Kıdemli hükümet, tazminatsız işçi
Sami EVREN
Belirli bir süre çalıştıktan sonra işine son verilen ya da emeklilik dolayısıyla işinden ayrılmak durumunda kalan işçiye, çalıştığı süreye göre, işyerince topluca ödenmesi gereken para ile ilgili tartışma Şirketlerin sözcüsü durumuna düşmüş hükümet tarafından fırsat buldukça gündeme getirilir.
Tazminat hukuk dilinde ‘’karşı’’ tarafın verdiği zarar karşılığında ödenen paradır.
İşverenler ya da şirketler yıllarca sömürdükleri, yıprattıkları işçilere topluca para ödemek istemiyorlar. Hükümette işverenleri bu konuda haklı buluyor ki, kıdem tazminatını farklı, dolambaçlı yollarla gündeme getiriyor.
Öyle bir tasarı hazırlıyorlar ki, İşçinin hakkını koruyor gibi yapıp, ikramiyenin işçinin cebine girmeden başka işlemlere tabi tutulması sağlansın. İşveren rahat nefes alsın.
Siyasi iktidarın Çalışma Bakanı önce adında sendika yazan kurumları bir araya getiriyor. ‘’Müzakerelere’’ başladık diyor. Anlaşılan o ki ‘’demokratik’’ bir görüşmeyi Çalışma bakanı başlatmış oluyor.
Demokratik..! Ortamı bozma ihtimaline karşı tedbirde alınıyor. DİSK çağrılmıyor.
Hükümetin yeni tasarısının adı ‘İstihdam Kalkanı’ Ayasofya ile ilgili ‘’Kılıç artığı’’ tartışmalarının yapıldığı bu günlerde ‘’kalkansız’’ tasarı eksik olurdu..!
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) için yapılan reklamlarda ‘’Bireysel Emeklilik Sitemi ile Emekliliğiniz için Tasarruflarınızı Yatırıma Dönüştürün’’ çağrıları yapıldı. Üstelik tasarruflarımıza devlet teşviki de var. İşçilerin ‘’savurgan’’ olmaması lazım..! Çalışanlar tasarruflarını, birikimlerini ne yapacaklarını bilemeye bilirler..! diye düşünüldü ki , Devlet işçilerin ’iyiliği’ için onlar adına fon kurdu. Bu fon kurulduktan sonra bankaların işçileri ne kadar çok ‘’sevdiğini’’ işçi sınıfı anlamıştır herhalde diye düşünmeden edemiyorum..
BES tek başına yetmedi galiba; ki hükümet işçileri düşünerek şimdi de "Tamamlayıcı" Emeklilik Sistemi (TES) adı altında kıdem tazminatının bir emeklilik fonuna dönüştürülmesini gündemine aldı. "İstihdam Kalkanı" adı altında esnek çalışma biçimleri (Hedef süreli işlerde çalışan sözleşmeliler) çoğaltılarak işçinin kıdem tazminatı hakkının ortadan kaldırma hamlesini yapmış oldu. ‘’Müzakereci’’sendikalar ilk toplantıda muhtemelen birbirlerine baktılar.
-İşçi sınıfı bunu yutmaz diye akıllarından geçirmiş olmalılar..!
Pandemili günlerden geçerken Sermeye sınıfı daha fazla ‘’zarar’’ etmemek için milyonlarca işçiyi işten attı. Bu konuda Sağ olsun…! Sağcı Adaletçi - kalkınmacı hükümet gerekli yasal düzenlemeyi yaptı..!
Pandemi döneminde işten atılanlara bol keseden hükümet zaten para ödedi her gün 39,24 TL . Gerçi işçiler 39 Tl yi anladılar fakat bir türlü virgülden sonra 0,24Tl yi anlamadılar. Her şeye aklımızın ermesi ebetteki mümkün değil, havuz medyasında gazeteci olsak belki anlardık. Demek ki işin sırrı virgülden sonraki rakamlarda gizli..
Sendikaların kırmızı çizgisi edebiyatı doğru olsaydı .DİSK’in çağrılmadığı müzakere toplantısına katılmazlardı..
İnsanlığın sağlık hakkı-işçilerin tazminat hakkı, kent yoksullarının yaşam hakkı, göçmen işçilerin serbest dolaşım hakkı, doğanın doğal kalma hakkı, Ayrımcılığa uğrayanların onur hakkı için, hep birlikte yüzümüzü kendimize - gücümüzü sermayeye karşı birleştirme zamanı..
*2. ve 4 .Dönem KESK Genel Başkanı