24 Haziran’ın olası sorusu: Bahçeli Erdoğan’ı kandırdı mı?
Ahmet SARI
HDP barajı geçecek mi? Muhalefet mi, Cumhur İttifakı mı; meclis çoğunluğunu hangisi yakalayacak? Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalacak mı, kalırsa ne olacak? Üzerlerine senaryolar yazılan seçim sürecinin bu en popüler sorularının yanında onlar kadar göz önünde bulunmayan ama belli ölçülerde gizem içermesiyle, önümüzdeki dönemle ilgili önemli ihtimallere işaret etmesiyle dikkat çekici bazı sorular da var: Devlet Bahçeli ve MHP soruları…
Devlet Bahçeli ne yapmak istiyor? Amacı Ne? 24 Haziran sonrasında da Cumhur İttifakı’ndaki yerini sürdürecek mi?
CUMHUR İTTİFAKI NE KADAR SÜRER?
İçinde "Türkiye'nin istiklalini ve istikbalini her şeyin üstünde tutan bir anlayış", "güçlü ve istikrarlı bir parlamento", "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi" gibi ifadelerin sıralandığı, Mayıs ayının ilk günlerinde AKP’li Mustafa Şentop ile MHP’li Mustafa Kalaycı’nın YSK’ye sunduğu protokol metnine göre Cumhur İttifakı seçimlerden sonra da 5 yıl boyunca sürecek. Az önce alıntılanan kavramların hayata geçirilebilmesi için... Cumhur İttifakı’nın yalnızca seçimlere yönelik olmadığı, sonrası için de süreceği, temellerinin de milletin birliği ve devletin bekasıyla bağlantılı biçimde 15 Temmuz mücadelesine dayandığı, AKP çevrelerinde ağırlıklı olarak dile getirilen bir görüş.
Aslında AKP – MHP işbirliğinin ve dolayısıyla bu işbirliğinin bir yerinde ortaya çıkan Cumhur İttifakı’nın temelleri 15 Temmuz’dan öncesine; Meral Akşener’in MHP başkanlığına oynamasına ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Akşener’e karşı Bahçeli’ye destek vermesine uzanıyor. Örneğin gazeteci Ruşen Çakır bir değerlendirmesinde, temelleri kendisini kuranların düşüş döneminde atıldığı için Cumhur İttifakı’nı "kaybedenler ittifakı" biçiminde tarif etmişti.
Ortaya çıkışı çokça vurgulandığı gibi olmayan ittifakın sonu da çokça dilendiği gibi olmayabilir. Bu yöndeki işaretler az değil. Bu meseleyle ilgili görüşleri dikkate alınabilecek konumdaki MHP kökenli AKP’li milletvekili Tuğrul Türkeş, Bahçeli’nin kimi sözlerine dayandırdığı fikrini bir televizyon programında, "Seçimden sonra iki parti arasında ittifak sürmeyecek" diyerek açıklıyor.
Türkeş’in fikrini dayandırdığı Bahçeli’nin 27 Nisan tarihli sözleri oldukça köşeli. Seçimlerin ardından kendisini başkan yardımcısı olarak görmenin ya da partisinin kabineye girmesinin söz konusu olup olmayacağı yönündeki soruya, "Eğer böyle bir niyette olursak, bu niyet doğrultusunda da seçim sonrası bir uygulamada bulunursak o zaman söylediklerimizin hepsini yalamış oluruz. Milliyetçi hareket böyle bir duruma düşemez" yanıtını vermiş.
Henüz 24 Haziran’a gelmeden ortaya çıkan kimi ciddi ayrılıkları ittifakın doğal seyrinde gelişebilecek olaylar olarak mı yoksa öncü depremler olarak mı görmek gerek?
BİR ORTAK MİTİNG HİKAYESİ: ERDOĞAN KOVALIYOR BAHÇELİ KAÇIYOR
Bahçeli, Erdoğan’ın erken seçim tarihini açıklamasından 3 gün sonra, 21 Nisan’da partisinin kampında gazetecilerin sorularını yanıtlarken Cumhur İttifakı çatısı altında ortak miting düzenlemeyeceklerini söyledi. Üzerinden bir aydan fazla bir zaman geçti... Bu zaman boyunca AKP kanadından ve Erdoğan’dan her fırsatta ortak miting yapma isteği duyuldu. Erdoğan 28 Mayıs’ta bir televizyon yayınında "Ben aslında arzu ederim. En azından bir iki final mitingi müşterek yapsak, isabetli olur diye düşünürüm" dedi. Örneğin 1 Haziran’da bir televizyon yayınında "Arkadaşlarımız görüşüyorlar ama MHP zannediyorum çok sıcak bakmıyor. Sıcak bakarsa memnuniyetle ortak miting yaparız" diyerek bu konudaki isteğini yineledi. Bahçeli’nin net duruşuna karşın Erdoğan’daki ısrar, Erdoğan’daki ısrara karşın Bahçeli’deki duymazlık 24 Haziran sonrasında ortada bir ittifakın kalmayacağını öngören senaryoları güçlendiriyor.
Bahçeli, kendisini ve partisini düştüğü çukurdan çıkarıp meclise taşıyacak formüle artık ulaşmışken yalnızca Erdoğan’la ya da AKP’yle ortak mitingler organize etmeye değil; Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına, Cumhur İttifakı’nın mecliste çoğunluğa ulaşmasına katkı sağlayacak bireysel mitingler düzenlemeye de pek istekli görünmüyor. Parti liderleri, cumhurbaşkanı adayları bir güne birkaç miting sığdırıp şehir şehir gezerken Bahçeli’nin bütün seçim programında bugünlerde başladığı 5 salon toplantısı ve 19-23 Haziran arasına işaretli yalnızca 3 miting bulunuyor.
BAHÇELİ'NİN AF ISRARI NEYİN İPUCU?
Bahçeli seçimler sonrasında başkan yardımcılığı, hükümet ortaklığı gibi formüllere uzak dururken, Erdoğan ile ilişkisini belli bir mesafede tutarken diğer yandan 24 Haziran sonrasıyla ilgili iddiasını, siyaseti belirleyen aktör olma hedefini sürdürüyor. Elini arttırarak... Partisinin beyannamesini açıklarken şöyle diyor: "24 Haziran Türkiye'nin tünelden önceki son çıkışıdır, kader anıdır. Milliyetçi ülkücü hareket, ülkemizin yönetiminde artık tam söz sahibi olacaktır."
İyi de nasıl? Başkan yardımcısı olmayacaksan, hükümette yer almayacaksan... Bugünlerin sıcak gündemi af konusunda izlediği, Erdoğan’ı ve hükümeti köşeye sıkıştırıcı politikalarını sürdürerek olabilir mi?
Bahçeli 12 Mayıs’ta twitter hesabında "kader kurbanları" için af önerisini dile getirdiğinde AKP cephesinden nezaketli biçimde "gündemimizde yok" açıklamaları geldi. O ilk günlerde yayınlanan kimi kulis haberlerine göre Bahçeli, AKP’nin bazı gazetecilere ve Selahattin Demirtaş’a yönelik af girişimi hazırlığının önünü kesmek, çıkarılacak bir affın çerçevesini kendisi belirlemek için böyle bir hamleye yönelmişti. Fakat sonraki günler bu açıklamayla uyumlu seyretmedi. Bahçeli ısrarını, Erdoğan ve AKP bu konudaki olumsuz görüşünü sürdürdü. Bahçeli bir adım öne atarak tarih verip Ramazan Bayramı’ndan önce affın çıkması isteğini dile getirdi, Başbakan Binali Yıldırım cevaben Bahçeli’yle konuştuğunu söyleyip "Gündemimizde af yok" demeye devam etti, Bahçeli "kararlılığımız sürüyor" dedi… Maçın sürdüğü bugünlerde yayınlanan bir kulis haberi, Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde bir KHK ile af çıkaracağı iddialarını gündeme getirdi.
Siyasette etkisiz bir elemana dönüşeceği yönündeki fikirler yaygınken Bahçeli’nin erken seçim hamlesi, kendisini meclise taşıyacak Cumhur İttifakı’nı kurdurup fakat cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan’a olumlu etkide bulunacağı aşikar ortak mitinglere yanaşmaması, af konusunda Erdoğan’a ve AKP’ye rağmen, ("Erdoğan’a ve AKP’ye karşı" mı demek lazım?) ısrarla izlediği sıkıştırıcı politika 24 Haziran sonrası için de akla bazı sorular getiriyor. Girişte bahsettiğimiz gibi…
BAHÇELİ KİMİ CUMHURBAŞKANI GÖRMEK İSTER?
Seçim sürecinde genellikle şöyle soruluyor; "Erdoğan ikinci turda karşısında kimi görmek ister?" Fakat Bahçeli’nin hamleleri ve siyaseti belirlemedeki iddiasını sürdürme çabası göz önünde bulundurularak şöyle bir versiyonu da olabilir sorunun; "Bahçeli kimi cumhurbaşkanı görmek ister?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Haziran’da istediği sonuçları alamazsa, parlamentoda çoğunluk sağlanamazsa ya da cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa, örneğin AKP seçmeninden MHP’ye oy kayması yaşanırsa şöyle bir soru gündeme gelir mi; Bahçeli Erdoğan’ı kandırdı mı?
Sorulara senaryolar yazmak serbest...