'Çocuk işçiliği yasaklansın'
İHD'nin düzenlediği sempozyumda konuşan Sosyolog Doğan, görüştükleri ailelerin yüzde 76’sının çocuk işçiliğinin yasaklanmasını istediğini söyledi.
İSTANBUL - İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, "Ben Çocuğum Haklarım Var" teması ile Cezayir Toplantı Salonu'nda 1'inci Çocuk Hakları Sempozyumu gerçekleştirdi. Sempozyumun olduğu salona "Çocuk istismarına hayır", "Erken yaşta evlendirme suçtur", "Mülteci çocukların hayatları sınırlardan önce gelir", "Çocukları değil karanlığı hapsedin" ve "Çocuklar için barış hemen şimdi" pankartları asıldı. Sempozyuma çok sayıda kişi katıldı.
’15 YAŞ ALTI ÇALIŞTIRMAK YASAK’
Sempozyumda İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Şinda Barış, açılış konuşmasını yaptıktan sonra Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci, "Türkiye’de çocuk işçiliği, mevsimlik tarımda çocuk işçiliği" başlığını değerlendirdi. Semerci, çocuk işçiliği ile ilgili kavramları değinerek 18 yaş altındaki kişilerin çocuk olduğunu söyledi. Türkiye’de çocuk işçilik ile yüzleşmek gerektiğini ifade eden Semerci, "Çocuk işçiliği önemsemiyoruz ya da öncelemiyoruz. Türkiye’de en önemli sorun çocuk işçiliğidir. Tüm toplumun bundan rahatsız olması gerekir" dedi. TUİK’in en son 2012’de bu konu ile ilgili veri çalışması yaptığını ve bu çalışmaya göre, 2012’de 900 bin çocuk çalışan gözüktüğünü belirten Semerci, "Aradan 8 yıl geçti ve mülteciler şuan bulunuyor. Çok acil olarak TUİK’in ulusal düzeyde veri toplaması gerekir. Kolay olmadığını biliyoruz, çünkü yasal değil ama yapılması gereken bir çalışmadır" diye kaydetti.
15 yaş altı çocukların çalıştırılmasının kesinlikle ve kesinlikle yasak olduğunu vurgulayan Semerci, "15 yaşındaki çocukların hiçbir şekilde çalışmaması gerekir. Ailelerin bu durumunu iyileştirmeden çocuklar için bir şeyler yapmak zor. Ailelerin yapabilirliklerine bakmaksak meselenin bir ayağı ile ilgilenmiş oluruz" diyerek yasalarda var olan düzenlemelerin düzeltilmesi durumunda çocuk işçiliğin azalacağını söyledi.
‘MİNUMUM 9 SAAT ÇALIŞIYORLAR’
Geçen yıl Adana’da Yüreğir- Kadıköy, Karataş- Karagöçer ve Karataş-Tuzla'da mevsimlik işçi noktasında çalışma yürüttüklerini belirten Semerci, mevsimlik işçilerin yüzde 30’unun kalıcı olduğunu kaydetti. Yaptıkları çalışmada Türkiye vatandaşı olanlar ile yaptıklarını dile getiren Semerci, birçok Suriyeli çocuğun olduğunu ve mevsimlik işçilerde Suriyelilerin çok fazla çalıştığını kaydetti. Mevsimlik işçi olarak çalışma sürelerine değinen Semerci, "Mevsimlik içsi 15 yıl, 20 yıldan fazla yüzde 25, yıl içinde asla dönmeyenler ise yüzde 37’dir" dedi. Adana’da mevsimlik işçiliğin fazla olmasının ürün çeşitliliğinden kaynaklandığını kaydeden Semerci, "12 ay süren bir devamlılığı var. Yetişkinler ile çocuklar arasında bir fark yok. Aynı saatte gidip geliyorlar. Minimum 9 saat çalışılıyor. Yüzde 90 yakını 7 gün çalışıyor" dedi.
‘SADECE TARLA SABİHİ SU VERİYOR’
Çadırların koşullarına değinen Semerci, "İki ara veriliyor. Öğle yemekleri orada yeniliyor. Sadece tarla sahibi su veriyor. Suyunda sağlığı tartışılır. Günde 11 saat 7 gün çalışılıyor. Çadırların koşulları da iyi değil. Alınan paranın doğru düzgün olduğundan da bahsedilmez. Paranın el değiştirmediği ama deftere işlendiği bir sistem. Çadırlarda elektrik bir yerden çekilip dağıtılıyor ama sağlıklı değil. Yağmur yağdığında elektrik çarpması çok yüksek" diye ifade etti. Çocukların büyük bir kısmı çadır koşulları kötü olduğundan kaynaklı tarlaya gitmek istediklerini söyleyen Semerci, "Çocukların tarlaya gitmek istemediği etkenler oluşturulmalıdır" dedi. Kız çocukların çadıra geldikten sonrada çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Semerci, mevsimlik işçi çocukların eğitim durumlarına değinerek, "Ya okula hiç gitmiyor ya da çadır koşullarının normal bir çocuğun okula gidemeyecek durumda olduğu için okulu bırakmak zorunda kalıyor" diye belirtti. Semerci son olarak, "Türkiye’de çocuk işçiliğinde bir farkındanlık oluşturulmalıdır" dedi.
‘EVE GETİRİLEN İŞLERDE ÇOCUKLAR ÇALIŞTIRILIYOR’
Çocuk işçiliğini "Çocukların çocukluklarının elinden alınması" şeklinde tanımlayan Sosyolog Ayşe Tepe Doğan ise, "Ev içi çocuk işçiliği 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006’da 6 milyon 540 bine ulaştı. 2012'de ise bu rakam yaklaşık 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükselmiştir" dedi. Ev içi çocuk işçiliği noktasında çok fazla verinin olmadığını belirten Doğan, çalışmalarını Şişli ve Üsküdar’da yaptıklarını ve bu görüşmelerin tamamının kadınlarla yaptıklarını kaydetti. Bu kadınların yüzde 87’nin 11 yıldan fazla İstanbul’da yaşadıklarını ve göçle gelenlerin olduğunu söyleyen Doğan, "Yoksulluk sınırında yaşadıkları için eve getirdikleri işlerde çocuklar çalıştırılıyor. Asgari ücretin daha da altında yaşayan ailelerdir. Kadın evde yaptığı işi çalışıyor olarak görmüyor kendisini" diye konuştu.
‘YÜZDE 76’SI ÇOCUK İŞÇİLİĞİN YASAKLANMASINI İSTEDİ’
Çalışmaları kapsamında "Ev içinde çocuğunuzu hangi işleri yapar sorusu" sorduklarını belirten Doğan, "Ev temizliği yüzde 47.7, ev içine aldığımız iş yüzde 43.5, hiçbiri yüzde 22,8, ev içi fason işçiliği 17,1 denildi" dedi. Eve getirilen işlere dikkat çeken Doğan, "Çocuğun yaşam alanında, evde sigara doldurma ve boncuk gibi şeyler yapılmaktadır" dedi. Kız çocuk sayısının erkek çocuklara göre 7 kat daha fazla çalıştırıldığını belirten Doğan erkeklerin daha çok dışarıda çalıştığını söyledi. Doğan, "Eve getirilen işlerden kaynaklı okul durumunu etkiliyor mu diye sorduğumuz da yüzde 45 bunu etkilemediğini düşünüyor. Ama bu çok vahim çünkü etkilememesi mümkün değil" diyerek görüştükleri ailelerin yüzde 76’sının çocuk işçiliğinin yasaklanmasını istediklerini söyledi.
Sempozyuma verilen öğle arasının ardından 2’inci oturumla devam edilecek. (dihaber)