Kendi rüzgârını arayanların gülümsemesi: Kaos Çocuk Parkı
Hıdır IŞIK
Gülleri henüz duruyordu vazoda zamanın. Gitmenin, kalmanın, susmanın, hüznün ve umutla gülümsemenin genç ırmaklarını gözlerinde taşıyanlar güneşin peşine takılmışlardı. Yaşam akarı dünyaya şiirle, öyküyle, tiyatroyla, resimle, müzikle ve sinemayla bakan bu insanların küçük bir kısmını, internet teknolojisinin hayata müdahil olma hızının arttığı yıllarda -2008 yılı- Murat Yanç’ın kurduğu "Umut Denizleri" adlı şiir-öykü internet paylaşım sitesinde buluşturmuştu.
Çok geçmeden göz alıcı bir heyecanla, ufku sanatın kelebeklerini kucaklayanlarla dostluk kurma fikri etrafında, Umut Denizleri buluşması ile bir araya gelmişti sitede paylaşım yapanlar. Aralarında Murat Yanç, Hıdır Işık, Lokman Kurucu, Özer Dudu, Hüseyin Kekiç, Ömer Faruk Hatipoğlu, Arif Çimen, Akın Zayim, Gülşen Destanoğlu gibi –Mehmet Korkmaz, Şadiye Gürbüz telefon görüşmesi ile katılarak- şair, yazar ve sanat ilgilileri iki üç buluşma gerçekleştirmiş, sanata ve hayata dair kendi yolculuklarını, poetikalarını, projelerini paylaşmışlardı. Bu fikir ve projelerden biri de yüzünde Anadolu’dan asmalı çarşılar getirmiş gibi bir tebessüm taşıyan Lokman Kurucu’nun, kolektif oluşuma dayalı bir edebiyat dergisi kurma fikriydi. Kurucu, bu kolektif oluşuma dair fikirlerini dayanışmanın sonsuz huşusuna olan özlemle anlatırken, Anarşizmin kalıplara sığmayan resti vücut bulmuştu sesinde. Konuşması biter bitmez sözü, topraktan çıkan bir tomurcuğun büyüsüne göz kırparcasına Arif Çimen almış, birlikteliğin sularından geçmek için beraber yüzmek gerektiğine dair cümleler kurmuştu. Zihni parlak gözlerin kelamı durur mu, hemen ardından, denize bakan pencereleri özledim demenin harfleriyle Hıdır Işık, bu kolektif dergi yayıncılığının ardından kolektif sanat harekâtına geçilebileceğine dair fikirlerini paylaşmıştı. Vadilere açılan patikalar yine bitmemiş, Murat Yanç edebiyata ve sanata dair bu kolektif üretim fikrinin bir an evvel hayata geçirilmesine dair güzellemeler dolu sözler bırakmıştı dost meclisine. Derken Ömer Faruk Hatioğlu edebiyat alanındaki tanıklıklarından bir ormanı gösterir, herkesi yeşilin ışıkla dans ettiği bir şölende yol alması gerektiği fikrine söz düşürmüştü. Söze kalp uzatmanın içtenliğiyle Özer Dudu, bu kolektif dergide şiir ve edebiyattan yol alarak sanatın toplumcu gerçekçi bağıntısına dair üretimler sunabilecek olmanın düşüncesini dillendirmişti. Ardından bir ilkyaz maviliğiyle Akın Zayim, insanın içindeki şarkının bitmek bilmeyen bir aşkın coşkusu olduğundan söze başlayıp eşit ve adaletli bir dünyanın ütopyasını çizen yazınsal paylaşımlara kucak açacak yeni bir platformun iç taşkınlığıyla sohbete devam etmişti.
Şiir, öykü, roman, kuram ve sanat ile başlayan dost meclisindeki sohbet, dergi mizanpajı, matbaa masrafları, editörlük gibi dergiciliğin ve yayıncılığın mutfağına dair cümlelerle uzayıp gitmişti. Bir süre sonra bu buluşmaların sohbetine şekil veren fikir hayat geçmiş, 2009’un sonu 2010 yılının başlarında Lokman Kurucu, Arif Çimen, Murat Yanç, Hüseyin Kekiç ve Hıdır Murat Doğan öncülüğünde kolektif bir yayın olan Orman Şehir Fanzin Dergisi yayınlanmıştı. Yedi sayı yayınlanan dergide Yelda Karataş’tan, Zeki Çelik’e, Altay Öktem’den Cezmi Ersöz’e birçok şair yazar ürünleriyle, söyleşileriyle, makaleleriyle yer almıştı.
Kentlerin içinde kentler doğuran aptallık, insanlığı çöl uykusundan dijital uykuya geçirirken iç evrenlerini birbirine kenetleyenler inatla sanatın baş eğmez dağlarına çevirmişlerdi ufuklarını. Zaman eğrisi 2011 yılını gösterdiğinde Lokman Kurucu’nun ismini verdiği ve bir grup arkadaşıyla kurduğu Kaos Çocuk Parkı Fanzin dergisi kendi renklerini ekledi edebiyat dergilerinin akarına. Göğü görmeyen sokaklarla, savrulmanın bulvarlarıyla, yarım kalmış yaşam hikâyelerinin hüznüyle, çığlığını kaldırım taşlarında bırakanlarla kaosa künye kesilen kentlerde, tükenmemek için kendi rüzgârına tutunmaya çalışanların, ötekilerin sesi olmaktan geldiğini haykıran Kaos Çocuk Parkı adında bir oluşum vardı artık. Coşkusu zamana sığmayan bu kolektif fanzin dergi, ilerleyen zamanlarda ülke edebiyat ortamında bir ilki gerçekleştirerek, ilk fanzin kitap yayıncılığı adımını atacaktı. Edebi üretimlerinin kar odaklı yayınevlerinin pazarında yok olup gitmesine itirazı niteliğinde yükselen bir ses olmuştu Kaos Çocuk Parkı.
2013 yılında Sırrı Süreya Önder, Pınar Selek, Cezmi Ersöz, Altay Öktem, Cihan Oğuz, Ali Varol, Murat Yanç, Zeki Çelik, Erciyen Yolcu ve Muzeyyen Deniz başta olmak üzere birçok şair yazarın fanzin kitaplarını yayınlayarak duvarları çatlatan bir deliliğe, tutkunun ırmaklarıyla gülümsemeyi öğretmişti Kaos Çocuk Parkı Kolektifi. Öyle bir süreç gelmişti ki antik zamanların kalıntılarına çekilen bir tarih yontucusu gibi susmanın evine çekilmişti kolektif emekçileri. Fakat bir vakit sonra içsel bir dinginlikle parlayan yeni fikirlerle, sesin seslere eklenerek çoğalmasının baş eğmez gücüyle yayıncılığın yangından avlusuna eskisinden daha güçlü ve kararlı bir şekilde ortaya çıkmıştı kolektife can verenler. İlkin Kaos Çocuk Parkı Yayınları adı altında kısa bir sürede onlarca kitap yayınlanmaya başladılar. Çok geçmeden yoğun ilgiyle beraber, "Dip" ve "Klaros" adıyla iki farklı yayın ağı daha eklediler kolektif yayın hareketine. Kaos Çocuk Parkı belli yayıncılık çevrelerinde ciddi bir sarsıntı yaratmıştı artık. İki yıl içinde aralarında şiirin usta isimlerinin kitaplarının da yer aldığı yüzü aşkın kitap yayınlamayı başarmış, kolektif bilincin heyecanıyla birçok ilde üniversiteli gençlerin karşılıksız emekleriyle kitapevlerinde, etkinliklerde elden ele yayılan bir gülümseme hareketine dönüşmüştü Kaos Çocuk Parkı üretimleri.
Yıllar yılı editörlük, mizanpaj, kapak tasarım ve matbaa gibi mutfak kısmından, dağıtım, yayın ağı oluşturma gibi vitrin çalışmalarına, Lokman Kurucu, Emre Hepdeniz, Hıdır Murat Doğan, Köksal Erdenoğlu, Ömer Gök, Altuğ Altıntaş, Eric Rose, Zafer Irmak, Ayhan Ünlü, Eren Ağkoç, Deniz Doruk Aslan Hakan Unutmaz, Özgür Zeybek, Erkan Karakiraz, Nuray Tunç ve hemen her ilde ismi şu an anılmayan birçok insanın özverili emeklerinden oluşan Kaos Çocuk Parkı Kolektif’i, kapital dayatmayla renklerini yitirmekte olan dünyaya karşılıksız ortak bir üretime hep beraber emek vermenin, bir bakıma birlikteliğin kayıp ritmine bir gül’dür.
İşte böyle, kendi rüzgârını arayanların gülümsemesidir Kaos Çocuk Parkı…