Adana'da binaların yüzde 70'i iskansız: 'Güçlendirme maliyetlerini karşılayamayanlar tabutlarda yaşıyor'

Adana'da binaların yüzde 70'inin iskansız olduğunu vurgulayan TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu, "Güçlendirme maliyetlerini karşılayamayanlar tabutlarda yaşıyor" dedi. Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak da hasarlı okullara dikkat çekti.

ADANA - Maraş'ta 6 Şubat 2023'te meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde Adana'da 418 kişi öldü, binlerce kişi de yaralandı. Kentte yıkık bağımsız bölüm sayısı 383, acil yıkılacak bağımsız bölüm sayısı 302, ağır hasarlı bağımsız bölüm sayısı 5 bin 965, yıkılmış veya yıkılacak olan binaların sayısı toplam 6 bin 650. Depreminin üzerinden geçen bir yılda gereken önlemler alınmadı.

'ADANA'DAKİ BÜTÜN BİNALARIN ENVANTERİ ÇIKARILMALI'

Artı Gerçek'e konuşan TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ahmet Uncu, kentteki binaların yüzde 70’e yakınının iskansız olduğunu vurguladı. Uncu, şöyle konuştu:

"Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Adana’daki binaların envanteri çıkartılsın, bir an evvel mühendislik hizmeti alsın, incelensin. Güçlendirme gerekiyorsa güçlendirme yapılsın. Yok güçlendirmeyle kurtulmuyorsa kentsel dönüşüm aracılığıyla binalar, emniyetli bir şekilde oturulacak hale getirilsin. Fakat ne acıdır ki bir türlü bunu gündeme getiremediler ve yapmamak için de direniyorlar. Belki bir maliyet getirecek yerel yöneticilere yahut genel yönetime bir maliyet getirecek ama bu maliyet bir canın gitmesinden iyidir. Bir an önce Büyükşehir Belediyemizde kurulmuş olan Deprem Daire Başkanlığı kadrosu genişletilerek Adana'daki bütün binaların envanteri, ne zaman yapıldığı, ne şartlarda yapıldığı, işlem olup olmadığı, içinde kaç kişi yaşandığı çıkartılmalıdır.”

'CAMLAR TİTRESE HERKES DIŞARI KOŞUYOR, DEPREM BİLİNCİ OLUŞTURMALIYIZ'

6 Şubat depreminde kent merkezinde 11 ve Tufanbeyli ilçesinde iki bina olmak üzere toplam 13 binanın yıkıldığını ve 418 kişinin öldüğünü hatırlatan Uncu, şöyle devam etti:

"Deprem psikolojik olarak herkesi derinden etkiledi. Bugün gerçekten Adana'daki evinin yanından bir kamyon, bir ağır tonajlı araç geçtiği zaman hafif camlar titrese bile herkes gözünü hemen avizelere dikiyor. Ve korkuyla dışarı koşuyor. Bu da eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Deprem bilinci yaratmamız gerekiyor.”

'AÇIK ALAN DEPREM TOPLANMA ALANI DEMEK DEĞİL'

Parklar ve boş alanların AFAD tarafından deprem toplanma alanı olarak açıklanmasını eleştiren Uncu, “Bizim ülkemizin yüzde 93’ü deprem kuşağında. AFAD deprem toplanma alanlarını yayınlıyor. Mahalledeki bir parkı gösteriyor ancak Adana’da şimdiye kadar deprem toplanma alanı görmedim. Açık alanları deprem toplanma alanları olarak gösteriyorlar. Sadece açık alan olması, deprem toplanma alanı anlamına gelmez. Şimdi deprem oldu diyelim, açık alana çıktı, ne yapacak? Tuvalet yok, yemek yok, barınacak yer yok. Çıkıp caddenin ortasında da durursun” diye konuştu.

'GÜÇLENDİRME MALİYETLERİNİ KARŞILAYAMANLAR TABUTTA YAŞAMAK ZORUNDA KALIYOR'

Güçlendirme yapılması gereken hasarlı binalarda daire başı 300 ila 500 bin TL masraf çıktığın, bu parayı karşılayamayanların adeta tabutlarda yaşamaya mecbur kaldıklarını söyleyen Uncu, şöyle devam etti:

"Ağır hasarlı binalarımız 3 bin 297 olarak belirtiliyor. Bunların yıkımları başladı. Fakat bu ihaleyle bir firmaya verildiği için yıkım doğal olarak ağır işliyor. 4 bin 62 adet orta hasarlı binamız var. Son çıkardıkları genelgede güçlendirmeye talebiyle dilekçe vermek için 31 Aralık 2023'e kadar süre verildi. Dilekçe verdiğimiz zaman 2024 yılının nisan ayına kadar proje hazırlanıp ve o binanın güçlendirmesi yapılacak. Belirtilen tarihine kadar dilekçe vermediğiniz zaman bu orta hasarlı binalar ağır hasarlı statüsüne giriyor ve yıkımı gerçekleştirilecek. Şimdi diyelim ki vatandaş dilekçeyi verdi, bunun bir güçlendirme projesi var. Bu da belli bir bedel. Daire başı 300 bin ila 500 bin TL gibi bir rakama tekabül ediyor. İnsanlar bu parayı ödeyebilecek durumda olmayanlar var. Binası güçlendirme imkânı olmadığı için 'ben bu tabutta yaşarım' demek zorunda kalıyor."

'TOKİ KONUTLARININ ZEMİN ETÜDÜ YAPILDI MI BİLMİYORUZ'

TOKİ tarafından yapılan kalıcı konutların durumuna da dikkat çeken Uncu, şu ifadeleri kullandı:

"TOKİ’lerin zemin raporu var mı? Yer seçimi nasıl oldu? Fen ve bilim tekniği kullanılarak mı yapılmış, bilinmiyor. TOKİ’lerin tünel kalıp sistemiyle yapıldığı için diğer yapılarla kıyasla daha güvenli olduğu düşünülüyor ancak maliyetli. Ama zemin deneyleri yapıldı mı zannetmiyoruz. Yer seçimi neye göre yapıldı? Bir ön araştırma yapıldı mı? Onu da zannetmiyoruz. Mahalle kültürümüz yok oluyor. TOKİ'yi yaptıkları yerler şehrin dışında, uzak bir mesafe. Kişileri oraya taşıyorlar. Belki oturacak kişinin işyeriyle evinin arası yaklaşık 20-30 kilometre olacak. Bazı bölgelerde altyapısı hazır olan yerlerin yakınında bir yere yapıyorlar fakat oradaki ruhsat işi hesap edilerek mi altyapı yapıldı, o belli değil.”

'DEVLET ELİYLE GÜÇLENDİRME YAPILMALI'

Uncu, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

"Adana'daki bütün inşaatların, bütün yapıların envanteri çıkarılarak mercek altına alınmalı ve incelenmeli. Çünkü bir daha insanlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Az hasarlı binalarda vatandaşlar tabiri yerindeyse makyaj yaparak oturmaya başladı. Aslında Ceyhan Depreminden sonra 1999’da, sonra 2007'de ve son olarak 2018'de yönetmelik çıktı. 20-30 yıllık binalara yeni yönetmeliğe göre güçlendirme çıkması yüzde 99. Varını yoğunu vermiş bir daire almış bir kişi bu gücü olmadığından dolayı tabiri yerindeyse ‘ben ölüme razı oldum, bu tabutta yaşayacağım’ diyor. Sosyal devletin bunu engellemesi lazım. Sosyal devlet mutlaka devlet eliyle vatandaşına konut sağlamak, barınma ve iaşe ihtiyacını sağlamak mecburiyetinde. Yıkılmış binaların mal sahipleri TOKİ'den yahut başka bir yerden borçlanarak konut almak durumunda kalacak. Depremden sonra akrabalarına, yakınlarına sığınanlar oldu ve hâlâ bazıları oralarda kalmaya devam ediyor. Deprem olmadan önlem almak gerek. Binalarımızı dirençli hale getirmek gerek."

'HASARLI OKULLAR NE ONARILDI NE YIKILDI'

Artı Gerçek'e konulan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak da hasarlı okulların durumuna dikkat çekti.

Toprak, şunları ekledi:

"Şu ana kadar onarılan okul yok. Yıkım kararı verilen okul binaları hâlâ olduğu gibi duruyor. Aynı bahçede eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devam ettiği okullar da var. Bu da hem öğrencilerin hem de eğitim emekçilerinin can güvenliğini tehdit ediyor. Bu tarz binaların olduğu okullarda birleştirmeler yapılmıştı, bu birleştirmeler devam ediyor. Elimizde kaç okulun hasarlı olduğuna dair bir rakam yok. Taleplerimize rağmen Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bilgi alamadık. Bir okul içerisinde hasarlı bina var olduğunda öğrencilerin hayatları tehlikeye atılmış oluyor. Bu okulların bir an evvel yıkılacaksa yıkılmalarını, onarılacaksa da onarılmalarını istiyoruz.” (ARTI GERÇEK)