'Benim Hayrettin Eren'le buluşma yerim orası; o nedenle Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz'

ARTI GERÇEK- Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta buluşmasına Beyoğlu Kaymakamlığı izin vermemişti. Polisin müdahalesi sonucu 46 kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 46 kişi için açılan davanın ikinci duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 27'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

'NEDEN HAKİKAT ARAYIŞI ENGELLENMEYE ÇALIŞILIR?'

Dava hakkında Artı TV'ye konuşan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Cumartesi Anneleri'nin çok uzun süredir "faili belli olan faili meçhul cinayetlerin açığa çıkması için" mücadele ettiğini dile getirerek "Bugün de bu davayla bu mücadele yargılanmak isteniyor. Asıl olarak hakikatin önüne geçmek isteyenler bu yargılamayı yapıyor. Neden hakikat arayışı engellenmeye çalışılır? Demek ki katiller cezasızlıkla ödüllendirilmek isteniyor, failler bulunmak istenmiyor, üstü kapatılmak isteniyor; bu nedenle aslında faillerin yargılanması gerekirken bunun arayışı içinde olan insanların duruşmasını izlemek zorunda bırakılıyoruz. Talebimiz, derhal beraat kararı verilmesi çünkü bu davada yargılanacak bir mesele yok" dedi.

Gülüm, "Bu aslında bir ülkenin demokrasi arayışı, geleceğinin arayışı. Çünkü bir ülke kendi geçmişiyle yüzleşmiyorsa geleceğinin aydınlık olmasına ihtimal yok. O nedenle Cumartesi Anneleri'nin mücadelesi çok önemli bir yerde duruyor. Mücadelelerinde yanlarında olacağız çünkü mücadele etmeden hiçbir şey kazanılmıyor bu ülkede. Varolan yasanın uygulanması bile mücadeleyle oluyor" ifadelerini kullandı.

'CUMARTESİ ANNELERİN'NDEN ÖZÜR DİLENMESİ GEREKİR'

Artı TV yayınına katılan bir başka isim de CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal oldu. Tanal, "Bu hukuki değil, siyasi bir dava" diyerek "toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmanın" anayasal bir hak olduğunu ve kanunlarla bu hakkın hem ulusal hem de uluslararası düzeyde korunduğunu söyledi. "Herhangi bir yerde bir insan kayboluyorsa bunun sorumlusu iktidarlar ve kamu görevlileri olur. Bu faili meçhul cinayetlerden haberleri yoktur diyemeyiz. Onun burada Cumartesi Anneleri'nden özür dilenmesi gerekir. Çünkü yargılanması gereken çocuklarını, ailelerini, eşlerinin bulamayan insanlar değil, kamu görevlileridir" diyen Tanal "Devletin bu acılara ortak olması lazım. Kimsenin suç işleme imtiyazı yoktur. Kim suç işlemişse ve o suç kime kadar dokunacaksa sonuna kadar gidilmeli" diye konuştu.

'KARANFİL BIRAKACAĞIMIZ BİR MEZAR YERİMİZ YOK'

Adliye önünden yayın yapan Beste Çelik'in bir diğer konuğu da 1980'de gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren'in ablası İkbal Eren oldu. Eren, "699 hafta dünyanın uzun ve barışçıl eylemini gerçekleştirdik. Adalet istedik, hakikat istedik ama yagılanan biz olduk. Bu devletin tarihine bu duruşma nasıl geçecek bilemiyorum. Şubat ayında yapılan ilk duruşmada Hayrettin Eren'in erkek kardeşi Faruk Eren savunma yaptı ve Hayrettin'in nasıl gözaltına alınıp kaybedildiğini anlattı. Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak savunmasını yaptı ve Hasan Ocak'ın nasıl kaybolduğunu anlattı. Bugün Besna Tosun savunma yaptı ve babasının gözlerinin önünde silahlı kişiler tarafından nasıl kaçırıldığını anlattı. Babasının nerede olduğunu sorduğu için yargılandı. Biz ritüellerimizi yerine getiremedik, sevdiklerimizle vedalaşamadık" dedi.

"Aslında 699 haftadır yaptığımız şeyi bugün de burada yapıyoruz. Onların nasıl kaybedildiğinin kayıtlara geçmesini sağlıyoruz. Devlet 700. hafta şiddet bize şiddet uygulayarak o meydanı kapatmakla aslında istemediği bir şey yapmış oldu" diyen Eren "Biz buluşmalarımızı Galatasaray Meydanı'nda yapmaya devam edeceğiz. Galatasaray Meydanı bizim hafıza mekanımız. Örneğin, benim Hayrettin Eren'le buluşma yerim orası. Onunla dertleşmek istediğimde gidebileceğim bir mezar yok. Duruşmanın bugünkü adı 'Karafilin suçu ne?', bizim karanfil bırakacağımız mezar yerimiz yok. O nedenle Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz.