İzmir'de metro işçileri imzalanan sözleşmeye tepkili: 'Sendika işçilerin arkasında durmadı'

İzmir'de metro işçileri imzalanan sözleşmeye tepkili: 'Sendika işçilerin arkasında durmadı'
İzmir'de metro ve tramvay işçilerinin başlattığı grev iki gün sonra anlaşmayla sonuçlanırken, işçiler sendikanın imzaladığı TİS'e tepki gösterdi. Grevi sürdürmeye hazır olduklarını söyleyen işçiler sendikanın arkalarında durmadığını söyledi.

İZMİR - İzmir'de metro ve tramvay işçilerinin 31 Temmuz'da başlattığı grev iki gün sonra anlaşmayla sonuçlanırken, işçiler sendikanın imzaladığı toplu iş sözleşmesine tepkili. Artı Gerçek’e konuşan işçilerden biri, "Biz insanca bir yaşama yetecek bir ücret için grevi sürdürmeye hazırdık ancak sendika işçilerin arkasında durmadı. Sendika bizi sattı" dedi.

İzmir'de metro ve tramvay işçilerinin grevi dün gece (1 Ağustos) İzmir Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Barış Karcı, SODEM-SEN yöneticileri, Demiryol-İş Sendikası yetkilerinin toplu iş sözleşmesini imzalamasıyla sona erdi. Sözleşmede işçilerin ücretleri dört gruba ayrıldı. Birinci ve ikinci grup için günlük 640 TL, üçüncü gruba 570 TL, dördüncü gruba ise 550 TL günlük yevmiye verilmesine karar verildi.

En düşük işçi maaşı (evli, 1 çocuklu ve 10 yıllık çalışan) ikramiye, yol, yemek ve izin yardımları hariç 20 bin 238 TL olurken, en yüksek maaş ise yine ikramiye, yol, yemek ve izin yardımları hariç 24 bin 461 TL'ye yükseldi. İkramiye ile birlikte en düşük maaş 23 bin 793 TL'ye, en yüksek maaş ise 28 bin 586 TL'ye çıktı.

2 BİN TL'LİK ARTIŞ

İmzalanan toplu iş sözleşmesinde eklenen iş riski primleri ve sosyal haklardaki artış ile işçi maaşlarında ortalama 2 bin TL’lik bir artış sağlandı. Öte yandan işçilerin maaşlarına üçüncü ve dördüncü altı aylarda enflasyon artı yüzde 3’lük bir refah payı artışı da verileceği belirtildi.

'YENİ TİS SÜRECİNDE AÇLIK SINIRINDA OLACAĞIZ'

Artı Gerçek’e konuşan bir işçi, "Alacağımız maaşlar ilk başta çok iyi olarak görülebilir ama ülkedeki enflasyon ortamında çok kısa sürede eriyecek. Asgari ücretteki artış oranlarını da dikkate alırsak ikinci yılın sonunda yeniden asgari ücrete eşitlenecek. İki günlük grevimizin, verdiğimiz mücadelenin ve sendikalı olmanın bir anlamı olmayacak. Her fırsatta sosyal demokrat olduğunu dile getiren Tunç Soyer yoksulluk sınırının altındaki taleplerimizi bile çok gördü. Yeni TİS sürecinde masaya oturacağımızda açlık sınırında olacağız" dedi.

'SÖZLEŞME ONAYIMIZ OLMADAN İMZALANDI'

Temizlik biriminde çalışan bir işçi de sendikanın tutumunu eleştirerek, “İşçiler içeriyi çağrıldığında ikna etmeye çalıştılar. Bize görüşlerimiz soruldu, büyük bir kısmımız 'hayır' dedi ama sonrasında birim işyeri temsilcileri yoluyla ikna turlarına başladılar. Bize işverenin daha fazla veremeyeceğini anlattılar. Sonrasında da bizim onayımız olmadan imzaladılar" diye konuştu.

'KÖK ÜCRETLERDE ARTIŞ OLMADI'

Sendikaya olan güvenlerinin sarsıldığını dile getiren işçi, "Greve çıktık ancak kök ücretlerimizde bir artış olmadı. Bunu nerede anlatsak gülerler. Bizi prim ve sosyal haklarla kandırmaya çalışıyorlar. Tunç Soyer, ücret politikasındaki dengeden bahsediyor ama diğer şirketlerde sözleşmeler düşük bittiyse bu bizi neden etkiliyorlar ki. Biz CHP’li yöneticilerin her defasında hükümeti eleştirmek için dile getirdiği yoksulluk sınırının altındaki bir ücret talep etmiştik. Bunu bile çok gördüler” dedi.

'BİZ GREVİ SÜRDÜRMEYE HAZIRDIK'

Başka bir işçi de “Sendikanın açıkladığı rakamlar 10 yıllık evli ve çocuklu işçiler için. Yeni başlayan işçiler dikkate alınmıyor. Bizi yeniden açlık sınırına mahkum edecekler. Biz insanca bir yaşama yetecek bir ücret için grevi sürdürmeye hazırdık ancak sendika işçilerin arkasında durmadı. Sendika bizi sattı. Hem arkasında duramayacağı bir greve çıkarttı hem de bizi İzmir kamuoyuna yem etti. Ayrıca sendika genel merkezi de şube yönetimine de imzalanması yönünde baskı kurdu" diye konuştu.

'SÖZLEŞMEYİ İŞÇİLERİN TEPKİSİNE RAĞMEN İMZALADILAR'

Hat biriminde çalışan başka bir işçi de sözleşmenin adaletsizlikle sonuçlandığını dile getirerek “Biz teknisyeniz ama teknisyenlerle aynı parayı alamıyoruz. Yevmiye ücretlerinde 70 TL'lik bir fark var. Biz elektrikle uğraşıyoruz ve gün boyu tehlike altındayız. Bu durum sözleşmeye yansımalıydı. Bizim birimimizin de çoğu bu sözleşmeye onay vermedi. Bizi sözlerle ikna etmeye çalıştılar. Ancak bu sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceği meçhul. Alacaksa bu hakkı bütün birimler almalıydı. Sözleşmeyi işçilerin tepkisine rağmen işyeri temsilcilerinin onayı ile imzaladılar “ dedi.

'MÜDÜR BİZİ TEHDİT ETTİ'

Başka bir işçi de “Sendika bizi Genel Müdürün önüne attı. Müdür bizi sözleşmeye ikna etmeye çalıştı. Kabul etmezsek bizi soruşturmalarla tehdit etti. Bunlar olurken sendika sessiz kaldı, ağzını açmadı. Bize açıktan sopa gösterdi. İşçiler de korkularından tepkilerini geri çekmek zorunda kaldı. Böyle sendikacılık olmaz. Biz sözleşmeyi halaylarla sevinçle bitirmek istiyorduk ama sendika bizi satışa getirdi. Sürücü olmamıza rağmen bizim bir kıymetimiz yok. Her gün yüz binlerce İzmirliyi taşıyoruz. İşimizi yaparken aklımızda geçim derdi olmamalı “ diye konuştu. (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar