‘Eski Türkiye’nin ‘Yeni Türkiye’sinin de eskimesi
Bugünlerde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı söylenirken bu durum Corona'dan bağımsız olarak da zaten böyle değil miydi? Corona'dan önce büyük değişimler olmaz mıydı tarihte? İktidarın söylediği gibi Eski Türkiye’ye gerçekten de dönülebilir miydi mesela Yeni Türkiye’yi inşa ettiklerini söylerlerken? Gerçekten de yıllar geri gelir miydi, aynı akıl geri gelir miydi? Yıllar geçerken insanlar o yılları yaşamamış ve bilinçlerinde bir şey yaratmadan geçip gider miydi? Siyasal İslam’a ilişkin mesela tıpkı 90lardaki gibi konuşulabilir miydi? Birçok şey olduğunda hiçbir şey olmamış gibi yaşanabilir miydi? İyi ama 'Yeni Türkiye' dediklerinde de artık halkın desteğini çektiği bu dönemde iktidar da 'Eski Türkiye’nin eskiyenlerinden olmuyor muydu? 'Eski Türkiye’nin Yenisi' de artık yaşanmamış gibi olabilir miydi?
Yaşadıklarımızı yaşamamış gibi ele alacaksak neden yaşamıştık? Boşuna mı çekilmişti bunca acılar?
Yaşanmış şeyler yaşanmamış gibi olacaksa bu iktidar bunu kendi içinde diyebilir miydi o zaman? Yani kendinden önceki Türkiye’den sonra yaptıklarını yapmamış gibi konuşacaklar mı o zaman? O halde bu kadar gayret, onca tartışma, mesai, harcama niyeydi?
Olanla ölene çare yok ama geleceğe var. Ki geleceğe olanlara göre bakmaz mıyız zaten? Hem de tüm bu olanlar farklı yönlerde olsa da bir bilinç akıl ve tutum yarattığı için var. Üstelik toplumsal tavrlar öyle kolay da elde edilmez. Muhalefetin tırnaklarıyla, işten atılma pahasına, aç kalma pahasına olmadı mı tüm bu tutumlar? Öncelikle muhalif seçmenlerin şimdilerde iktidar seçmeninin de ekonomik hayatta da zorlandığını bilmeyen var mı? Birkaç sene öncesine kadar ‘’oğlan bizim kız bizim’ diyenler yani her şeye hakimiz diyen bir iktidarın ekonomiye de hakim değil mi yani? Yanlış yapıyor olması hakim olmadığını değil aksine yanlışlarla olsa da nasıl hakim olduğunun en temel göstergesi değil mi? Hakim olmasa yanlışı doğruymuş gibi göstererek yaptırabileceği bir durumu olur muydu?
Yaşanmamış sayılacaksa olanlar bitenler bu kadar borcu harcı nasıl açıklayacağız? Ali Ismail’e bunlar yaşanmadı kim diyebilecek mesela?
Hangi anket hangi sonucu verirse versin ben her zaman durumu anlamak için; evime giderken alışveriş yaptığım esnaf, konu komşu ne diyor ona bakıyorum. Selamlaşıp sabahlaştığınız insanlar ne kadar politik olursa olsun beraber yaşadığınız için size gerçeği bir aşamada söylerler. İşte bu ilişki ve yıllara dayanan gerçeklik bilgisi sadece sizin oturduğunuz yerde değil bir çok yerde böyle olduğunu düşünüyorum. İnsanlar hangi partiden olursa olsun günlük yaşamda konuşuyor ve etkileşiyor birbiriyle. Elbette bu söylediğim Corona sürecinde hayatı gerçekten evlerine sığanlar için geçerli değil. Onlar evlerine koli koli yiyecek, içecek alıyor, boğazdaki evlerinin devasa bahçelerinde spor yapıyorken kibirli sözlerinden öte ilişki kurmazlar halkla. Ve mesafenin arttı bugünlerde halkın arasındaki mesafe artmadı aksine azaldı. Artık birbirleriyle mecburen biraz daha yüksek sesle konuşuyorlar. Konuştukları herkes tarafından daha da duyulur oluyor…
Konuştuğum esnaf, konu komşu arasında vaktiyle çok sayıda AKP’ye oy veren ve bunu dile getirenler de varken özellikle ikinci İstanbul seçimleri ve hemen önceki süreçte iktidardan vazgeçenler kimlerdi? Muhalif seçmen mi vazgeçmişti kendinden? İşin garip yanı ikinci seçim kararı alındığında ertesi gün sabahtan itibaren iktidar için çalışmaların çok hızla ve güçlü başlayacağını düşünmüştüm ama öyle olmamıştı. Benim göreceğimi zannedip göremediğimi sadece ben değil elbette herkes görmüştü. İnancınınız kalmayınca o fikre dair canınız da kalmıyor. Gerçekten de fark iyice açıldı 806 bine kadar çıktı. İstanbul da açılan fark başka illerde kapanır mıydı? İstanbul, Türkiye değil miydi iktidarın da söylediği gibi?
O dönem esas baktığım muhalefetten çok iktidardan artık yüz çeviren, ona inanmamaya başlayan insanların tekrar AKP’ye dönüp dönmeyecekleriydi. Dönmek ne kelime artık daha da güçlü bir şekilde artık size de, adaletinize de inanmıyoruz demeleri en etkili tavırdı. Corona'dan önce hiçbir şeyin artık eskisi gibi olamayacağız daha güçlü nasıl söylenebilirdi? Muhalefet zaten her türlü zora, baskıya rağmen yerini değiştirmemişken, iktidar seçmeni muhalefetin yaşadığı zorlanmanın çok daha azını yaşıyorken yerini değiştirmişti. Bundan sonra ne olacaktı da muhalefet kazanmışken kazanmış gibi olacak, iktidar seçmeni ona sırtını dönmemiş gibi olacaktı?
Öyle oldu evet. 'Eski Türkiye' olmamış gibi olamayacağı için iktidarın iddia ettiği gibi sistemin değiştiği Türkiye’de yeni oldu. 'Yeni Türkiye' olmamış gibi olabilir mi şimdi?
İktidar seçmenini artık kendine döndüremediği ve bu durum iyice pekiştiği için seçi sistemi, 40 artı bir mi olsun yine yoksa 50 artı bir devam mı etsin diye Cumhur ittifakı niye kendi içinde tartışsın ki?
E bu devasa sorunun kendisi planda var mıydı? Halk bozuyor işte oyunu hiç hesapta omayan bir şekilde. Ki aynı halk AKP’yi kurulduğunun ertesi yılı tüm diğer partileri silerek iktidara taşımamış mıydı yine oyun bozarak. Daha doğrusu oyun kurarak. Oyun kurmayı bilen bir halk niye vazgeçsin bu yeteneğinden. Ki halk yenilginin yükünü sırtında iktidarlardan önce ilk yaşayan değil midir? Hayatın evlerine sığmadığını bilenler değil midir?
Kolay mı düne kadar ‘muhalefetin adını ağzıma alarak, ona bu değeri veremem’ diyenlerin muhalefetsiz bir an bile konuşamaması? Normal mi yani iktidarın üçe bölünmesi?
İktidar baskıyı artırdıkça halkların özlediği Türkiye’ye karşı tutkusu daha artıyor. Ve bu bir temenniden öte, İstanbul’da zor da olsa seçimler yoluyla özlenen nasıl başarıldıysa, bu durum genel seçimlerde de olabilir diye düşünüyor herkes. Ki iktidar açısından özellikle Istanbul seçimleriyle, kaybetmenin yolları sonuna kadar açılmışken bu yenilgi ikinci kez olduğunda ne seçmen de ne de iktidarda bir şaşkınlık yaratacak. İktidar seçimleri tekrar ettirerek bu psikolojik durumun iyice pekişmesini kendi elleriyle de olanak da verdi ve akışı hızlandırdı. Sİstem ne olursa olsun tekrar iktidarı almak için hangi seçim projesini hayata geçirilerse geçirsinler, düne kadar kendilerine oy verenleri dahi tekrar kendine döndüremiyorlarsa karşısındakini hiç döndüremeyeceğine göre? Muhalefet vazgeçmediği, istemediği sürece bir dönem artık bitti…