Kaledeki yalnızlık
İnan ULAŞ
31 Mart yerel seçimleri, gergin bir atmosferde başladı. Geçmiş seçimlere benzer görüntüler yavaş yavaş ekranlara düşmeye başlamıştı ki; Ekrem İmamoğlu'nun peşpeşe yaptığı açıklamalarla bir anda ortamın rengi değişti.
Geçtiğimiz genel seçim, muhalefetin kaybettiği anda sahayı terkettiğini, kör ve sağırı nasıl oynadıklarını hepimize göstermişti. Ancak bu defa durum farklı oldu. Genel seçimde 'adam kazandı'yla bütün umutları bitiren telefon mesajları yoktu bu defa. İstanbul Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun büyük bir dirayet göstererek, neredeyse yarım saatte bir yaptığı açıklamalar vardı. İmamoğlu yaptığı bu açıklamalarla havayı tersine çevirdi. Seçim maratonunda en büyük takdiri böylelikle İmamoğlu ve CHP İstanbul yönetimi topladı demek yanlış olmaz. İmamoğlu: ‘’Hak yemem hak yerdirmem’’ dedi ve üstüne düşen görevi hakkıyla yerine getirdi. Bizlere de haklarını teslim etmek düşer.
Seçimi sokakta, ekran önünde ve sandık başında takip eden muhaliflere sonuçların açıklanmaya başlamasıyla taze kan geldi. Muhalifler güven tazeleyerek, sandık sonuçlarını izlemeye başladı. Büyük şehirlerde iktidar ve küçük ortağının kurduğu Cumhur İttifakı’nın kaybettiği belirginleşmeye başlamıştı ki, AA'nın verileri yenilememesi, bu fikri tescillemiş oldu.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan önce İstanbul’da bir açıklama yaptı. Ankara'ya giderek 'geleneksel balkon konuşması' yapacağını müjdeliyordu. Seçimin en gergin anları, Ankara'ya yapılan bu yolculuğa denk geliyordu. Balkon Konuşmasından hemen evvelinde nefesler tutulmuştu. Zira hepimizin hatırladığı meşhur balkon konuşmalarının birinde Erdoğan, 'atı alan Üsküdar'ı geçti' demiş, seçim üzerindeki şaibenin mahiyetini bu sözüyle bir miktar daha da arttırmıştı.
Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşmasını yapıtığı ana gelelim. Bilirsiniz, balkon konuşmaları, AKP kurmaylarının tam kadro 'Reis'lerinin arkasında sıraya dizildiği ve herkeslere tebessüm çaktığı bir şölen ve zafer ilanı şeklinde akardı. Bu defa gördüğümüze inanamadık. Garipliğe bakın ki 'Reis' yalnızdı. Bunun nedenlerini sorarız daha sonra ama önce yansımalarına bakalım.
Bu görüntü ve yapılan açıklama, muhaliflerin derin bir nefes aldığı ilk andı diyebiliriz. Çünkü 'Reis' yalnızdı ve savunmadaydı. Futbol terimleriyle açıklarsak; orta saha kayıp, defans ileride hücumda kalmış ve forvetler kederle saha dışına çıkmıştı. Reis ise geride, kalede bir başına kalmıştı.
Erdoğan’ın balkon konuşması, yeterince açık ifadeler kullanmaktan kaçınsa da, anlaşılırdı. Kalede yalnız olmaktan mıdır, yoksa savunma pozisyonuna yabancılıktan mıdır bilinmez ilk itirafını da balkonda dile getirdi Erdoğan. 'Halkımız, büyükşehiri belediye başkanı olarak verse dahi, ilçeleri yine AK Parti'ye vermiş' deyiverdi.
Konuşmasının genelinde mazide elde edilen başarıları anlatırken, bu seçimde de birinci parti olduklarının müjdesini vermeyi ihmal etmedi. Ancak meydanda konuşmayı dinleyen kitle eski balkon konuşmalarına nazaran bu zafere pek teveccüh etmedi. Öyle ki Erdoğan amigolukla kitlesini teskin etmeye çalıştı.
- Bu kardeşiniz 4,5 yıl daha cumhurbaşkanı mı?
Kitleden ‘eveeet’ sesleri.
- AKP 4,5 yıl daha iktidarda mı?
Yeniden ‘eveeet’ .
Balkon konuşmasının, yerinde gözlemleyenler ve bizim gibi uzaktan izleyenler, geçen yıllara göre çok sönük geçtiği konusunda hemfikir.
Seçim gecesi yaşanan kaledeki yalnızlık sahnesi, muhalefet açısından ciddi bir güven tazeleme ve motivasyon sağlamış görünüyor. Yine asıl olarak, seçim gecesi ortaya çıkan Erdoğan'ın kaledeki yalnızlığı devam edecek mi etmeyecek mi, bunu ileriki günlerde göreceğiz. Bu elbette biraz da muhalefetin atacağı adımlara bağlı.
Muhalefet partisi, büyükşehirlerde yakalanan bu başarı şansını ve psikolojik üstünlüğünü, kalede yalnız yakaladığı Erdoğan'ın bundan sonra ne yapacağını bekleyerek geçirirse, 'bekle-gör' taktiğine dönerse, malumdur ki AKP savunma ve ve orta sahasını yeniden düzenleme ve üstünlüğü ele geçirme şansı yakalar. Şimdilik savunma pozisyonunda görünen AKP iktidarına karşı muhaliflerin ellerinde; İstanbul'da, Ankara'da ve diğer şehirlerde kazanılan belediye başkanlıkları bünyesinde yapılan yolsuzlukların, usulsüz harcamaların, kısacası bırakıln enkazın topluma şeffaflık ilkesi gereğince açıklanması bir ön adım olabilir. Kimbilir belki de muhalefet bu avantajlı konumu, kalede yalnız yakaladığı Erdoğan'ı saha dışına çıkartmaya kadar vardırabilir.