Tarihin çöplüğü
Ali METİN*
Bir millet düşünün, tarihin en önemli bilim insanlarını, sanatçılarını, sporcularını yetiştirmiş. Mühendislik alanında, teknolojide, felsefede, psikolojide çığır açmış nice dehalar bünyesinde neşvünema bulmuş.
Fakat sonrasında öyle bir siyasetçi gelmiş ki bu dâhilerin hepsini (bir anlamda) çöpe atmış. Bu millet ne zaman yetiştirdiği bu dehalarla övünse karşısına hep aynı ismi çıkarmışlar ve onlara da susmaktan başka çare kalmamış.
Örnek mi istiyorsunuz;
Albert Einstein; 1911 yılında genel görelilik kuramını açıkladı. Kendinden önce açıklanmış bütün fizik kurallarını alt üst etti.1921 yılında Nobel Fizik ödülünü aldı.
Carl Friedrich Gauss; diğer adıyla "Matematiğin Prensi" ilk büyük keşfini henüz onlu yaşlarda yapmış, en büyük eseri olan "Aritmetiksel Araştırmaları" 21 yaşında tamamlamış dünyanın ender gördüğü dâhilerden biriydi.
Ludwig Van Beethoven; müzikte klasik dönemden romantik döneme geçiş sürecine katkı sağlamış ve gelmiş geçmiş en ünlü ve etkileyici bestecilerden biri olan Alman piyanist ve besteci.
Birgit Fischer; olimpiyatların Alman kraliçesi, kanoda 8 altın, 4 gümüş madalya kazandı. Madalya sayısını da artırabilirdi. Fakat Doğu Almanya’nın içinde bulunduğu doğu bloku ülkelerinin boykotu nedeniyle Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na katılamadı.
Felsefe alanında sadece isimlerini yazacak olsak Almanların bu alanda nasıl bir çığır açtığı daha net görülür. Leibniz, Wolff, Immanuel Kant, Friedrich Hegel, Schopenhauer, Karl Marx, Nietzsche, Max Weber, Heidegger vb. dünya düşünce tarihinin en önemli isimleri.
Ve 20.yüzyılda bir adam çıkıyor. Tek özelliği hatiplik. Kin ve nefret saçıyor. Almanların 1.Dünya Savaşı’nda yenik çıkması, Versay Antlaşmasıyla millet olarak aşağılanması bu aşağılık caniye fırsat olmuş. Almanlara eski güzel günlerini yaşatacağını söyleyerek, daha önceki Alman İmparatorluk dönemlerine öykünerek 3.Reich’ı (3.İmparatorluğu) kuracağını, dünyaya hükmedeceğini ve bunun 1000 yıl süreceğini söylüyor.
"Bana bir 10 yıl verin Almanya’yı tanıyamayacaksınız." diyor. Tuttuğu tek söz bu oluyor. Hakikaten de bir 10 yıl sonra, Almanya’yı kimse tanıyamıyor.
İşte Almanlar ne zaman yetiştirdiği bu dâhilerle övünecek olsa karşılarına har zaman Hitler çıkmıştır. Hitler denilen bu adam bu dâhilerin hepsini (bir anlamda) tarihin çöplüğüne bir hamlede yollamıştır.
Eski ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali, 11 Eylül günü yerle bir olan Dünya Ticaret Merkezi’ni olaydan bir ay kadar sonra ziyarete gittiğinde, gazeteciler kendisine, "Şüpheliler ile aynı İslam inancını paylaşmasından dolayı neler hissettiğini sorarlar.
O da "Peki siz Hitler’le aynı dini paylaşmaktan dolayı ne hissediyorsunuz?" diyerek kendisine soru soranları pişman edecek bir cevap verir.
Hitler öyle büyük cürümler işlemiştir ki bu sefer değil sadece Almanları bütün Hristiyanları mahcup bir sessizliğe boğmuştur.
Bir millet düşünün 20. Yüzyılın en büyük devrimlerini yapmış, mutlak monarşiden Cumhuriyete kanat açmış, bununla da yetinmemiş dünya çapında yenilikler yaparak vatandaşlarına yepyeni ufuklar açıyor. Fakat bu ülkeye 21. Yüzyılda öyle bir siyasetçi geliyor ki, tek özelliği hatiplik. Kin ve nefret saçıyor. Ülkedekilere eski güzel günleri yaşatacağını söyleyerek daha önceki imparatorluk dönemlerine öykünerek dünyayı idare edeceğini, kendisinin dünya lideri olduğunu iddia ediyor. 20. Yüzyılın devrimlerini teker teker ayaklar altına alıyor.
Umarım bir gün bu ülke vatandaşları hatta hatta onunla aynı dinin mensupları bir gün onun adı anıldığında mahcup bir sessizliğe boğulmadan, o bu devrimleri tarihin çöplüğüne göndermeden, kendisi o çöplüğe gidiverir. Umarım…
(Yanlış anlaşılmasın söz konusu ülke İran’dır !!!)
*İş Güvenliği Uzmanı