Dersim yürekli Ercan
Ferhat TUNÇ
Yıllardır bıkmadan, usanmadan 'Dersim' diyebilmenin inancını duyumsadık. Dile getirdiğimiz ağıtlarda, yüreğimizin en kıymetli hazinesi olarak bildiğimiz bu kentin doğası kadar, insanlarının güzelliğini de anlatmaya çalıştık. Hayata gözlerimizi açarken bile ölümün gerçek yüzüyle karşılanmışız. Bu, hayatımızın her evresinde bizi tıpkı bir gölge gibi izlemişti.
Ölüm, tarihin en acımasız bedelini ödemiş bu kadim kentin insanlarının peşini bırakmıyordu.
Ölüm niye ille de bizim içindi; onu bize hak görenlerin bitmeyen bu düşmanlığı niye? Çocukluğumuz, büyüklerimizden dinlediğimiz "ölümcül" hikâyelerle geçmişti oysa. Ölüm bizden uzak dursun diye Dersim coğrafyasını duaların edildiği ziyaret mekanlarıyla örmüşlerdi büyüklerimiz. Dersim, bu kutsal mekanların yurdu olarak bilindi ve bu kutsiyet duygusu, insanların yaşamının kendisi oldu.
Dersim dağları gözlerindeydi...
Dersimliler ağlamayı ibadet sayan bir inanç geleneğine sahip. Ölüm ne kadar acımasız olursa olsun, kayıplarımızı gökyüzüne yükselen çığlıkların eşliğinde uğurlarız. Ağlamak bir ibadet şekli sayıldığı kadar, zulme isyanımızın da bir ritüeli artık. Son iki gündür, Dersim'in güzel insanlarından biri için ağlıyoruz. Nazmiye ilçesine bağlı Han köyü yakınında devam eden askeri operasyon sırasında minibüs şoförlüğü yapan Ercan Güneş'in yaşamını yitirdiği haberi sarsıcıydı.
Dersim'de çok tanınan, sevilen biri olması, acımızı artırdı.
Uzun yıllardır tanırım, sevgili Ercan'ı. Dersim'in en güzel insanlarından biri olduğunu defaten yüzüne söylemişimdir. Yüreğinin tüm güzelliği yüzüne vurmuş, Dersim dağlarının yeşilini kuşanmış gözleriyle, umut saçıyordu adeta. Onunla her karşılaştığımda bakışlarındaki içtenliğin ve sevginin etkisinde kalırdım. Hayatına -her Dersimli gibi- birçok acı sığdırmıştı.
Dersim doğasına büyük bir tutkuyla aşık biri olarak bilirim kendisini. Ölüm onu ekmeğinin peşinde bir köyde bulmuştu.
Öldürenler, her zaman yaptığını yapmış, Ercan'ı "terörist" olarak göstermeyi ihmal etmemişlerdi.
Naaşı devlet hastanesinden yakınları tarafından alınarak hakka uğurlama erkânı için cemevine götürüldüğünde, bu kez bir başka acıtan durumla karşı karşıya kalınmış.
Cemevi yönetimi Ercan'ı hayattan koparanların talimatına uymuş, naaşını cemevine kabul etmemiş. Dün, çocukluğunun geçtiği, yakınlarının ağıtları eşliğinde toprağa verildi.
Ah, benim Dersim yürekli güzel kardeşim! Gülen gözlerinle 'merhaba' diyen sesini özleyeceğim. Yokluğunu düşünmek bile ne acı...