'Ağız içi aramayı' reddeden mahpuslar tedaviye erişemiyor
Artı Gerçek - Adana Kürkçüler 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi ile Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'nde sekizi ağır olmak üzere 30'un üzerinde hasta mahpus bulunuyor. Hasta mahpuslar, 3 yıldır devam eden "ağız içi arama" dayatmasına karşı çıktıkları için sağlık haklarına erişemiyor. Uluslararası sözleşmelere aykırımı duruma karşı yapılan başvurular sonuç vermiyor.
Mahpuslardan Kemal Özelmalı ve Mazhar Güler, "ağız içi arama" dayatmasına karşı 8 Ağustos 2022'de Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Güler, Hepatit B hastalığı olduğunu, böbreklerinde kist bulunduğunu, bu nedenle 3-6 aylık aralıklarla düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmesi gerektiğini, hastaneye sevk sırasında "ağız içi aramasına" maruz kaldığını, dayatmayı kabul etmediği için 1 yılı aşkın süredir hastaneye gidemediğini ifade etti.
'GÜVENLİK' GEREKÇE GÖSTERİLDİ
Adana İl Jandarma Komutanlığı, "ağız içi arama" dayatmasına dair savcılığa verdiği görüşte, uygulamayı "güvenlik" gerekçesiyle savundu. Savcı, başvuruya dair "kovuşturmaya yer yoktur" kararı verdi.
HİLAL: KELEPÇELİ MUAYENE İHLALDİR
Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, "ağız için arama" dayatması nedeniyle mahpusların tedavi edilmemelerinin yaşam hakkı ihlali olduğunu söyledi.
Hilal, mahpusların tedavi haklarına ilişkin şunları söyledi:
"Hekimler hastalarını muayene ederken hastaları ile eşit bir ilişki kurmaya, onlara karşı hiçbir ayrımcı davranışta bulunmamaya dikkat ederler. Hekimlerin tarafsızlığını yitirmemesi için mahkumların sevk belgelerinde hangi suçla suçlandıklarının yazılmaması gerektiğini savunuruz. Hastaların gözleri bağlı, elleri kelepçeli, ayakları zincirli olmamaları gerekir. Hekimlerin hastalarını kelepçeli muayene etmeleri etik ihlalidir ve 'meslekten geçici süre mene' kadar uzanan cezalar almalarına neden olabilir.
MAHREMİYET KURALI
Hasta-hekim ilişkisinde en temel kurallardan birisi hasta mahremiyetidir. Hastanın kısıtlanmış olması ya da içeride güvenlik görevlisi olması hastanın şikayetlerini hekime söylemesine engel olacaktır. Başkaları tarafından duyulacağı için şikayetlerini söyleyemeyecektir. Bu durum da hastanın tedaviye ulaşma hakkını ve yaşam hakkını engelleyici bir durum oluşturacaktır."
'CEZALANDIRMA OLARAK KULLANILMAMALIDIR'
Hilal, şöyle devam etti: "Cezaevi idareleri mahkumların sağlık haklarından yararlanmasını kolaylaştırıcı önlemler almalıdır. Sağlık hakkına ulaşım ayrı bir cezalandırma olarak kullanılmamalıdır. Cezaevinde çalışan hekimlerin mesleklerini bağımsız olarak uygulamalarını sağlamak, baskı altında kalmalarını önlemek idarenin görevidir. Hekimler de tüm özgür yurttaşlara uygulanan sağlık bakım standartlarını mahkumlara da uygulamak zorundadır." (MA),
83 yaşında cezaevine gönderilen Makbule Özer'in yüzünde şişlikler oluştu: ATK'ye bir başvuru daha
Cezaevlerinde hak ihlalleri raporu: Tecrit, işkence, kötü muamele ve keyfi uygulamalar sürüyor
81 yaşındaki ağır hasta mahpus ATK’ye kelepçeli sevk edildi
32 yıllık mahpusların tahliyesi iki yıldır 'keyfi gerekçelerle' erteleniyor