Yüzlerce işçi 'insanca yaşam' için grevde: Sadece kıt kanaat geçinmek için çalışmayı reddediyoruz!
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı, Türkiye Petrol, Kimya ve Lastik Sanayii İşçileri Sendikası (Lastik-İş) üyesi işçiler İstanbul Çerkezköy ve Urfa'da fabrikaları bulunan Fischer Hakan Plastik Fabrikası’nda greve çıktı. Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan işçilerle işveren arasında, 1 Ocak 2021’den bu yana yapılan 25 görüşmeden sonuç çıkmadı. Ücret zamları, birleşik sosyal yardım, sosyal yardımların 2 yıl artışı, erzak yardımları, giyim çeki ve aile yardımı konusunda hak ettiklerini alamayan işçiler, İstanbul’da bulunan fabrikada 350, Urfa’da bulunan fabrikada 100'ü aşkın emekçiyle greve başladı ve fabrikalarda üretim durdu.
Urfa Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) bulunan fabrika önünde grevlerini sürdüren emekçiler, 3 vardiya şeklinde nöbetleşerek grev gözetmenliği yapıyor. Engellemelere rağmen fabrika önünde grevi sürdüren işçiler arasında olan Lastik İş Sendikası Urfa Bölge Temsilcileri Mehmet Halil Karataş ve Orhan Doğan ile işçiler Mustafa Özkan ve Mehmet Beyaz, grev sürecini Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.
‘İŞÇİNİN SİLAHI GREV’
Lastik İş Sendikası’nın Fischer Hakan Plastik Fabrikası’nda 6 yıldır örgütlü olduğunu söyleyen sendikanın bölge temsilcilerinden Mehmet Halil Karataş, bu süre zarfında fabrika ile iki defa TİS yapıldığını belirtti. Grev kararı almadan önce 1 Ocak tarihinden bu yana toplam 25 kez işveren ve sendika arasında toplu sözleşme müzakere toplantısı yapıldığı bilgisini veren Karataş, "Anlaşma sağlanamadığı için cuma günü işçinin silahı olan grev kararını almak zorunda kaldık. Emekçi arkadaşların daha refah içinde, insanca yaşayabileceği bir ücret taslağı oluşturduk ve müzakereler yaptık. Geldiğimiz son noktada 5 gündür grevdeyiz ve direniyoruz. Şirketin İstanbul ve Urfa’da olan iki fabrikasında 5 gündür üretim tamamen durmuş durumda" dedi.
DAHA İNSANCA KOŞULLARDA YAŞAMA TALEBİ
Bölge illerinde grevlerin az olduğuna değinen Karataş,"Uzun bir süreden sonra ilk defa Urfa’da bir fabrikada grev var. Müzakerelere açığız, işveren ile masaya oturmaya hazırız. Daha insanca koşullarda yaşayabilmek, çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak için mücadele ediyoruz. Emekçinin hak ettiği sadece salt maaştan ibaret olan ücret değildi. Sosyal varlıklarız, sosyal haklarımızı barındıran paketlerin olması gerek. Erzak çekleri, yakacak yardımı haklı taleplerimizdir. Bu talepler işveren tarafından karşılanabilecek taleplerdir. Sadece insanca yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
'HERKES EVDEYKEN BİZ ÇALIŞMAYA ÜRETMEYE DEVAM ETTİK'
Tüm dünyayı etkisi altına alan salgında eve kapanmak yerine çalıştıklarının altını çizen Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu dönemde alt tabaka olan biz işçi, emekçi sınıfı zor durumda bırakıldık. Biz iki ay kısa çalışma ödeneğine gittik, iki ay dışında herkesin evinde olduğu bir dönemde biz çalışmaya, üretmeye devam ettik."
‘ENGELLEMELER YASA DIŞI, KİMSE HAKKINI ARAMAKTAN KORKMASIN’
Sendikanın bir diğer bölge temsilcisi Orhan Doğan da ilk günden bu yana Jandarma ile karşı karşıya geldiklerini söyledi. Çadır kurmalarının pandemi gerekçesiyle yasaklandığını dile getiren Doğan, "Yasal olarak grev yapıyoruz, yasa dışı bir şey söz konusu değil. Sosyal mesafemize dikkat ederek yasal olan hakkımızı kullanıyoruz. Engellemeler yasa dışı. Diğer fabrikalarda çalışan arkadaşlarımız korktukları için bizimle iletişime dahi geçemiyorlar. Sendikalaşma, hak arama sanki kötü bir şey gibi algılanıyor. Sendikalı olsun ya da olmasın kimse hakkını istemekten korkmasın" ifadelerini kullandı.
‘HERKESİN TEMEL DERDİ AİLESİNE DAHA GÜZEL BİR HAYAT SUNMAK’
Salgında hayatlarını riske atarak çalıştıklarını, ancak emeklerinin karşılığını alamadıklarını vurgulayan Doğan şunları söyledi: "Israrla hakkımız olanı talep etmeye devam edeceğiz. Herkesten mücadelemize saygı duymasını bekliyoruz. Fabrikada örgütlü olduğumuz için asgari ücret ve altında bir ücret ile çalışan yok, ancak OSB’de ve Urfa’nın birçok yerinde asgari ücret ve altında bir ücrete çalıştırılan birçok emekçi var."
Fabrikada 3 yıldır çalışan Mustafa Özkan ise temel gıda malzemelerine son 1 yılda gelen zamlara işaret etti. Tüm bunların hayat şartlarına etki ettiğini söyleyen Özkan, "Burada çalışan insanların temel derdi ailelerine daha güzel bir hayat sunmak. Hepimizin bir hayat mücadelesi var, insanca yaşamak istiyoruz. Bunu talep ederken taleplerimiz karşılanmadığı için greve gitmek zorunda kaldık" diye belirtti.
‘DEVLETİN İŞÇİYİ, ASIL ÜRETİMİ YAPANI KORUMASI GEREK’
Fabrikada 4 ay önce çalışmaya başlayan Mehmet Beyaz ise öncesinde OSB’de kepçe operatörü olarak çalıştığını söyledi. İşverenlere verilen devlet desteğine değinen Beyaz, "Burada bir fabrikanın temelini atardık. O fabrika bir yıl içinde tamamlanır, üretime başlar. İkinci yıl o fabrika çok kazanır ve 3’üncü yılda artık fabrikanın sahibi kazandıkları ile bir fabrikanın daha temellerini atar. Patron 9 yılda 3 fabrika kuruyor, çünkü devlet hibe, teşvik, destek veriyor. Destek versin biz ona karşı değiliz ama devletin işçiyi, asıl üretimi yapanı koruması gerek. Sürekli patronlara destek vermek iyi değil. OSB’de 12 saat çalıştırıp asgari ücret vermeyen fabrikalar var. Bunlar denetlenmiyor. Böyle bir ortamda biz haklarımız için greve gittik ve bu uzun süre sonra Urfa'da bir ilk" diye konuştu.
‘SADECE KIT KANAAT GEÇİNMEK İÇİN ÇALIŞMAYI REDDEDİYORUZ’
Tek taleplerinin "insanca yaşamak" olduğunun altını çizen Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı: "Urfa’da 2 yıl önce yıllık 6 bin TL’ye kiraladığım ev şuan 15 bin TL olmuş. Sosyal hayatımıza ayıracak bir paramız olması gerekir. Sadece kıt kanaat geçinmek için çalışmayı reddediyoruz. Herkes hakkının karşılığını almak için örgütlensin."