Hozan Cane, TRT Şeş (6) ve tutuklanmasına varan öç alma!

Hozan Cane, TRT Şeş (6) ve tutuklanmasına varan öç alma!
Hozan Cane, hem TRT 6 ile çalışmayı reddetmiş, hem de 2014 yılında Ezidi soykırımına dair bir film de çekmişti.

Gül GÜZEL


Hozan Cane ile geçmişe uzanan ilişkilerimiz ve kendisine duyduğum takdir, sempatiden dolayı; tutuklandığından beri, sosyal medya hesaplarım üzerinden, özgür bırakılması için paylaşımlarda bulunuyorum. Ancak bu paylaşımlarımın ötesinde kendisine dair daha geniş kapsamlı yazmak istedim.

Hozan Cane’yi çok genç bir Kürt sanatçısı olarak, yaklaşık yirmi yıl önce tanıdım. Bizler Mezopotamya Kültür Derneği çerçevesinde çalışmalar yaparken, o da sanatsal çalışmalarını yürütüyordu. O nedenle yollarımız çok defa kesişiyordu. Bir de, 2000’li yılların başında Stuttgart-Bad Cannstadt beldesinde açılan ‘Kürt Kültür Akademisi' bünyesindeki sanatçılarla birlikte yaptığı klip çalışmalarından. O tarihlerde Hozan Cane’yi yeterince tanımadım veya tanımak için bir çaba içine de girmedim: hem çalışmaların yoğunluğu hem de Cane’nin tiz sesini pek sevememem nedeniyle. O yüzden, birbirimizi gördüğümüzde, sade bir selamlaşmanın ötesine geçen bir yakınlaşmamız olmadı.

 

Hozan Cane İle Yakınlaşmam ve takdirim

Cane ile olan mesafeli ilişkimiz, ilerdeki süreçte birdenbire çok değişti. Cane’yi sevmenin de ötesinde takdir edip, muhabbetle sahiplendim. Malum; Erdoğan, seçim hesaplarını da hesaba katarak, Kürt medyalarına (MED TV, ROJ TV, MEDYA TV) karşı alternatif yaratmak için TRT ŞEŞ (6) adlı televizyon kanalı çalışmalarını başlatmıştı. Bu kanalda çalışacak birçok Kürt aydın, sunucu ve sanatçılarına çalışma teklifinde bulunulmuştu. Bu teklife koşarak gidenleri biliyoruz ve isimlerini söylemeye de gerek yok. Ama Hozan Cane, bu teklifi reddedenlerdendi. Çünkü, hem kadınlık bilincine sahip, hem de halkının özgürlük mücadelesinin bilincindeydi. Cane’nin bu kararından sonra, o pek de sevmediğim sesini, çok ama çok sevmeye başladım. Bunun ardından, Stuttgart’taki bir programa geldiğinde,’’Cane gel seni kucaklamak, kutlamak ve öpmek istiyorum!’’ dediğimde, Hozan Cane benim bu yaklaşımıma biraz da şaşırmış,’’Hevale Gule, sahiden mi?’’ diye sormuştu. Ben de,’’ evet. Çünkü senin verdiğin o karar, benim seni sevmekten öte başımın tacı yapmama yeterli oldu’’ dedim ve o zaman birbirimize sımsıkı sarılmıştık. O olaydan sonra Hozan Cane’yi hep takdir ve sevgiyle izledim, dinledim, dinliyorum. Takdir etmemin nedeni ise Hozan Cane’nin aynı zamanda feodal bağları yıkan bir kadın olmasıydı. İkili sohbetlerimizde,’’Erzurum’lu bir kadın ve ses sanatçısı olmak çok zor. Toplumun sanatçı kadınlara yaklaşımı imha edici. İnan ki sanat ve etnik kimliğim için verdiğim mücadelenin iki katı mücadeleyi ailem çevresinde kadın kimliğim için vermek zorundayım. Ama bize özgürlük hareketinin açtığı yolda, kadın sanatçı olarak da feodal toplum içindeki özgürlüğümün mücadelesini veriyorum’’ diyen cesaretli, bilinçli devrimci bir kadın Hozan Cane. Tabii ki Hozan Cane’nin günün birinde Türkiye’ye gidip, tutuklanacağını hiç düşünmemiştim. Halbuki bu düşüncemde çok yanılmışım.

 

Hozan Cane’nin tutuklanması ve öç alma...

24 Haziran 2018'de yapılan Cumhurbaşkanı ve 27'nci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri ile ilgili seçimler öncesinde Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) seçim kampanyasına gönüllü destek vermek amacıyla Edirne'ye gitti ve orada gözaltına alındı. Seçim çalışmalarına katılması bahane edilerek 26 Haziran'da "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklanmanın ardından, 'terör örgütü' üyeliği suçlamasıyla altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezaya çarptırılmasına sebep, sadece seçim çalışmalarında HDP’yi desteklemesi değildi. Hozan Cane, hem TRT 6 ile çalışmayı reddetmiş, hem de 2014 yılında Ezidi soykırımına dair bir film de çekmişti. Edirne Kapalı Cezaevine götürülen Hozan Cane, sosyal medya hesabından o zaman yaptığı açıklamada, ‘’Şengal’de yönetmenliğini ve oyunculuğunu yaptığım, ‘Şengal 74’ filmindeki görüntülerden dolayı tutuklandım’’ demişti . Bu film, 2014 yılında, Kuzey Irak/Şengal’de olan savaşın ve vahşetin, içeriğini birebir gerçek bir hikaye üzerinden anlatıyordu. Kürt Ezidilerin ve diğer insanların DAİŞ çetelerince nasıl yakıldığını, tutuklandığını, kaçırıldığını, tecavüze uğradığını, Hozan Cane’nin kendi Kürt kimliğini de yansıttığı ve hayatını hiçe sayarak, orada bulunup, anlattığı bir filmdi.  Köln Cinedom sinemasındaki tanıtım gösteriminin ardından "74'th Genocide Sengel" adıyla 2016 yılında, Cannes Film Festivali'nde de gösterildi. Aynı yıl Monaco Charity Film Festivali'nde ve ardından da 2017 Süleymaniye Uluslararası Film Festivali’nde ödül aldı. İşte bu filmi çekmiş olması ve TRT 6’te çalışmayı reddetmesi nedenleriyle; Hozan Cane, Alman vatandaşı olmasına rağmen, verilen altı yıl üç ay hapis cezasıyla, Edirne Cezaevi'nde tutuluyor. Almanya yetkililerinin şu ana kadar Hozan Cane’nin Türkiye’de tutuklanmış olmasına dair takdire şayan bir çalışmasını maalesef hâlâ göremedik...

Benim gibi, hepinizin de yakından tanıdığı ve izlediği, Kürt sanatçı Hozan Cane, gerçek ismiyle Saide İnaç, 1971 yılında, Erzurum‘un Karayazı İlçesi’nde dünyaya gelmiş ve Alman vatandaşlığına sahiptir.

26 Haziran 2018’de Neler Olmuştu:

Hozan Cane (Saide İnaç), Kent merkezindeki çalışmaların ardından, Enez ilçesine dönüş yolunda, Edirne Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, sosyal medya paylaşımlarında ‘terör örgütü PKK propagandası yaptığı’ iddiasıyla gözaltına alındı. Edirne 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 'silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, Atatürk'e hakaret'' suçlamalarıyla dokuz yıldan yirmi bir yıla kadar hapis istemiyle hakkında dava açılmıştı.

 

 

 

Öne Çıkanlar