17 Ağustos depreminin 24. yılı: Kocaeli'de 80 bin kişi hâlâ fay hattının üzerinde yaşıyor

17 Ağustos depreminin 24. yılı: Kocaeli'de 80 bin kişi hâlâ fay hattının üzerinde yaşıyor
17 Ağustos depreminin yıldönümünde, Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Tığ'dan Kocaeli'ne uyarı geldi: 1999'dan sonra faylar belirlendi ama bu fay hatları üzerinde hâlâ 80 bine yakın nüfus yaşıyor.

KOCAELİ - Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde 17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 24 yıl geçti. Artı Gerçek'e konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Mehmet Tığ, Kocaeli'de 80 bin kişinin hâlâ fay hatlarının üzerinde eski yapı stokunda yaşadığını belirtti. Mimarlar Odası Kocaeli Şube Başkanı Alper Dülger de önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirerek, kamu kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve halkın ortak çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.

DEPREMİN İZLERİ SİLİNMEDİ

Gölcük merkezli 1999 depreminde resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi yaralandı. 285 bin 211 ev ile 42 bin 902 işyeri hasar gördü. 2010 yılında yayımlanan Meclis araştırması raporunda ise 18 bin 373 kişinin öldüğü, 48 bin 901 kişinin yaralandığı açıklandı. Depremin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen izleri silinemedi.

'FAY HATLARI ÜZERİNDEKİ BÖLGELER ÖNCELİKLİ DÖNÜŞÜM ALANLARI OLMALI'

Artı Gerçek'e konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Tığ, olası İstanbul depreminde 1999’den önce yapılan binaların ciddi biçimde etkileneceğini belirtti. 1999 depreminden sonra fayların belirlendiğini ve fayların çevresinin koruma bandına alındığını hatırlatan Tığ, “Ancak bu fay hatları üzerinde hâlâ 80 bine yakın nüfus yaşıyor. Elbette olası bir depremde en çok tehlike altında olan kişiler bu fay hatları üzerinde yaşayanlar olacak. Fay hatları üzerindeki bölgelerin öncelikli dönüşüm alanları olması gerekiyor" dedi.

Jeofizik Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Mehmet Tığ

'ÖNLEMLER YETERLİ DEĞİL, EKONOMİK SIKINTI VAR'

Depreme karşı alınan önlemlerin yeterli olmadığını vurgulayan Tığ, "Kocaeli Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm ile ilgili çalışma yapıyor. Ancak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle kurumlar ve vatandaşlar çok zor adım atıyor. Elbette 24 yılda önlemler alındı ama yüzde 100 önlem alındı diyemeyiz. Zemin etütleri yapılıyor, yeni yapılarda kullanılan betona dikkat ediliyor ama bunlar yeterli değil. Kentsel dönüşümler yapılmalı, insanlar daha güvenli alanlarda yaşamaları sağlanmalı” diye konuştu.

'DEPREM PERİYODU BİZE 2029'U İŞARET EDİYOR'

17 Ağustos depremini Türkiye için bir milat olarak gördüklerini söyleyen Mimarlar Odası Kocaeli Şube Başkanı Alper Dülger ise "1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen maalesef Kocaeli’de 1999 yılından önceki yapı stokunun dönüşümünü istediğimiz gibi gerçekleştiremedik. Cedit bölgesinde dahi yeni başlatabildiğimiz bir kentsel dönüşüm var" dedi.

Alper Dülger

Dülger, şöyle devam etti:

"Yine Gölcük merkezinde de benzer çalışma devam ediyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı yapı envanteri çalışması çok geç kalınmış ancak yapılması gereken bir çalışma. Bu çalışma sonrasında kentin öncelikli dönüşüm alanları belirlenerek bir model oluşturulması, üretilen modelle kentin dönüşüm metodunun çizilmesi gerekecek. Doğru adımları geç kalmış olarak atıyoruz. Depremin tekrarlama periyodu bize 2029 yılını işaret ediyor. Bu süreçte ne kadar yol alabilirsek o kadar hazır olacağız."

'VAKTİMİZ DAR, YOLUMUZ ÇOK'

Depreme hazırlık için seferber olunması gerektiğini dile getiren Dülger, şunları söyledi: "Ülkemizin depreme hazır olması için tek çözüm merkezi kamunun kendisi gibi görülmemeli. Bu tür eylemler toplumun bütününün elini taşın altına koyması ile gerçekleşebilir. Katkı koymadan sonuç almayı beklemek doğru tavır değil. Her kesimin işbirliği ile depreme hazır bir Kocaeli yaratmak mümkün. Bu çabayı her kamu kurumunun, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve vatandaşın koyması gerektiğini düşünüyorum. Vaktimiz dar, alınacak çok yolumuz var. Depremi önleme şansımız da hazırlanmaktan başka yolumuz da maalesef yok.”

Öne Çıkanlar