Yaşadığımız her şeyi yeniden gözden geçirebiliriz
Erdal BOYOĞLU
Bütün Dünya Covid 19 virüsü gibi bir sorunla ortak mücadele ediyor.
Koronavirüs (Covid 19) islam coğrafyasında bambaşka algıları ortaya çıkardı. Sağlığımızın acı gerçeğini önümüze koydu. Covid 19 virüsü hafızalarımızın ezberini bozdu. Sağlık hizmetinde bilim ve din arasında ki hizmetleri(farklılıkları) görmemize vesile oldu.
Din bezirganlarının bilime karşı iflasını gördük. Dualarla, ayetlerle, kurban kesmekle, tütsü salmakla virusu kovamayacaklarını yenemeyeceklerini gördük. Yani dini vecibelerle Covid 19’un gitmeyeceğini gördük. Diyanetin ayrımcı harcamalarını, din adına altlarında en son model mercedesleri kullandıklarını gördük. Diyanetin virüse yakalanıp ölenleri şehitlik mertebesine getirdiğini ve onlar şehit oldu dediğini gördük.
Virüsü dua ederek yok edecek Cami hocalarının, imamların, din alimlerin ve tarikat liderlerinin, nefeslerinin yetmediğini gördük. Siyasal islamın camileri kapatmakla çare aradığını gördük. Covid 19’u Allah‘ın insanlara verdiği bir ceza diye açıklamak kolay, Peki islam aleminin kutsalı Kabe niçin kapatıltı?
Bir süredir evlere kapanmış durumundayız. Kapatılan kâbe ve camiler neden açılmıyor. Kimi bekliyor? Neyi bekliyor? "Gavur"un bulacağı Covid 19 ilacı ile Diyanetin ne işi olabilir?
Özellikle siyasal islam, matematik ve felsefe dersleri yerine din ve ahlak dersleri verilmelidir diyordu. Ama bugün bilimden ve sağlık hizmetlerinden çare bekliyor. Neden, Niçin? Oysa eğitim- öğretimde fen dersleri, felsefe, matematik önemlidir. İyi bir eğitim olmadan biyoloji, felsefe, istatistik bilmeden karmaşık sistemleri çözümlemek olanaklı değil.
Bilimin yolundan gidenlere minnet borcumuzu ve nasıl saygı göstermemiz gerektiğini gördük. Sağlık hizmetlerinin önemini ve sağlık emekçilerinin canla başla calışmalarını, yitirdiğimiz profesörlerin özverisini ve hastalarla nasıl dayanışma içinde olduklarını gördük.
Emeğin savunucularında toplumsal dayanışmayı gördük. Topluma iban numası veren, para isteyen ve Korona virüse karşı dua ve sabır öneren bir Cumhurbaşkanı gördük. Sağlık sisteminin içler acısı durumunu gördük.
Bilim Kurulu'na Diyanet’ten görevli biri atanacağını söyleyen bir zihniyet, bilimden bir haber olduğunu zaten ispatlamıştır. Dinci ne anlar bilimden, o ancak ezbere arapça dua okur.
Diğer ülkeler, vatandaşını mağdur etmemek için devlet bütçesinden milyarlaca para ayırdığını, sosyal güvenceye aldığını, vatandaşların, kirasını, elektiriğini, zorunlu izine ayrılan işçilere aylık maaşlarını ödediğini gördük. Öyle ve ya böyle işsizlerin, evsizlerin sosyal devletin olanaklarından yararlandırıldığını gördük.
AKP-MHP İktidarı , Covid 19 salgınında bile kürd bölgelerinde nasıl bir haksızlık sergilediğini gördük. HDP’li belediyelere kayyum atadıklarını, belediye başkanlarının tutuklandığını gördük. Cezaevlerinde Koronavirüs hastalığına karşı hiç bir önlem alınmadığı gibi hasta tutsaklara ve annelerinin yanında olan çocukların sağlıklarını önemsemediğini gördük. Cezaevlerinde koğuşlar çok kalabalık, sağlık koşulları son derece kötü ve korumasız olduğunu mahpusların dile getirdiğini gördük.
Şarkılarını söyleyen Grup Yorum’un konserlerini iptal edip, sanatçıları tutukladığını gördük. Grup Yorum üyelerinden Helin’in, İbrahim’in bedenlerini ölüme yatırdıklarını, bir deri kemik kalan bedenlerini gördük.
Halklar arasında sağlık dayanışmasının, nasıl bir zarafet olduğunu gördük. Sağlık hizmeti emekçilerinin özverileni gördük. Dayanışmanın daha da kıymetli ve daha fazla omuz omuza olunması gerektiğini gördük.
Dargınlığın küskünlüğün kıymetsizliğini gördük. İnsani ilişkilere ihtiyacımız olduğunu gördük.Yüreğini seveceğimiz, konuşacağımız, çorbasını içeceğimiz, tuzumuzu ekmeğimizi, aşımızı paylaşacağımız, birbirimizin dostu, arkadaşı, komşusu olacağımız gerçeğini gördük. Hastalığımızda ve ölümlerimizde nasıl üzüldüğümüzü, nasıl yandığımızı gördük.
En güzel yatırımın bilime, eğitime, sağlık hizmetine olduğunu gördük!
İnsanlığa ders verecek, eğitimin, bilimin, felsefenin, sosyolojinin, sanatın ve sağlık hizmetlerinin ne kadar kıymetli olduğunu gördük.
Doğayı korumanın önlemini almadıkça, doğaya düşmanlık yaptıkça çevre kirliliği ve çevre talanıyla sağlığımızın nasıl etkilediğini gördük.
Doğayı koruyacağımız, hayvanların önüne bir tas yemek ve su koyacağımız insani ve vicdani duygularımızı hatırlattı. Elini tutacağımız, birbirimizi anlayacağımız, birbirimizin sorunlarını dinleyebileceğimiz, birbirimizin açlığını tokluğunu sorduğumuz günleri hatırlattı. Ağladığımız üzüldüğümüz, sevindikce sarıldığımız, birbirimizin başını okşadığımız, birbirimize samimiyetle sevgiyle yaklaştığımız insani duygularımızı hatırlattı. Covid 19 kaybedilen duygulara, yitirdiğimiz değerlere, bilime ve eğitime bir yol gösterdi. Artık bilmek isteyen yola çıkar.
Bilim insanı fizikçi Hawking iklim değişikliliği, genetiği değiştirilmiş virüsler ve ya nükleer savaş gibi olayların dünyanın sonunu getirebileceğini uyarılarını yapmıştı. Peki bu öneri açık seçik ortada dururken neden bilim insanlarının uyarıları dinlenilmedi?
Dolayısıyla insanın doğayla yeniden iç içe olması ve barışması ve doğayı sonsuz bir kaynak olarak görmesi gerekiyor. Doğa karşısında toplumsal bilinç gelişirse, doğa seveni sever ve hizmet eder.
İnsanlık ve doğa için tehlikeleri kavrayan geniş kitleler harakete geçmeden Koronavirüs sonrası da büyük değişimler olmayacak. Dünyanın en küçük bir bölgesinde olumsuzluk başladığında artık her yere yayılacağını ve farklı farklı etkileyeceğini gördük.
İnsanlığın ortak yazgısı tüm negatif tehlikelerle ortaklaştı. Artık her ülke kendi ölülerini sayıyor.
Bizler, insanlığımızla yüzleşirsek, vicdanımızın sınavından geçeriz. Korkularımızı, paniğimizi, psikolojik baskıları üzerimizden atmamızın yegane koşulu dayanışma kültürünü ve doğaya karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Artık her birimizin Covid 19 virüsünden dolayı bir tecrübe kazandık. Herbirimiz, yaşlısından gencine, anadan, babadan çocuğuna kadar derin yaralar aldık, etkilendik. İnsanın birbirine sevgisini ve saygısını hatırlattı. Sağlığımızın ve eğitimimizin önemini gösterdi bize. Sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu, bilim insanlarının, sağlıkcıların daha fazla olmasını gösterdi bize. İnsanların sağlığına çare olacak camiler ve hocalar olmadığını gösterdi bize. Camiler kapatıldı ama hastaneler ve sağlık hizmetleri ve beslenme ihtiyacımız olan marketler, bakkallar kapatılmadı. Koronavirüs ile birlikte şu gerçeği gördük; Dini inancı olan insanların evlerinde ibadet yapabileceğini gösterdi bize...
Covid 19 virüs göz göre göre, adım adım geldi.
Doğayı talan edenleri, Küresel ısınma, Çevre kirliliğine önlem almayan yöneticileri, yeraltını yerüstüne getirenleri, nükleer termik santralleri kuranları affetmedi. Gölleri nehirleri kurutanları, kuraklığa cağrı yapanlardan doğa hesabını sordu.
Doğanın bir parçası olan, görünmeyecek ölçüde küçük bir virüsün yarattığı korku ve paniği ne dincilerin duaları ne de finans kapitalin canavar savaş ve silah teknolojisi dize getirdi. Virüs/ lerin tarihte çok örneği görüldü oysa.
Doğayı tahrip edenler göz göre göre getirdi tüm bu kötülükleri ve doğa ana sert tepki verdi. Doğayı hesaba katmayanlara büyük bir ders olsun.
Birlikte yaşamayı öğreneceğiz. Başka çaremiz yok...