Antep’te patronlar aralarında anlaşmış: Sefalet ücretinde ısrar sürüyor

Antep’te patronlar aralarında anlaşmış: Sefalet ücretinde ısrar sürüyor
Antep’te işçilerin, emekçilerin hak arayışı sürüyor. ‘Sefalet ücreti istemiyoruz’ diyen işçiler karşılarında sadece patronu değil, TOMA’lı kolluk güçlerini de buluyor.

Remzi BUDANCİR


+GERÇEK- Antep’te Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) işçilerinin verdiği mücadele sürüyor. İşçi ve emekçilerle birlikte mücadele eden sendika yöneticileri de tehdit, gözaltı ve baskılarla karşılaşıyor. Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Türkmen, Antep’te işçiler ile birlikte mücadele verirken önce işveren tarafından tehdit edildi.

Ardından gözaltına alındı ve daha sonra ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hakları için mücadele veren işçiler ve işçilerle birlikte hak arayışını sürdüren BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen’e yönelik anti demokratik uygulamalara tepkiler gecikmedi.

HAK GASPINA SİYASİ PARTİLER VE STK’LARDA TEPKİ

Antep’te aralarında Antep Barosu, İHD, ÇHD, SES,  Eğitim-Sen, Belediye İş, Büro Emekçileri Sendikası, Tüm Bel Sen, BİRTEK-SEN ile CHP, HDP, SOL Parti, EMEP, TKP, TİP ve TKH’nin olduğu çok sayıda siyasi parti ve kurum Başpınar Parkında açıklama yaparak bu uygulamalara tepki gösterdi. Bir araya gelen kurumlar adına açıklamayı okuyan Antep Barosu, İnsan Hakları Merkezi Temsilcisi Bülent Duran, Türkiye'nin farklı noktalarında, pek çok farklı iş kolundan işçilerin, ‘Sefalet ücreti istemiyoruz, İnsanca yaşamamıza yetecek ücret istiyoruz’ diyerek iş durdurarak eylem yaptığını hatırlattı.

ANTEP BAROSU: BAŞPINAR’IN PATRONLARI ANLAŞMIŞ

Antep Başpınar OSB’de de tekstil ve dokuma işçilerinin patronların sefalet ücret dayatmasına karşı isyan ettiğini hatırlatan Duran, "Başpınar’ın bütün patronları anlaşmış, belirlediğimiz aylıktan bir kuruş bile yukarısını veremeyiz diyor. İşçilerin karşısında duran tek güç, patronların kendi aralarında kurdukları birlik de değil.

Antep’te patronların sözcüsü haline gelmiş bazı yerel gazeteciler, insanca yaşamak istiyoruz diyen işçileri provokatör diye hedef gösteriyor. Bazı yerel gazeteler, Başpınar’a darbe vurulmak isteniyor diyerek işçilerin haklı mücadelesine saldırıyor. Ayrıca Antep’in en büyük tekstil patronlarından Ahmet Şireci gibi bazı patronlar ise işçilerin yaptığı eyleme desteğe giden BİRTEK-SEN genel başkanı Mehmet Türkmen’i  tehdit ettiriyor, peşine adam taktırıyor. İşçilerin mücadelesini ve sendikal faaliyeti mafya vari yöntemlerle boğmak istiyorlar" dedi.  

'İŞÇİLERİN BİRLİĞİNİ KOLLUK KUVVETLERİ DAĞITMAYA ÇALIŞIYOR'

İşçilerin mücadelesini boğmak isteyenlerin, işçilerin karşısına dikilenlerin bunlarla da sınırlı olmadığını ifade eden Duran,  kolluk güçlerinin de işçilerin karşısına dikildiğini söyledi.  İşçilerin zam talebinde bulunduğu fabrikaların önünde polisin beklediğini hatırlatan Duran, "Fabrika önüne çevik kuvvet yığılıyor, polisler kaldırımda bekleyen işçilere içeri girmedikleri durumda müdahale edileceği tehdidinde bulunuyor. Polisler işçilerin içine giriyor, patronun sözcülüğünü yaparak işçileri verilen ücrete ikna etmeye çalışıyor.  İşçilerin eylemine desteğe giden, sendikal faaliyet yürüten sendikacılar patronların bir cümlesiyle gözaltına alınıyor. BİRTEK-SEN genel başkanı Mehmet Türkmen, patronların talimatıyla dört gün üst üste karakola ifade vermeye gitti. İşçiler işyeri önünde eylem yaparken desteğe giden Türkmen, patronun bir cümlesiyle zorla karakola götürülüyor. Gösteri ve yürüyüş kanunu bir yandan, sendikalar kanunu bir yandan çiğneniyor. Patronların bölemediği işçilerin birliğini kolluk kuvvetleri dağıtmaya çalışıyor" dedi.

'KOLLUK KUVVETLERİ SUÇ İŞLEMEKTEDİR'

İşçilerin sefalete, açlık ücretine karşı yürüttüğü mücadele ve iş bırakma eylemlerinin meşru olduğunu belirten Duran, şunları söyledi: "Sendikaların işçilerin eylemlerine destek vermesi, işçilerle birlikte mücadele etmesi, sendikal faaliyet yürütmesi de tamamen meşrudur ve yasaldır. Asıl suç olan, hukuksuz olan işçilerin kullandığı anayasal hakkı gasp etmektir. İşçilerin zam talebiyle eylem yapmasının önüne geçmeye çalışan patronlar ve patronların talimatıyla hareket ederek işçilerin mücadelesini bastırmaya çalışan, sendikaların faaliyetini engellemeye çalışan kolluk kuvvetleri suç işlemektedir. Önümüzdeki günlerde bu suçları işleyenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’e yönelik tehditlerin de takipçisi olduğumuzu ve gereken yapılana kadar takipte kalacağımızın bilinmesini isteriz."

'EMEK MÜCADELESİNİ BOĞMAK İSTİYORLAR'

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, hak arayan işçilere yönelik baskının son bir hafta da daha da arttığına dikkat çekti. Bu baskıların İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kente gelip gitmesinden sonra arttığına işaret eden Türkmen, bu gelişmeden sonra zam talebi için dışarı çıkan demokratik ve barışçıl bir şekilde eylem yapan işçilerin her eylemine çevik kuvvet TOMA’larla cevap verildiğini söyledi. Polisin demokratik haklarını kullanan işçileri zorla dağıtmakla tehdit ettiğini ifade eden Türkmen, "Bununla yetinmiyorlar. Hangi fabrikanın önünde gidersek patronun bir telefonuyla sendikacıları fabrikanın önünde gözaltına aldırarak adeta işçilerin iş ve emek mücadelesini boğmaya çalıştılar" dedi.

'BU DEVRAN DÖNECEK'

İşçilerin sendikal mücadelesi ve hak arayışlarının Anayasal bir hak olduğunu hatırlatan Türkmen, Anayasa’da, bu ülkenin yasalarında yazılan kanunların bütün Türkiye cumhuriyeti vatandaşları için geçerli olup olmadığını sordu.  Şikayetlere rağmen patronun işçilere hakaret etmesi karşısında yargının işlem yapmamasına tepki gösteren Türkmen, tam aksine patron şikayeti ile emekçilerin ve sendikaların demokratik ve Anayasal faaliyetlerinin engellendiğine dikkat çekti. Bu antidemokratik uygulamaları kabul etmediklerini belirten Türkmen,  tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Belki bu gün bu iktidar döneminde yaratılan bu hukuksuzluk, bu hukuksuzlukların yanlarına kar kaldığı bu atmosfer onları cesaretlendiriyor olabilir. Ama bu devran değişecek. İşçiler, emekçiler, sendikalar, bu ülkede emek ve demokrasi için mücadele edenler elbet bir gün bu iktidarı da, bu düzeni de değiştirecek. İşçi sınıfına, emekçilere karşı bu suçları işleyenler er geç bunun hesabını verecekler."

Öne Çıkanlar