'Bu düzende kadınlar olarak iki kere sömürülüyor, aşağılanıyoruz'
Yağmur KAYA
ARTI GERÇEK- Sosyalist Kadın Hareketi, Dardanel fabrikasında çalışan işçi kadınların uğradığı hak gasplarına dikkat çekmek amacıyla Kadıköy Khalkedon Meydanı'nda eylem yaptı.
Eylemde, Dardanel fabrikasında çalışan işçi kadınların gönderdiği mektup okundu.
İşçi kadınlar gönderdiği mektupta, tuvalet ve soyunma odalarında kameraların bulunduğunu söylüyor. Kadınlar gönderdiği mektupta, "İçeride bozuk ürünlerin çekilmesi nasıl yasaksa biz kadınların gözetlenmesinin de yasak olması gerektiğini düşünüyoruz" diyor.
'HAK GASPLARINA KARŞI SESİMİZİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORUZ'
İnsanca çalışma koşulları için mücadele ettiklerini belirten kadınlar, uğradıkları mobbing ve hak gasplarını şu şekilde anlatıyor:
Bizler dardanelde çalışan kadın işçileriz. Fabrikada sendikasız, denetimsiz rahatça gerçekleştirilen hukuksuzluklara, haksızlıklara, fiziksel psikolojik şiddetlere, güvenliksiz çalışma koşullarına, hak gasplarına karşı sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Niyazi Önen'in bizlerden esirgediği en temel hakkımız olan, kreş, fazla mesai ücretleri, insanca çalışma koşulları için bir mücadeleye giriştik. Yüzde yetmişin üzerinde kadın çalışan oranına rağmen görmezden gelinen kreş hakkımızı istiyoruz. Bahanesiz işten atılmalar, bahanesiz ücret kesintileri, bahanesiz mola kesintileri son bulsun; usta başılarının, formenlerin özellikle biz kadın çalışanlara karşı kötü muamelesi, itip kakması bitsin istiyoruz.
'TUVALETLER İZNE TÂBİ'
İşimizi Fabrika içerisinde tuvaletlerin izne tabi olmasını, gözetlenmesini kabul etmiyoruz. Kurtlu yemeklerin bir mahremiyeti varsa biz kadınların da tuvalet ve soyunma odalarında mahremiyetimiz var. İçeride bu bozuk ürünlerin çekilmesi nasıl yasaksa biz kadınların gözetlenmesinin de yasak olması gerektiğini düşünüyoruz. Pis tuvaletleri, soyunma odalarını kullanmak, sağlıksız ve hijyenik olmayan yemekleri tüketmek istemiyoruz. Soğukta üretim yapan işçiler olarak kışlık kıyafet, taşeronlara çelik burunlu çizme ve yelek istiyoruz. Bütün bunlar zaten yapılması gereken, mevcut iş kanununda saklı olan haklarımızdır.
'CİNSEL, ULUSAL SÖMÜRÜYÜ KABUL ETMİYORUZ'
Ülkede ve dünyada cins kırıma uğrayan, sırf cinsiyetinden dolayı fiziksel psikolojik şiddete maruz bırakılan, ikinci sınıf insan muamelesi gören kadınlar olarak fabrika içerisinde de yapay hiyerarşiler içinde tabanı oluşturmayı kabul etmiyoruz. Dışarıda nasıl şiddet zincirinin ilk halkasıysak, fabrika içerisinde de yoğun şiddetle karşılaşan biziz. Nüfusun nasıl yarısını oluşturuyorsak işçi sınıfının da yarısı biz kadınlarız. Üretimden gelen gücümüzle, örgütlenme irademizi kullanıyoruz. Kölelik koşullarına, aşağılanmaya, ezilmeye, şiddete karşı duruyoruz. Ev içinde ve sokakta rastladığımız şiddetin de her şeyin olduğu gibi sınıfsal olduğunu biliyoruz. Kürt, Suriyeli, Roman, Arnavut, Türkmen, Türk İranlı kadınlar olarak orduyu bile doyuran, giydiren biziz. Dünyayı yaratan işçi sınıfının güçlü bir parçasıyız. Cinsel, ulusal sömürüyü kabul etmiyor, bütün işçi kadınları mücadeleye çağırıyoruz. Burjuvazi kanun yazıyorsa bizler tarih yazacağız."
'KADINLAR OLARAK İKİ KERE SÖMÜRÜLÜYORUZ'
Mektubun okunmasının ardından basın açıklamasını okuyan Tuğgen Gümüşay, kadınlara hayatın her alanında hayatında ağır bedeller ödetildiğini ifade etti. Gümüşay, kadınların, iş yerlerinde insanlık dışı hak gasplarına maruz kaldığını belirterek, "Bizler tüm şiddetiyle yürüyen sınıf savaşımının örtbas edilmeye çalışıldığı bu düzende kadınlar olarak iki kere sömürülüyor, aşağılanıyoruz" dedi.
'ŞİDDET ZİNCİRİNİN İLK HALKASI'
Gümüşay, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Dardanel işçisi kadınlar yaşananları bizlere bir açık mektupla dile getirdiler. Dardanel’de kadın işçiler formeninden usta başına, patronundan erkek çalışanlarına kadar emir komuta ve şiddet zincirinin ilk halkasında olduklarını, sigortasız çalıştıklarını ve her hangi bir iş kazası durumunda hastaneye değil eve gönderildiklerini, prim usulü ile üretim yapıldığından az işçi çok iş mantığıyla çalışılmak zorunda bırakıldıklarını, çay ve yemek molalarının yetersiz olduğunu ve yemeklerden böcek çıktığını, paketleme sırasında bozuk ve çok bozuk ürünleri fabrikanın dayatması üzerine ayırdıklarını ve fabrikanın bozuk olan ürünleri tekrardan paketlettirdiğini, telefonla saate bakmanın cezası olarak ücret kesintisi yapıldığını söylüyor. Dardanel işçisi kadınlar bunları yaşıyor."
Kadın işçilerin fabrikada uğradığı hak gasplarına son verilmesi çağrısında bulunan Gümüşay, "Yapılan bu muamelelere derhal son verilmeli, işçilerin hak gaspları giderilmeli, işçileri taciz edenler hesap vermelidir. Dardanel işçilerinin yanındayız, taleplerinin takipçisiyiz" diye belirtti.