Trendyol’un tazminat ve sendika önleme 'taktiği': 5 aylık sözleşme
Osman ÇAKLI
İSTANBUL - Trendyol’un Esenyurt’taki deposunda çalışan toplam 54 işçi, birer gün arayla işten çıkarıldı. İşten çıkarılanların işlerine iade edilmesini talep eden işçiler, 12 gündür depo önünde işverenle diyalog zemini arasa da henüz bir gelişme yaşanmadı.
Trendyol deposunda sendikalı olmak isteyen işçiler, kendileri İş Kanunu’nun Kod25/2 çıkış maddesiyle kapıda buldu. İş kanunu maddesine göre Kod25/2’den nedeniyle işten çıkarılmak, işveren güvenini kötüye kullanma, hırsızlık yapma, işverenin meslek sırlarını ‘ifşa’ etmek, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar anlamına geliyor. Özellikle pandemi sonrasında Kod25/2 ile işten çıkarılan işçiler başka yerlerde iş bulamıyor.
İşçilerin tek gündemi ise geçim. “Nasıl geçineceğimi bilmiyorum. Akrabalarım yardımcı oldu, kirayı ödedik. Bu ne kadar devam edebilir, bilmiyorum” bu sözler iki yıldır Trendyol deposunda işçi olan Hüseyin Demir’e ait. Demir’in anlattıkları tekil bir örneğin ötesine işaret ediyor. Trendyol’un sendikalaşmaya karşı uygulamalarını işçilere sorduk.
TRENDYOL'UN SENDİKALAŞMAYI ÖNLEYEN 'TAKTİĞİ'
Pandemi sonrası Kod25/2 ile işten çıkarılanların sayısına dair net bir veri yok. Fakat hakları için fabrika önlerinde, madenlerde, marketlerde grev çadırlarında buluşan insanların pek çoğunun iş çıkış kodu aynı. Üstelik aynı kodla çıkarılanlar, başka iş bulmakta da sorunlar yaşamakla kalmıyor, tazminatları da ödenmiyor. İşçiler haklılığını ispat etmek için ya aylarca, yıllarca mahkeme koridorlarını aşındırmak ya da eylem yapmak zorunda kalıyor. Bütün bunları yaparken geçinmeyi de ihmal etmemeleri gerekiyor. Trendyol deposunda çalışanlar, depo önüne eylem çadırı kurmayı tercih etmiş.
Depoda altıncı ayının dolmasına yaklaşık bir hafta kala işten çıkarılan Azad Erdinç, sürecin bir kişinin işten çıkarılmasıyla başladığını, tepki gösteren ve sendikalaşan toplam 54 işçinin işten çıkarılmasıyla sonuçlandığını anlattı. İşten çıkarılanların tazminatları da ödenmemiş. Trendyol’un işvereninin geliştirdiği sistemi anlatan işçi Erdinç, tazminat ödenmemesi için 5 ayda bir depodaki işçilerin kovulup yerine başka işçilerin alındığını söyledi. Erdinç, “böylelikle işçilerin birbirini tanıması ve sendikal ilişki kurması da önlenmiş” olduğunu söylüyor.
'SORUNLARI İŞÇİLERLE YAN YANA GELEREK AŞMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Çalıştığı sürede çalışma koşullarına ve uğradıkları mobbing nedeniyle sendikalı olmayı tercih ettiklerini ifade eden Erdinç, “Sürekli mobbing yapılıyordu. Kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyoruz. 12 gündür buradayız” dedi.
Bekâr olduğunu sözlerine ekleyen Erdinç, ailesiyle birlikte yaşadığını ancak hanede tek çalışan olduğunu kaydetti. Eve giren tek maaşın da artık olmadığını, kredi borçlarını ödeyemediğini belirten Erdinç, şöyle konuştu:
“Kredi taksitini ödeyemedim. Faturaları ödeyemedim, ödemem gereken her şey şu an bekliyor. İş aramam gerekiyor. Seçimlerden sonra işçilerde de bir umutsuzluk oldu. Kıskaçta olduğumuzu hissediyoruz. Patronlar çok rahat davranıyorlar. ‘Beğenmiyorsan git’ diyorlar. ‘Ya sev ya terk et’ mantalitesi var. Düzene mecbur bırakılıyoruz. Biz de bütün bu sıkıntıları işçilerle yan yana gelerek aşmaya çalışıyoruz. Eskişehir’deki madencileri görüyoruz. İstanbul’daki direnişleri görüyoruz, takip ediyoruz. Bunların artması hepimizi motive ediyor. Her şeyiyle borçlanmış, ekonomik olarak hareket edemeyen bir işçi grubu mevcut. Yan yana gelip, direnişe çıkmak bizim için haysiyet meselesi oldu. Patronlar için her şey kolay ama böyle olmamalı.”
'BUGÜN BİRİNİ KOVAN YARIN HERKESİ KOVAR'
Trendyol deposunda iki yıl kadar çalışan Hüseyin Demir de sendikalı olmaları nedeniyle kovulduklarını ifade etti. Trendyol’un gözdağı vermek için ilk etapta bir kişiyi attığını ifade eden Demir, ancak haberi alınca “bugün bir işçiyi atan, yarın herkesi atar” diye düşündükleri için tepki gösterdiklerini söyledi.
Demir de aile evinde anne ve babasıyla yaşıyor. Evin tek çalışanı. Nasıl geçineceklerini bilmediğini, kirasını akrabalarının ödediğini, geleceği göremediğini anlattı:
“Bu ne kadar devam edebilir, bilmiyorum. Yaklaşık 2 yıldır Trendyol depoda çalışıyordum. Zaten burası kampanya dönemlerinde 5 aylık sözleşmelerle işçi alıyor. Trendyol, eylül-kasım aylarındaki kampanyalarındaki yoğunluğu atlatınca herkesi kapının önüne koyuyor. Çok az insan çalışmaya devam ediyor. Ufak bir sendikalaşma gördüklerinde direkt iş çıkışı veriyorlar. Biz kamuoyundan Trendyol’dan alışveriş yapmamasını bekliyoruz. Trendyol uygulamasını telefonlarından silsinler. “
DEPO İŞÇİSİ İLETİŞİM KOLUNA GEÇİRİLMİŞ
DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar da Trendyol işçileri ile Esenyurt’taki eylem alanında. İşçilerin üye olduğu sendika PTT Sen (iletişim kolu) olsa da işçiler aslında depoda çalışıyor. Acar, “Biz birlikte direniyoruz, işveren işçileri sinsice iletişim koluna geçirdi” dedi.
'İŞÇİ ÇOCUKLARINDA BESLENME YETERSİZLİĞİNDEN DOLAYI HASTALIKLAR OLUYOR'
Anadolu işçi havzaları, yaz başından bu yana art arda irili ufaklı işçi eylemlerine sahne oluyor. Sendikacı Acar da işçilerin kendi cephelerinde olup bitenleri dikkatle izlediğini ve yaşadıkları ‘cenderenin’ farkında olduklarını söyledi. İşçilerin bir parça da olsa rahat edebileceği hakların peşinde olduğunu kaydeden Acar, Esenyurt’tan örnek verirken ucuz iş gücüne atıf yaptı:
“Esenyurt gibi işçinin en ucuz maliyete çalıştırıldığı yerde bu insanlar en az 10 bin lira kira ödüyor. İşçi arkadaşlarımızın çoğunun çocuklarında beslenme yetersizliğine bağlı sağlık sorunları yaşanmaya başladı. Bir depo örgütlenmesi yürütürken, beslenme yetersizliğinden çocuklarda saçkıran başlamış. Doktor, meyve yemesini önermiş. Ancak baba, maaşıyla çocuğunun meyve ya da et yemesini karşılayamıyor. İşçiler bu zor koşullarda vazgeçmektense direnmeyi tercih ediyor.”
‘İKİ ÜÇ KİŞİ YAN YANA GELİNCE DİRENMEYİ TARTIŞMAYA BAŞLIYOR’
Özellikle seçim sonrası solda oluşan moral bozukluğunun işçiler arasında da olduğunu gözlemlediğini ifade eden Acar, bunun nedeninin ise seçim döneminde yaratılan “kazanıyoruz, geliyoruz” sözlerinin olduğunu kaydetti.
Kaybetmenin işçileri yansımasının ağır olduğunu sözlerine ekleyen Acar, bir taraftan da öfkenin biriktiğini sözlerine ekledi:
"2 yıldır da korkunç bir çalışma ortamı oluştu. Asla tazminat alamayacağı, çalıştığı işle ilgili söz söyleyemeyeceği bir düzen oluştu. İşçiler bir öfke biriktiriyor. Anadolu’da tekil görünen direniş eğilimleri çok yaygın, sayıları da az değil. İşçiler de bu cendereyi kırabilmenin yolunu arıyor. Temas ettiğimiz işçiler arasında memleketteki işçi direnişlerini izlemeyen çok az. İşçiler kendi cephesinde ne olduğunu merak ediyor. İki üç kişi yan yana geldiğinde direnmeyi tartışmaya başlıyor.”
Eskişehir'de 190 maden işçisi dört gündür yeraltında açlık grevinde
İktidar, seçim vaatlerini tutmadı: Hakkını isteyen maden işçileri kendilerini madene kapattı
Antep'te işçi direnişleri yayılıyor: GAMA İplik işçileri de iş bıraktı
Sendikadan istifaya zorlanmışlardı: Erkaplan Halı işçilerinden işveren hakkında suç duyurusu