Mutabakat metninin, ortak bir metin olduğunu unutmayalım

Mutabakat metninin, ortak bir metin olduğunu unutmayalım
Millet İttifakı’nın ortak mutabakat metnini, içinde bulunduğumuz cinnet ortamından çıkmak ve normalleşme dönemine geçebilmek için şimdilik yeterli ve değerli bir siyasi yaklaşım olarak görmek gerekir.

Mustafa Paçal

Millet ittifakı’nı oluşturan altı parti yapılan uzun çalışmalar sonrasında “ortak politikalar mutabakat metni” adıyla bir bakıma hükümet programını, diğer bir ifadeyle de seçim beyannamesini medya ve kamuoyuyla paylaştı.

Hemen şunu söyleyeyim, bu ortak bir metin olarak görülmeli ve bu anlamda değerlendirme, yorumlar yapılmalıdır. Açık olan bir durum var ortada, farklı siyasi kulvarlarda ve zihniyette olan altı farklı partinin sonuç olarak üretebildiği bir metinden bahsediyoruz.

Bu nedenle metni, içinde bulunduğumuz cinnet ortamından çıkmak ve bir normalleşme dönemine geçebilmek için şimdilik yeterli ve değerli bir siyasi yaklaşım olarak görmek gerekir. Seçim sonrası normalleşme dönemine geçiş için uygulanacağı açıklanan iki binden fazla vaat, programa ayrı bir güç ve önem katıyor.

Erdoğan’ın, yani tek adam otoritesine dayalı rejimin, son on yılda her alanda yarattığı yıkım ve bu yıkımın enkazının kolayca ortadan kaldırılabileceğini düşünmüyorum. Devlet aygıtı, başta yargı olmak üzere cumhuriyet tarihi boyunca askeri darbe dönemlerinde bile bu şekilde hukuksuzluk ve adaletsizliğe imza atmamıştı. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını hiçe sayarak karar veren hakimlere, bu kararlar nedeniyle devletin ödeyeceği tazminatların rücu edilecek olması bile yargıda çok kısa sürede etkili sonuçlar yaratır.

Diğer yandan, rüşvet ve yolsuzluk sonucunda devletin uğradığı zararların tazmini yönüne gidileceği ve bu hususta zamanaşımının kaldırılacak açıklandı. Bu karar, çirkefe bulaşmış siyasetçi ve bürokratlardan hesap sorulma imkanı sağladığı için; kamu vicdanında hem büyük bir karşılık bulacak hem de kamu vicdanını rahatlatacaktır.

Türkiye’nin kabul ettiği uluslararası sözleşmelere karşı yükümlülüklerinin aynen yerine getirilecek olmasının açıklanmış olması da, çoktan beridir devletin kaybettiği uluslararası saygınlığının yeniden kazanacağını göstermesi bakımından çok değerlidir.

DEMİRTAŞ, KAVALA VE ADALET DUYGUSU

Hali hazırda cezaevlerinde suçsuz yere tutsak edilen Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ile diğer siyasetçiler ve gazetecilerin, iktidar değişikliği sonrasında serbest kalacak olmaları da; toplumsal barış ve yıkıma uğrayan adalet duygusunun onarılmasında açısından sevindiricidir.

Dış politika konusu ortak metinde beklentileri karşılamasa da, özellikle Suriye sorunu ve genelde komşularımızla var olan gerginliklerin yumuşatılması, karşılıklı çıkar ve iyi komşuluk ilişkilerinin yeniden kurulacak olmasının açıklanması önemli. Pasif ve etkisiz duruma itilen dışişleri bakanlığının yeniden etkin hale getirilecek olması bile bölge siyasetinde, barışın sağlanması adına umutların şimdiden yeşermesini sağlamıştır diye düşünüyorum.

ABD, AB ve NATO ile ayarı bozulmuş ilişkilerin normalleşmesi, Rusya ve Çin eksenine kaymış olan dış politikanın yeniden gereken eksene oturtulması beklentiler arasında görülmelidir.

Ekonomik alana gelecek olursak, metinde devletin sosyal devlet olma özelliği daha belirgin ve güçlü şekilde ifade ediliyor. Ekonomik ve sosyal olarak riskli grup ve kesimlerle dayanışma ve yardımlaşma içinde etkili bir sosyal devlet profili karşımıza çıkıyor. Mevcut iktidarın “sadaka ekonomisi” olarak gördüğü sosyal devlet anlayışı partizanca uygulamalar sonucu iflas ettiğinden; sosyal devleti yeniden tanımlamak, adil ve tarafsız sosyal politikalar ve uygulamalar çizgisine çekmek gerçekten de olması gereken bir toplumsal beklenti.

Öte yandan, iktidar değişikliği sonucu ekonomi de devir alınacak olan “enkaz” ancak orta ve uzun vadede kararlı ve istikrarlı politikalar sonucunda düzelecek. Buna rağmen kısa vadede kur ve faiz politikaları sonucu ekonomide tansiyonun düşmesi olasılıklar arasında gözüküyor.

METNİN YUMUŞAK KARNI

Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi sözlü olarak ifade edilse bile metinde yer almayan İstanbul Sözleşmesi, metnin yumuşak karnını oluşturuyor. İttifakın yapısı nedeniyle bu sorunların metinde yer almasını Kürt ve Alevi seçmenler beklenmiyorsa bile, bu noktada özellikle İyi Parti’nin siyasi hassasiyeti ve itirazlarının etkili olduğu görülüyor. Ancak Kürt ve Alevi sorununun çözümüne yönelik atılacak adımlar ve yapılması gerekenler, seçim sonrası iktidara gelmesi muhtemel olan Millet İttifakı’nın önündeki en büyük sorunlardan biri olarak duruyor.

Kaldı ki seçim kampanyası sürecinde Kılıçdaroğlu ve Babacan’ın, Kürt ve Alevi seçmenlere yönelik önemli siyasi çözüm mesajları vermesini bekliyorum. Seçimlerde kilit rol oynayacak olan HDP ve seçmen kitlesinin bu süreçte, siyasi olgunlukla davranacağından da kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Ancak unutulmamalıdır ki HDP, Anayasa Mahkemesi’nde kapatılması beklenen ve kapatılma kararı verilmeden Hazine yardımı kesilerek ağır bir hukuksuzluğa ve mağduriyete uğratılmış bir partidir.

Millet ittifakı bu siyasi durumu dikkate alan bir siyasi yaklaşımla, HDP ile görüşerek bir mutabakat sağlamalıdır.

Görüldüğü üzere her boyutuyla zor bir siyasi süreci yaşıyoruz.

Siyasette daha iyiyi aramak, var olan iyilerin görülmesinde körlük yaratabilir.

Daha iyiye, mevcut iyilerin üzerinden varabiliriz.

Ortak politika metni, görülmesi gereken iyi bir metindir.


Mustafa Paçal: Uzun yıllar sendika yöneticiliği yaptı, sol demokrat siyasetin içinde yönetici ve aktivist olarak çalıştı. Çeşitli sivil toplum kuruluşları içinde yer aldı. Farklı gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.

Öne Çıkanlar