Avukatlar: Her gün yeni Tahir Elçi'ler doğuyor

Yağmur KAYA

ARTI GERÇEK- Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin 5'inci yılı dolayısıyla hukukçular Bakırköy Adliyesi önünde anma etkinliği düzenledi. Avukatlar, yaşamını yitirenler adına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

Anmada konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı avukat Gökmen Yeşil, Tahir Elçi'nin planlı, siyasi bir suikast sonucu katledildiğini ifade ederek, Tahir Elçi'nin katledilmesinin ne ilk ne de son siyasi cinayet olduğunu vurguladı.

Öldürerek, onlarca yıl hapis cezası vererek, bir ülkenin aydınlık geleceğini karartmaya çalışanlara seslenen Yeşil, "Evine panzerle girip çocukları öldürdüğünüz bir ülkede, ormanlarını yağmalayıp para babalarına peşkeş çektiğimiz Çanakkale'de, madenlerde çalıştırıp tazminatlarını vermekte imtina ettiğiniz Ege'de, Ermenek'te, derslerini yağmaladığınız Karadeniz'de, Batman'da, Iğdır'da, Batman'da, Hakkari'de her gün yeni Tahir Elçi'ler doğuyor" diye konuştu.

'BEŞ YILDIR BİR ADIM ATAMADILAR'

Ardından konuşan avukat Kemal Aytaç, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin 28 Kasım 2015 tarihinde Sur’da yaptığı açıklamanın ardından çıkan çatışmada yaşamını yitirmesiyle ilgili 5 yıl sonra açılan davanın ilk duruşmasına değinerek şunları söyledi:

"Birileriyle ilgili bir yazı yazıldığında, akşamdan sabaha kadar gözaltına alıp tutuklayıp gönderenler, 5 yıldır bir adım atamadılar. Şu an süren yargılamada tamamen göstermelik bir oyun. Hiçbir talebimiz kabul edilmiyor. Bir yargı kurumu önünde değiliz. Bir 'infaz kurumu' var karşımızda. Mahkemeler infaz kurumu, yargıçlar da infaz memuru olmuştur. Bu yargıdan, adına 'yargı' denilen yerden Tahir Elçi için bir adaletin, bizim için bir adaletin çıkacağını asla düşünmüyorum. Tahir Elçi'nin anısına, mücadelesine hep sahip çıkacağız. Elçi'nin değerlerini hep önümüze koyup mücadele edeceğiz."

Basın açıklamasını okuyan Özgür için Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Başkanı Eylem Arzu Kayaoğlu, 'Elçi'nin katledilmesinin başladığı yer olduğunu' ifade ettiği Bakırköy Adliyesi önünde bir araya geldiklerini söyledi. Kayaoğlu, geride kalan 5 yıl içinde, Tahir Elçi’nin katledilmesine neden olan siyasi sorumlularının savaş politikasını derinleştirdiğini, hukuku ve tüm yargı mekanizmalarını da, tekçi iktidar anlayışının en temel enstrümanı olarak belirlemeye devam ettirdiğini ifade etti.

İktidarın, avukatlara ve avukatlık mesleğine dönük ideolojik saldırılarına son hızla devam ettiğini sözlerine ekleyen Kayaoğlu, avukatların haklarında açılan sayısız davalar, müdafi kısıtlılığı, gözaltı ve tutuklama politikalarıyla karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.

Kayaoğlu, "Birçok arkadaşımız mesleğini icra edemez hale getirilirken, pek çok arkadaşımız da göstermelik yargılamalarla uzun süren tutukluğa maruz kalmakta ve uzun yılları bulan hapis cezalarına mahkûm edilmektedir. Stajyer avukat meslektaşlarımıza, haklarında devam eden soruşturma ya da kovuşturmalar gerekçe gösterilerek avukatlık ruhsatları verilmemekte, verilen ruhsatlar Adalet Bakanlığı'nın açtığı davalarla ellerinden alınmaktadır.

Böylece hukuk fakültesinde mesleğe hazırlanan öğrencilerden, yaşamı sorgulamamaları, itirazlarını dile getirmemeleri, demokratik haklarını kullanmaktan imtina etmeleri dayatılmaktadır" diye konuştu.

'MAHKEME, SANIKLARIN DURUŞMAYA GELMELERİNİN ZORUNLULUK OLMADIĞINA KARAR VERDİ'

Savunmaya dönük politikaların yanı sıra Tahir Elçi’nin katledilmesiyle ilgili, beş yıl sonra Diyarbakır Barosu’nun çabasıyla 2 polis hakkında Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde "bilinçli taksirle öldürmek" suçundan dava açıldığını hatırlatan Kayaoğlu, davanın seyrine ilişkin şu bilgileri verdi:

"Davanın 21 Ekim 2020 tarihinde görülen ilk duruşmasına, biri Malatya’da diğeri Elazığ’da bulunan sanıklar getirilmemiş ve Tahir Elçi’nin avukatları tarafından sanıkların duruşmaya getirilerek sorgulanması talebi, mahkeme "duruşmaya gelmek isteyip istemediklerini" sanıklara sorarak, duruşmaya gelmelerinin zorunluluk olmadığına karar vermiştir. Tahir Elçi’nin eşi, bu duruşmaya hem şikâyetçi hem de stajyer avukat olarak katılmış, ancak mahkeme Türkan Elçi’yi şikâyetçi olarak dinleme gereği duymadığı gibi duruşma boyunca Elçi ailesinin avukatlarının bütün talepleri reddedilmiştir."

‘KATLEDİLEN MESLEKTAŞLARIMIZIN YAŞAMLARINI VE MÜCADELESİNİ REFERANS ALIYORUZ'

Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden yıllar geçtikten sonra açılan bu dava, ilk duruşmadan itibaren yargılamanın nasıl sonuçlanacağını göstermektedir. Tahir Elçi’nin katline giden ilk taşların döşendiği Bakırköy Adliyesi’nden bir kez daha tekrar ediyoruz:

Bizler; temel hak ve özgürlüklere dönük her türlü sınırlamanın karşısında olan, demokratik hukuk devletinin gereğinin yerine getirilmesi için mücadele yürüten, savaşı değil barışı esas alan, insan hakları mücadelesi yürüten ve hukukun üstünlüğünü, yargının ve savunma makamının bağımsızlığını hukukçular olarak, adalet mücadelesi yürütürken temsil ettiğimiz toplumsal kesimlere dönük saldırılar karşısında, başta Tahir Elçi olmak üzere, katledilen tüm meslektaşlarımızın yaşamları ve mücadelelerini referans alıyoruz."

'TAHİR ELÇİ'Yİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ'

Yürüttükleri hak mücadelesinden vazgeçmek bir yana, bir adım dahi geri adım atmayacaklarını ifade eden Kayaoğlu, başta Kürt halkı olmak üzere, ezilen Türkiye halklarının onurlu hukukçusu olan baro başkanı Tahir Elçi’yi asla unutmayacaklarının sözünü verdi.

Anma, Tahir Elçi'nin fotoğrafının bulduğunu dövizlerin önüne karanfil bırakılmasıyla son buldu.