Tam kapanmaya tepki: Milyonları açlıkla ölüm arasına sıkıştırma çıktı, sınıf ayrımcılığı var
ARTI GERÇEK- AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün duyurduğu tam kapanmaya ilişkin emek örgütlerinden tepki gelmeye devam ediyor. Milyonlarca çalışanı güvencesiz şekilde evlerine gönderecek ve sosyal hareketliliği azaltsa da çalışma yaşamında her şeyin eskisi gibi kalacağını belirten iki emek konfederasyonunu açıklama yaptı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), "Tam kapanma yok, sınıf ayrımcılığı var" derken Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ise genelgeden "Milyonları açlıkla ölüm arasına sıkıştırma çıktı" dedi.
AKP hükümetine emek ve meslek örgütleri ile birlikte pandeminin başından beri kapanma çağrısında bulunduklarını hatırlatan KESK , "Defalarca hükümeti dar gelirli vatandaşlarımızı, işçileri, emekçileri, küçük esnafı ekmek parası ile canı arasına sıkıştırmayan ekonomik ve sosyal önlemlerin alındığı, hayati ve acil ihtiyaçları karşılamaya dönük üretimin dışında kalan tüm üretimin durdurulduğu bir kapanmaya, bilim insanlarımızın sesine kulak vermeye davet ettik.
Ne yazık ki ülkeyi yönetenler bu çağrılarımıza hep kulaklarını tıkamaya devam etmiştir. Süreç tüm sorumluluğu vatandaşlara yıkan maske-mesafe-hijyen nakaratı ile yönetilmeye çalışılmıştır. Sadece vaka ve ölüm sayılarının yükselişe geçtiği dönemlerde gündeme gelen her önlemde başta emekçi kesimler olmak üzere toplumun önemli bölümü kapsam dışı bırakılmıştır. Kadınları ev içi şiddetten koruyacak, uzaktan çalışma sonucu artan ev içi bakım yükünü hafifletecek tedbirler alınmamıştır.
Üstelik iktidar kendi açıkladığı önlemlere kendisi uymamıştır. En fazla üç yüz beş yüz kişinin bir araya geleceği sendika, dernek, baro genel kurulları hatta elli kişinin bir araya geldiği basın açıklamaları dahi pandemi gerekçesi ile yasaklanmıştır. Buna karşın iktidar partisinin binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirdiği ‘lebaleb’ kongreler, aralarında kısıtlamada imzası bulunan bakanların bulunduğu binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilen cenaze törenleri sürmüştür" ifadelerini kullandı.
Tablonun kötüleşmeye başlaması ile sonuç odaklı olmayan önlemlerin alınmaya başlandığını belirten KESK, dün açıklanan tam kapanma ile birlikte ‘yarım yamalak’ olarak tanımladığı bir genelge ortaya çıkarıldığını savunarak gerçek bir tam kapanmadan bahsedilebilmesi için üretim alanlarında çalışanların ihtiyaçlarını da karşılayan bir kapanmanın olması gerektiğini söyledi.
KESK açıklamasında "İçişleri Bakanlığı genelgesine göre kamu çalışanları için de bir kapanmadan söz etmek mümkün değildir" dedi.
Merkez Bankası rezervlerinden eriyen 128 milyar doları hatırlatan KESK, "Merkez Bankasının 128 Milyar dolarını nereye gittiğini aylardır açıklayamayanlar, kapılarını bir kez daha işçilere, emekçilere, dar gelirlilere tam kapatmak istemektedir" dedi.
Son 15 günde alınan tedbirlere rağmen vaka ve vefat sayısında bir değişimin olmadığını vurgulayan KESK, temel sorunun kamuda, hizmet sektörü ve fabrikalardaki çalışma biçiminin olduğunu kaydetti.
ÇALIŞANLARIN DAHİL OLDUĞU 4 HAFTALIK KAPANMA, YENİ AŞILAMA PROGRAMI
KESK şu önlemlerin alınması gerektiğini bildirdi:
"Hem kamuda hem özel sektörde hayati ve acil ihtiyaçları karşılamaya dönük mal ve hizmet üretim dışında kalan tüm alanlarda üretim durdurulmalı, 4 haftalık bir kapa geçilmelidir.
4 haftalık kapanma döneminde tüm çalışanların maaşları, ücretleri herhangi bir hak kaybına yol açmaksızın Hazineden karşılanmalıdır.
Yeni bir aşılama planlaması yapılmalı, öncelik hayati ve acil mal ve hizmet üretiminde çalışanlara verilmelidir.
Virüsten koruyucu ürün ve malzemelerin (maske, kolonya, sıvı sabun vb.) başta dar gelirliler olmak üzere halka ücretsiz dağıtımı yapılmalıdır.
Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere "temel bir yurttaşlık geliri" sağlanma
Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamlar geri alınmalı, söz konusu maddelerden alınan KDV sıfırlanmalıdır.
Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, iletişim giderleri pandemi tehdidi ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır.
COVID-19 çalışırken hastalanan emekçiler için iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilmelidir.
Kapanma durumlarında kadınlara yönelik artan ev içi şiddete ve bakım yüküne yönelik tedbirler alınmalıdır.
‘HÜKÜMET ‘ÇARKLAR DÖNSÜN, ÖLEN ÖLSÜN’ ZİHNİYETİNİ SÜRDÜRMEKTEDİR’
DİSK adına ise Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, "Tam kapanma yok, sınıf ayrımcılığı var" diyerek yayımlanan genelgeye tepki gösterdi. Çerkezoğlu da başta sanayi ve inşaat olmak üzere zorunlu olmayan üretim alanlarında çalışılmaya devam edilmesinin tam kapanmayı gerçek dışı kıldığını söyledi.
Kararın sermayeyi gözeterek alındığını vurulayan Çerkezoğlu, "Salgında hergün yüzlerce yurttaş ölürken inşaatların çalışması hangi akla hizmettir? Acil olmayan sanayi üretimi hangi akla hizmettir? Hükümet sermeyenin çıkarlarını halkın, işçinin çıkarlarından üstün tutmaktadır. Hükümet ‘çarklar dönsün, ölen ölsün’ zihniyetini sürdürmektedir.
İşçiler servisler veya toplu taşıma ile işe gidecekler, yan yana çalışacaklar ve birlikte yemek yiyecekler. Bu akıl almaz bir tutumdur. İnsafsız bir tutumdur. İşçileri virüsle baş başa bırakarak tam kapanma olmaz. İşyerlerinde ciddi vaka artışlarının görüldüğü bir ortamda tam kapanma iddiası adı altında işçileri salgınla baş başa bırakmak kabul edilemez.
Tam kapanmadan muaf tutulan işlerin pek çoğu temel ve zorunlu işler değildir. Tam kapanma için çarklar durmalı, üretim durmalı, zorunlu, temel ve acil mal ve hizmet üretimi dışında tüm üretime ara verilmelidir. Çalışması zorunlu olan işçiler için ise dönüşümlü, seyreltilmiş ve kısaltılmış mesai uygulaması yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.
‘NAKİT SOSYAL DESTEK OLMADAN KAPANMA OLMAZ’
"Salgın yönetimi açıkça bir sınıf ayrımcılığına dönüşmüştür" diyen Çerkezoğlu, DİSK’in taleplerini şu şekilde sıraladı:
"17 Mayıs’a kadar sürecek kısmi kapanma sırasında çalışanların ve dar gelirli yurttaşların geçimlerini sağlayacak ve gelir kaybını önleyecek nakit desteklerin sağlanması zorunludur. Nakit sosyal destek olmadan kapanma olmaz. Bu anayasaya ve insan haklarına aykırıdır.
Salgın nedeniyle alınan önlemler nedeniyle iş ve gelir kaybına uğrayacak çalışanların ve yurttaşların geçimin devlet tarafından sağlanması Anayasanın sosyal devlet ilkesinin ve Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun gereğidir.
Zaman kaybetmeden acil ve zorunlu işler dışında üretim durmalı, çarklar durmalı, bütün herkese gelir desteği sağlanmalıdır.
Kapanma konusundaki keyfi istisnalar kaldırılmalı "üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar" ibaresi genelgeden çıkarılmalıdır.
Kapanma sırasında zorunlu ve acil nitelikteki mal ve hizmet üretiminde çalışanların çalışma süreleri kısaltılmalı, dönüşümlü ve seyreltilmiş ve pandemi koşullarına uygun bir çalışma düzeni oluşturulmalıdır.
Zorunlu ve acil işlerde çalışmak zorunda olanlar derhal aşılanmalıdır.
Kapanma ilgili kurallar bütün işyerlerinde kamu-özel ayrımı olmaksızın uygulanmalıdır.
Tam kapanma sırasında bütün çalışanlar kamu-özel ayrımı olmaksızın ücretli izinli sayılmalıdır. Çalışanlar kapanma sırasında ücret ve gelir
kaybına uğramamalıdır.
‘ÜCRETSİZ İZİN UYGULAMASI ÇÖZÜM DEĞİLDİR’
İş Kanunu’nun 40. maddesi gereği tam kapanma sırasında ilk bir haftalık süre içinde işçilerin ücretlerinin yarısının işverenlerce ödenmesi zorunludur. İşçilerin işveren tarafından ödenmeyen kalan ücretleri ise İşsizlik Sigortası Fonu tarafından ödenmelidir. Böylece işçiler tam kapanma sırasında ücret kaybına uğramamalıdır.
Ücretsiz izin uygulaması (nakdi ücret desteği) çözüm değildir. Bu uygulama işçilerin büyük kayıplar yaşamasına yol açıyor. Kapanma sırasında işçilerin, çalışanların ücret ve gelir kaybı ortadan kaldırılmalıdır.
‘KAYIT DIŞI ÇALIŞANLAR İLE ESNAF VE YOKSUL AİLELER ASGARİ GELİR DESTEĞİ’
Kayıt dışı çalışanlar ile esnaf ve yoksul ailelerin yaşayacağı gelir kaybını gidermek gelir kaybı yaşayan hanelere asgari ücret düzeyinden az olmamak üzere Hazineden asgari gelir desteği sağlanmalıdır.
Emeklilerin bayram ikramiyeleri yaşanan kayıplar da dikkate alınarak 1.800 TL olarak saptanmalı ve kapanma sırasında hemen ödenmelidir.