Belediyeye kayyım atandı, çalışanlar ve siyasetçiler gözaltına alındı
ARTI GERÇEK-Seçimle göreve gelmiş belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındığı Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyım atama operasyonuyla eş zamanlı olarak polis çok sayıda eve baskın düzenledi.
Diyarbakır'da HDP ve DBP'li siyasetçilerle, belediye çalışanlarının evlerine yapılan baskınlarda çok sayıda kişi gözaltına alındı.
VALİLER KAYYIM ATANDI, BELEDİYELERE POLİS GİRDİ
İçişleri Bakanlığı’nın kayyım ataması sonrası sonra Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyesi binalarına polis baskın düzenledi. Önce zırhlı araç ve çok sayıda polisle ablukaya alınan ve daha sonra kapıları kırılan belediye binalarında aramalar başlatıldı. 31 Mart seçimlerinin ardından kaldırılan polis bariyerleri yeniden konuldu.
Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun kayyım olarak atanmasının ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kapıları polislerce kırılarak baskın düzenlendi.
Mardin Büyükşehir Belediyesi binasına da, Mardin Valisi Mustafa Yaman’ın kayyım olarak atanmasının ardından polis baskın yaptı. Çok sayıda zırhlı araç ve TOMA ile abluka altına alınan belediye binasına giriş çıkışlara da izin verilmediği bildirildi. Belediye binasında tüm odalarda aramaların yapıldığı belirtildi.
Van Büyükşehir Belediyesi'ni önce ablukaya alan polis daha sonra belediye binasına girerek arama başlattı. Belediye çalışanları binaya alınmazken, odaların kapı anahtarları yanında olan çalışanlar tek tek polis eşliğinde içeri alınıp kapılar açtırılıp tekrar dışarıya çıkarıldı. Belediyedeki abluka sürerken, İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım olarak atanan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez onlarca zırhlı araç ve yüzlerce polis eşliğinde belediyeye girdi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI AÇIKLADI: 29 İLDE 418 GÖZALTI
Kayyım operasyonuyla eş zamanlı olarak 29 ilde düzenlenen operasyonlarda 418 kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Diyarbakır, Mardin ve Van illeri başta olmak üzere toplam 29 ilde PKK/KCK Terör Örgütüne yönelik 418 şahıs yakalanarak gözaltına alındı Yakalamaya dönük operasyonlar devam etmektedir" denildi.
Gözaltına alınan belediye çalışanları ve siyasetçilerden bazılarının isimleri şöyle: HDP Diyarbakır il yöneticileri Kadir İnanır, Edip Binbir ve Ali İhsan Karahan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Sevim Biçici, DBP Bağlar ilçe yöneticisi Hayri Etyemez, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Murat Eminoğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi Mehmet Akdoğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Selda Baran, HDP PM üyeleri Mesut Bağcık ve Burhan Karakoç, gazeteci Tümen Anlı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi çalışanları Mustafa Akengin ve Şiyar Dağ, Mahmut Korkmaz, Fevzi Işık, Fuat Yalçın, HDP Çınar üyeleri Mahmut Ulus ve Fevzi Demirkıran, HDP Bismil üyesi Lokman Bozkur, Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Naif Erdem, Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Davut Kesen ve meclis üyesi Nurşen Akbal.
HDP'DEN AÇIKLAMA
Polis baskınlarına ilişkin HDP Diyarbakır İl Örgütü'nden açıklama geldi.
Açıklamada, HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Hülya Alökmen ve Zeyyat Ceylan'ının da evi basıldığı ama evde olmadıkları için gözaltına alınmadığı bildirildi.
DBP'DEN AÇIKLAMA
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) de baskın ve gözaltılara ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Aralarında Merkez Yürütme Kurulu üyemiz Sevim Adsoy, PM üyelerimiz Tahir Özdemir ve Suat Aslan’ın da bulunduğu onlarca parti yöneticilerimiz, yüzlerce Kürt siyasetçi AKP ve MHP’nin siyasi darbesiyle hukuksuzca gözaltına alınmıştır. Diyarbakır’da yüzde 63, Mardin’de yüzde 56 ve Van’da yüzde 53 oyla seçilmiş olan Belediye Eşbaşkanlarının görevden alınması Kürt halkının demokrasi mücadelesine karşı açılmış yeni bir savaştır. 2019 yerel seçimleri sonrasında partimize ve bileşeni olduğumuz HDP'ye yönelik bu operasyonların temel amacı Kürt siyasetini tasfiye etmektir. Bizleri gözaltı ve tutuklamalarla, siyasi soykırım operasyonlarıyla durdurabileceklerini zannedenler, halkların özgürlük, emek, barış ve demokrasi inancını bitiremeyeceklerini anlayacaklardır. Bir kez daha vurguluyoruz, Kayyum’u tanımayacağız, kabul etmeyeceğiz. Hükümet attığı bu vahim adımdan bir önce dönmelidir."
DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKANINDAN ARTI TV'YE AÇIKLAMA
Kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Artı TV'nin sabah programı Gün Başlıyor'a canlı bağlanarak özel açıklamalarda bulundu.
"Türkiye'de nasıl ki 17 Ağustos 1999 ciddi bir depremle birlikte meskenlerin ve canların yitimiyle sonuçlanan bir yıkımdıysa, bugün de demokrasi ve hukuk devleti açısından ciddi bir yıkım süreciyle karşı karşıyayız" ifadeleriyle söze başlayan Mızraklı'nın açıklamaları şöyle:
'TÜRKİYE 19 AĞUSTOS'TAN ÖNCEYİ VE SONRAYI KONUŞACAK'
"Türkiye, 19 Ağustos'tan önce ve 19 Ağustos'tan sonrayı uzunca bir dönem konuşacaktır. Tarihe demokrasi açısından leke olarak geçecek bir gün ve aynı zamanda Türkiye'deki bütün çevrelerden, başta demokratik siyaset, demokratik muhalefetin bütün dalga boyları dahil olmak üzere, sivil toplum, medya, üniversiteler gibi birçok çevre açısından adeta turnusol kağıdı durumuyla karşı karşıyayız. Çünkü 31 Mart'ta ortaya çıkan bir irade hiçe sayılmıştır. Ve hiçe sayılarak tesis edilen bir durumla karşı karşıyayız.
Ülkeyi karanlık bir dönemin arefesinde hissediyorum. Bu ülkede insanların daha iyi, daha mutlu yaşamaları için kavga vermiş bireyler olarak bu yaşanan durumun Türkiye'nin iyi bir geleceğe ulaşabileceğine ilişkin umut kırıntılarını da süpüren bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum."
'GECE YARISI OPERASYONLARI HAYIRLI ŞEYLERE VESİLE OLMUYOR'
Mızraklı belediye çalışanları, HDP yöneticileri, DBP ve DTK yöneticilerinin gözaltına alındığı bilgisini paylaşarak, "Her zaman yaptıkları bir yolu denediler. Geceden itibaren ilk önce basına sızdırdılar, akabinde sabaha karşı da bütün belediyelerin ilk önce zırhlı araçlarla kuşatılması, arkasından içeri girilmesi söz konusu oldu. Yürütülen süreç adeta bir gece yarısı operasyonu gibi, amiyane tabirle "talandan mal kaçırır gibi" bir tutum içinde gerçekleşti. Gece yarısı operasyonları Türkiye tarihinde pek hayırlı şeylere vesile olmuyor. Ama hepimizin temennisi odur ki Türkiye'nin yarınları aydınlık olsun diyelim" dedi.
'TEBLİGATI İMZALAMAK ONURSUZLUK OLURDU, İMZALAMADIM'
Mızraklı, Gün Başlıyor programı sunucusu Nazım Alpman'ın sorduğu "Size yapılmış bir tebligat var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Tebligat vardı, metni okudum ama seçmen iradesine dönük bu türden girişimlerin altını imzalamayı kendi açımdan bir onursuzluk olarak telakki edeceğimi, hukuk kavramıyla bağdaşmadığını oraya yazdım."
MIZRAKLI: BELEDİYE BİNASI KUŞATILMIŞ DURUMDA
Mızraklı belediye binasının önündeki duruma ilişkin ise şu bilgileri verdi:
"Belediye binası kuşatılmış durumda. Çalışanların içeriye girmesi engellenmiş durumda. İçeride sadece polis memurları ve polis müdürleri var. Böyle bir abluka var."
Foto: Remzi Budancir / Artı Gerçek
'DİYARBAKIR'DA OLMASIYLA ANKARA VE İSTANBUL ARASINDA OLMASI ARASINDA BİR FARK YOK'
Mızraklı, sözlerine şu çağrıyla sonlandırdı: "Bunun Diyarbakır, Van ve Mardin'de olmasıyla, bunun Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de ve Adana'da olması arasında hiçbir nüans farkı yoktur. Bu ülkede demokrasi değerleri çiğnenmeye başladığı andan itibaren, her yerde seçmen iradesine karşı ihlal, hukuk ihlali bir bütün olarak bu iradeye inanmış kesimlere yapılmış bir ihlaldir. Bu süreci bu çerçevede ele almak ve karşı durmak gerekir."
ÖHD'DEN AÇIKLAMA: BAHANE ÜRETME ZAHMETİNDE BİLE BULUNMAMIŞLAR
Özgürlük için Hukukçular Derneği ise kayyım darbesine ve sonrasındaki gözaltına alınma operasyonlarına ilişkin açıklama yaptı.
"Halkın tepkisinden korkanlar sabah saat 6'da kapıları kırarak, belediye binalarına girmiş,Belediye binaları adeta kolluk marifeti ile işgal edilmiştir. Ayrıca, 29 ilde 418 HDP üyesi ve çalışanı gözaltına alınmıştır. AKP/MHP iktidarının hiç bir hukuk kuralını tanımadan yaptıkları uygulamalara 19 Ağustos darbesi olarak geçecek bir suç pratiği daha eklenmiştir" denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Halkın ekseri çoğunluğu ile seçtiği belediye eşbaşkanlarının uydurma gerekçelerle görevden alınıp yerlerine bürokratların atanması Anayasa'da ve İhas 'ta tanınan seçme ve seçilme hakkına, demokratik toplum esaslarına açıkça aykırıdır. Avrupa Birliği ve kurumları Sözleşmeci bir taraf olan Türkiye 'ye tarafı olduğu sözleşmelere uyması için etkin yaptırımlar uygulamak zorundadır. Avrupa Birliği kurumlarının etkisizliği de faşizim uygulamalarına katkı sağlamaktadır. Halkın iradesini sadece kendileri için isteyip Kürtlerin iradesini yok sayanlar bahane üretme zahmetine dahi katlanmamışlardır. Haklarında soruşturma ya da dava olmayan Kürt kalmamışken, adil yargılanma hayal olmuşken buldukları bahane abesle iştigaldir.
Bizler özgürlükçü hukukçular olarak Kürt halkının iradesine sahip çıkmak için her türlü hukuki girişimde bulunacağımız gibi bu sürecin sonuna kadar da takipçisi olacağız!"
Diğer yandan Diyarbakır'da bir yurttaş kayyım atanmasına tepki gösterdi:
Diyarbakır'da Kalp hastası yaşlı bir kadın kayyuma "Erdoğan da Müslüman biz de Müslümanız. Yeter artık, yeter. Oy vermedik diye böyle yapmaya hakkı yok. Türkiye cumhuriyeti bize niye böyle zulmediyor." diyen kadını polisler darp ettti.
