Sorgulanmayan her yol karanlıktır...
Erdal BOYOĞLU
Sağcılar; (Siyasal İslamcı ve Milliyetçi partiler) siyaset ilişkilerini kitle bağlarını "Vatan-Millet- Sakarya, Tek dil, Tek din’’ gibi "Tanrı Dağı Kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslüman", ‘‘Devlet Başa Kuzgun Leşe ‘‘, " Böyle gelmiş böyle gider‘‘diyerek , emekten yana düşmanlıkları göz göre göre görülmesine rağmen yoksul ve aç insanlardan destek görüyor olması, emekçilerin haklarından hiç bahsetmeden, yoksul emekçilerden oy almaları düşündürücü değil mi? Yoksullara dayattıkları, şükretme, alın yazısı ve kaderci biat kültürü ile açlığın- yoksulluğun çözümü olabilir mi? Emekçilerin, öğrencilerin, kadınların hakkı hukuku üzerine çözümleri yok. Köylülere verecekleri ne bir tarımcılık ne de hayvancılık üzerine ürettikleri politikaları yok. Ne ekolojik sorunları biliyor ne de doğayı koruyorlar. Sağcılar aynı tornadan çıkmış gibi emeğin hakkını savunamaz, yapılan haksızlıkları konuşamaz. Sağcıların bildikleri ve sarıldıkları iki şey var ‘‘Siyasal İslamcılık ve Milliyetçilik‘‘. Bu iki akım, kindar düşünceleriyle emek düşmanlığına, siyaset bilimine, siyaset sosyolojine, Sola-Sosyalistlere, farklı kültürlere, emekten ve barıştan yana olan güzel insanlara karanlık saldırılarıyla bilinmektedir.
Neden 17 Nisan 1978’de Bombalı Paket?
Malatya’da Alevi-Kürt ve Sol potansiyelin hatırı sayılır bir gücü vardı. Özellikle Türkiye Öğretmenler Sendikası’na üye öğretmenlerin siyasi kimliklerinin ilerici, demokrat, Sol-Sosyalist olması Malatya’da siyasal anlamda aydınlanmanın yolunu açmıştı. Malatya şehir merkezinde ve köylerinde görev yapan TÖS üyesi öğretmenler düşüncelerini soldan yana paylaşıyorlardı. Demokrasi ve emekten yana olan Türkiye İşçi Partisi‘nin (TİP) 1965’de seçimlere girmesi her alanda siyasal bir ivme kazandırdı. Malatya‘da TİP’in siyasal çalışmaları sağa ciddi bir darbe vurdu. Siyasal anlamda ciddi bir farklılık yarattı. Sol bakış gelişti. 1965 genel seçimlerinde Aleviler CHP ve TİP’e destek verdi.
17 Nisan günü Bağımsız Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu’na bombalı paket gönderildi. Bombalı paketi açmasıyla gelini ve iki torunlarıyla birlikte hayatını kaybeden Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'nun ölümü "Faili Meçhul"ler arasında kapandı gitti. Peki Neden? Çünkü cinayet derin devlet tarafından hazırlanmıştı. Bu provakasyon cinayeti derin devlet cinayetiydi. Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu 1960 darbesiyle Yassıada‘da Menderes’le birlikte yargılanmış ve 1965 yılında Adalet Partisi’nden Malatya Milletvekili seçilmiş, Hamido lakabıyla ve kabadayı yönüyle tanınan renkli bir simaydı.
17 Nisan günü gönderilen pakette Hamido’nun çok yakından tanıdığı, arkadaşı olan bir milletvekilinin ismi yazılıydı. Hamido ve Kamil Ö. Adalet Partisi çatısı altında siyaset yapmıştı. Dolayısıyla bu isim hiç şüphe edilmeyecek bir isimdi Hamido için. Kontrgerilla bölgenin can alıcı sorunlarını tespit etmiş ve tespitini bir provakosyonla gerçekleştirmenin peşindeydi. Malatya’da çok önemli bir isim hedef alındı ve suikast gerçekleştirildi.
Kontrgerilla; Komünistlere, Kürtlere ve Alevilere karşı yapılacak saldırılara bir neden olarak hazırlanan bu bombalı cinayetle amacına ulaşmıştı. Çünkü Malatya’da sol bakış güçlüydü. Bu gücün kırılması gerekiyordu.
Kimi camilerden yapılan cihat çağrıları sokakta karşılık buldu.*
17 Nisan 1978 de başlayan vahşet ‘‘Din elden gidiyor‘, Camilere bomba konuluyor‘‘ diye yaygarayla ve kimi camilerden yapılan anonslarla başlatıldı.
‘‘Milletim uyan‘‘ başlıklı bildiride, baştan sona Alevi ve Komünistlere nefretle, düşmanlık üzerine yazılarak sokaklarda vahşet çığlıkları atıldı. Bildiride şöyle ifadeler var. "Milletini seven subay, öğretmen, memur, talebe, işçi, köylü, kendini devletin, milletin temiz ideallerine adayan değerli kardeşlerimiz, komünistler tarafından kahpece şehit edilmişlerdir. Müslümanlar, bizi yok etmeye yönelen İslam ve millet düşmanlarının karşısında, müdafaa kavgasında birleşelim. İçinde bulunduğumuz zor günler, bütün Müslümanları bir araya getirmelidir. Vedatlar, İbrahimler; sizlerin bıraktığınız yerden davamız daha da yükselecek, komünist katillerden intikamınız mutlaka alınacaktır." Cumhuriyet, 20. 04. 1978
Vahşete seyirci kalan 'Devlet Baba'nın, 'Güçlü Devlet'in kolluk kuvvetleri bu tahriklere de seyirci kaldı, her zaman olduğu gibi...
‘‘Uzmanlar, herhangi bir yerde yapılmasının mümkün olmadığını belirttikleri bu türden patlayıcıların ancak Atom Enerjisi Araştırma Merkezinde yapılabileceğini belirtmişlerdir. Bunun üzerine Ankara Nükleer Araştırma Merkezinde arama yapılmıştır. Bu merkezde çalışanların büyük çoğunluğu Ülkü Ocaklıdır. Ülkü Ocaklarının eski Genel Başkanı Muharrem Şemsek de burada çalışmaktadır. Muharrem Şemşek ve birkaç arkadaşı gözaltına alınır ve Nükleer Araştırma Merkezi de bir süre için kapatılır. Muharrem Semsek ve arkadasları daha sonra mahkemece serbest bırakılır. 19-20.04.1978 tarihli Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet…
"Hamido ile iki torununun ve gelininin katliyle ilgili suikastin, solcuların ve onlarla is birliği halindeki bölücülerin eseri olduğuna dair bir bant gazetemizce ele geçirilmiştir." Ortadoğu Gazetesi, 23. 04. 1978. Ortadoğu Gazetesi’nin ele geçirdiği söylenen bant nerededir? Niçin bu bant alınıp çözülmemiş, neden olay ortaya çıkarılmamıştır?
(Tabi ki bu bant hiç bir zaman ortaya çıkmayacaktı, çünkü böyle bir bant yok. Aynı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın Kabataş’da ‘’Başörtülü bacımıza saldırdılar, saldırganların elimizde bantı var’’ deyip hâla bu bantı gösteremediği gibi. Ne Hamit Fendoğlu’nun ölümüne neden olan bant olayının sırrı çözüldü ne de Kabataş’da başörtülü bacının bant olayı ortaya çıktı)
Düzen partileri arasında söz düellosu hep oyunlardan ibarettir, bu sözler oyunlarının ve yalanlarının birer parçası dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir. Piyasaya sürülen saldırganların hep Siyasal İslamcı ve Irkçı Milliyetçiler olması da gizli saklı bir durum değildir.
Yaşar Okuyan (MHP Genel Başkan Yardımcısı): "Komünist alçaklar tarafından hunharca öldürülen Malatya Belediye Başkanı, değerli dava insanı merhum Fendoğlu’nun gerçek katillerini CHP iktidarı himayesine almaktadır. Ve milliyetçilere iftira savurmaktadır..." Tercüman, 21. 04. 1978
Süleyman Demirel (AP Genel Başkanı): "Hadiselerin altında komünizm, yıkıcılığın ve bölücülüğün bulunduğunu henüz hükümet hiç dillerine almıyor. Türkiye’yi rahatsız eden gerçek sebep budur... Bu olayların gerçek sebebini anlamaktan aciz bulunan hükümetin gaflet uykusundan uyanması için daha kaç vatandaşımız can verecektir? Bu hükümet gaflet uykusundadır..." Tercüman, 20. 04. 197826
Malatya katliamında asıl görülmesi gereken bir şey varsa o da siyasi partilerin lider ve yöneticilerinin demagojilerle sola yaptıkları düşmanlık ve iktidar için birbirlerini suçlamalarıdır. Bir başka görülmesi gereken önemli bir olayda bu paketlerdeki patlayıcıların, daha önce 16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesi’nde devrimci öğrencilerin üzerine atılan bomba ile aynı olduğunun belirlenmesidir.
Malatya olayların da 8 kisi öldü, 20‘si ağır olmak üzere 100 kişi yaralandı. Yüzlerce işyeri, evler tahrip edildi. Saldırılar sırasında onlarca otomobil de zarar gördü. Şehir içinde her taraf yakılıp yıkıldı. Oligarşik devlet, Malatya’da Alevilerin, Kürtlerin, İlericilerin ve Solcuların barınmasını istemiyordu. İşyerlerini ve iş yapma olanaklarını ortadan kaldırmak için bir yandan ırkçı Türkçüleri ve dincileri kullanırken diğer yandan kolluk kuvvetleri her türlü baskıyla yıldırmak ve gözdağı vererek göç ettirmenin planlarını uygulamıştı.
Düşünsenize şöyle bir; Malatya da Aleviler, ilerici demokratlar işyerlerinde sürekli rahatsız ediliyor, bahaneler bulunup aramadan geçiriliyor, yalan, iftira ve uyduruk gerekçelerle gözaltına alınıyorlar. Polis karakollarına götürülüp gözdağı veriliyor, dayak ve iskencelerden geçiriliyorlar. Sürekli baskı ile karşı karşıya kalan bu insanlar sonunda Malatya’yı terk etmek zorunda bırakıldılar. Mallarını mülklerini, evlerini barklarını yok fiyatına satarak metropollere göç ettiler. Ekonomik gücü olmayanlar da köylerine döndüler. Böylece Malatya’nın mozaik yapısı Irkçı Milliyetçiler ve Siyasal İslamcılarla ittifak halinde olan Derin Devlet eliyle etnik ve kültürel mozaiği, siyasal yapısı esaslı bir değişime uğratılarak kaleleri haline getrildi.
*Hazırlanan bu senaryo sonrası sıra Maraş’taydı. Aynı kışkırtıcı yalanlarla belediye hoparlöründen Komünistlerin suları zehirlediği, "sakın su içmeyin" denilerek anonslar yapıldı. Siyasal İslamcı ve Türkçü Milliyetçileri galeyana getirmek için çalışmalar başlatılmıştı. Amerikan CİA ajanı Alexader Pech Maraş, Çorum ve Amasya’ya giderek alt yapı çalışmalarını yaptı. Pech ne adına gitmişti. Buralarda ne adına bulundu. Bu ajan parti il başkanları ile görüşerek bölgelerin hassasiyetini öğrenmesi neden’di ve niçin’di? Özellikle bölgede Alevi-Sunni, Kürt-Türk vb varlığını ve gücünü sorması şüphe götürecek sorular değil miydi? CIA ajanın bu bölgelerden ayrılması sonucu 23-25 Aralık 1978 Maraş, 3-7 Eylül 1978 Sivas-Ali Baba mahallesi, 28 Mayıs-4 Temmuz 1980 Çorum'da vahşet ve katliam gerçekleşti.
*Malatya’da 1974-78 arası öldürülenler.
•Hamza KARAAGAÇ: Memur 15. 02. 1974 Sol
•Nüvit BARUT: Serbest 13. 09. 1975
•Kâzım GÖKTAS: Öğrenci 06. 12. 1975 Sol
•Mehmet SENSES: Polis 22. 01. 1976
•Bekir ALTINDAĞ: Bekçi 22. 01. 1976
•İlker AKMAN: Mühendis 25. 01. 1976 Sol
•Y. Ziya GÜNEŞ: Öğrenci 25. 01. 1976 Sol
•H. Basri TEMİZALP: 25. 01. 1976 Sol
•Naim KORKMAZ :İsçi 25. 08. 1976 Sol
•Mehmet YILMAZ: Öğretmen 26. 01. 1977 Sol
•Mehmet ERBAŞ : Muhtar 02. 06. 1977 Sol
•Kaya ÇAVDAR: Öğrenci 20. 11. 1977 Sağ
•Mahmut TANER: Serbest 11. 12. 1977 Sağ
•Mustafa BAR: İşçi 22. 01. 1978 Sol
•Haydar CERİTLİ: İşçi 22. 01. 1978 Sol
•Erhan BİTLİSLİ: Mühendis 25. 01. 1978 Sol
•Metin KORKMAZ: Öğrenci 10. 03. 1978 Sol
•Hasan YASİN: Öğrenci 10. 03. 1978 Sol
•Ahmet Şerif SATILMIŞ: Öğrenci 04. 04. 1978 Sol
•Zeynel ADIGÜZEL: Öğrenci 14. 04. 1978 Sol
•Vedat GÖKDEMİR: Öğrenci 14. 04. 1978 Sağ
•İbrahim Ömer TOY: Öğrenci 14. 04. 1978 Sağ
•Hamit FENDOĞLU: Malatya Belediye Başkanı.17. 04. 1978 Sağ
•Hanife FENDOĞLU: Ev Kadını 17. 04. 1978
•Bozkurt FENDOĞLU: Çocuk 17. 04. 1978
•Mehmet FENDOĞLU: Çocuk 17. 04. 1978
•Saip HAZER: Öğrenci 18. 04. 1978 Sol
•Özcan TÜRKSEVER: Öğrenci 18. 04. 1978 Sol
•Naci ERGÜVENLI: Öğrenci 18. 04. 1978 Sol
•Doğan GÜL Öğrenci: 18. 04. 1978 Sol
*Kaynak: Malatya’da kurulu Görüş ve Gayret Gazetelerinin 1974-80 yıllarında yayımlanan sayılarından derlenmiştir