybı yüzde 1'i aştı. Dolar/TL, bugün de aynı seviyelerden işlem görüyor.
PARA POLİTİKASI KARARLARI ARTIK KÜLLİYE'DE ALINIYOR
Merkez Bankası'nın para politikası kararlarının "artık Külliye'de alındığını" söyleyen Gürses, "Merkez Bankası'nın yapacağı iş buna uygun metin üretmek. Kaldı ki bu metinlerin bir anlamı kalmadı çünkü gerçekten bu enflasyon ve ekonomik görünümle ilgisi olmayan metinler bunlar" diye konuştu.
Metnin girişindeki, "Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir" ifadesini yorumlayan Gürses, "Sanki enflasyon dışarıdan bize Mars'tan gelmiş ve tek başına küresel bir sorunmuş biz ondan etkilenmişiz, onun bir parçasıymışız gibi. Halbuki henüz daha bu büyük kriz olmadan önce Türkiye zaten bu enflasyon çıkmazının içerisine girmişti.
Bu elle yaratılan bir krizdi, enflasyondu. Metin çok fazla ciddiye aldığım bir metin değil. Burada Merkez Bankası hiç kendi üstüne alınmış bir fotoğraf çizmiyor. Tamamen dışsallaştırıp, sanki dışardan gelmiş gibi anlatıyor. Artık kamuoyu ile dalga geçiyorlar. Önümüzdeki bir yıl içerisinde enflasyon nerelerde olacak sorusunun yanıtını bir çok yatırım kuruluşu yüzde 40'lı seviyeyi görüyorlar" dedi.
İKTİSAT POLİTİKASI BİR SİYASİ TERCİHLER MANZUMESİDİR
Murat Sabuncu'nun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın açıkladığı verileri hatırlatarak, Türkiye'de 11 milyon insanın gıda yardımına muhtaç olduğunu söylemesi üzerine Gürses, bu durumu, "Hatalı ekonomik politikaların bir sonucu" olarak yorumladı.
Gürses, hükümetin iktisat politikaları hakkında da şunları söyledi:
"Bakanlığın rakamlarına göre, 11 milyona yakın kişi bu yardımlardan yararlanmış görünüyor. Toplam bir yıllık rakama baktığım zaman 60-70-80 milyar civarında bir rakam. İnsan hakikaten şaşırıyor. 11 milyon kişiye 70-80 milyar, 1 milyonu bile bulmayan kişilere Kur Korumalı Mevduat hesabı açanlara verilen kur garantisi sebebiyle şuan da 14,75 diye kuru alırsak; ilk açılış ortalamalarına göre 1-1,5 liralık bir fark var. 35-40 milyar arası şu anda bir maliyet oluşmuş durumda. Kaç kişiye veriyorsunuz; 300-500 bin kişiye muhtemelen. Akıl alır gibi değil.
İktisat politikası bir siyasi tercihler manzumesidir. 11 milyon kişiye yalvarta yakarta verdiğin bir 70-80 milyar bütçe var. Bir taraftan da yanlış politikaları örtülemek için harcadığın daha bitmedi, kesinleşmedi 35-40 milyar şu anda. Önümüzdeki günlerde kur artarsa bu daha da büyüyecek muhtemelen ve 300-500 bin kişiye bunu veriyorsun. Bu ortada çok açık hiç yoksulu koruyan yada gelir eşitsizliğini toparlamaya çalışan bir iktisat politikası değil bu. Bir tercih yapılıyor. Durmadan kendi açığını kapatmaya, kendi yanlışlarını örtülemeye çalışan bir iktisat politikası. Bu tabi ki seçim sandığında muhtemelen layığını bulacaktır diye düşünüyorum."