Dersim'de polisin darp ettiği Doğukan Gül, suç duyurusunda bulundu

Dersim'de polisin darp ettiği Doğukan Gül, suç duyurusunda bulundu
Dersim’de valiliğin ‘kavga’ olarak açıkladığı olayın ardından başka yerde gözaltına alınarak darp edilen Doğukan Gül polisler ve rapor vermeyen doktor hakkında suç duyurusunda bulundu.

Remzi BUDANCİR 


+GERÇEK- Bölgede kolluk güçlerinin karıştığı hak ihlalleri sürüyor. Batman, Şırnak ve Bingöl’ün ardından bir ihlal haberi de Dersim’den geldi.  Dersim’de 11 Nisan 2022 tarihinde, polis karakolunda Doğukan Gül isimli genç polis şiddetine maruz kaldı. Doğukan Gül’ün paylaştığı fotoğrafında gördüğü şiddet net bir şekilde görülüyordu. Yüzü kanlar içinde olduğu görülen Gül’ün götürüldüğü Tunceli Emniyet Müdürlüğü'nde Özel Harekat polisleri tarafından darp edildiği iddia edildi.

VALİLİK DOĞRUKAN GÜL’ÜN DURUMUNA DEĞİNMEDİ

Darp olayının basında yer almasının ardından konuya ilişkin Tunceli Valiliğinden açıklama yapıldı. 'Karakolda İşkence' başlığı altında çıkan haberlerin asılsız olduğunu iddia eden Valilik, 3 emniyet polisinin mesai sonrası sivil olarak bir kafeye gittiğini ve kafe çıkışında polislerle kalabalık bir grup arasında sözlü tartışma çıktığını belirten valilik, "Sözlü tartışma arbedeye dönüşmüştür. Yaşanan olayda 2 kamu görevlisi çeşitli yerlerinden yaralanırken 1 kamu görevlisinin de eli kırılmıştır. Kamu görevlileri olayla ilgili şikâyetçi olmak üzere gittikleri Tunceli Asayiş Şube Müdürlüğü'nden ifadeleri alındıktan sonra, doktor raporu almak amacıyla hastaneye gitmek üzere çıktıkları esnada, binanın önünde olayın diğer tarafı grupla karşılaşmış ve 2 grup arasında tekrar bir arbede yaşanmıştır. Yaşanan olay orada bulunan görevlilerin müdahalesi ile sonlandırılmıştır" ifadeleri kullanıldı. Olayı iki grup arasında yaşanan kavga şeklinde açıklayan Valilik, darp edilen Doğukan Gül’ün durumuna değinmedi.

DOĞRUKAN GÜL’ÜN KAVGA İLE İLGİSİ YOKTU

Ancak Valiliğin açıkladığı kavga olayı ile Doğukan Gül’ün darp edilmesi olayı bir birinden ayrı. Kafede polis ve uzman çavuşların karıştığı kavga o gece yaşandığı doğru. O sırada uzman çavuş ve polisler havaya ateş açınca kafeye yakın bir yerde olan Doğukan Gül ve arkadaşları ‘Çatışma çıktı’ kaygısı ile bölgeden uzaklaşmaya çalıştıkları sırada özel harekât polisler tarafından gözaltına alınıyor. Araç içinde ve Tunceli Emniyet Müdürlüğünde darp edilen Doğukan Gül, defalarca baygınlık geçirdi. Ancak bu olay Valilik açıklamasında yer alamdı.  

HDP’Lİ ÖNLÜ: DOĞUKAN GÜL İŞKENCE VE LİNCE MARUZ KALDI

HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü bu olayı TBMM’ye taşıdı. Polis tarafından darp edilen Doğukan Gül’ün Dersimli sanatçı Mazlum Büyüktaş’ın yeğeni olduğunu hatırlatan Önlü, "Doğukan Gül isimli gencimiz 11 Nisan 2022 tarihinde saat: 23.30 sıralarında Dersim’in Atatürk mahallesinde arkadaşlarıyla birlikte yürürken hiçbir suçları olmamasına rağmen önce kolluk güçleri tarafından karakola götürülmüş, daha sonra da yaklaşık olarak 20 özel hareket polisi tarafından gece boyu karakolda darp ve işkenceye maruz bırakılmıştır.

Yaşadıkları nedeniyle Doğukan’ın vücudunun birçok noktasında kırıklar ve darp izleri oluşmuştur. Buna karşın Tunceli Valiliği 12 Nisan 2022 tarihli yapmış olduğu açıklamada Doğukan Gül’e yönelik özel harekât polisleri tarafından gerçekleştirilen işkence ve linçe dair tek bir cümle kurmadan işkenceyi asılsız iddia olarak tarif etmiş yaşananları ise iki taraf arasında çıkan arbede olarak nitelemiştir" dedi.

BÜYÜKTAŞ: YEĞENİMİN KAVGA İLE İLGİSİ YOKTU

+Gerçek’e konuşan Doğukan Gül’ün dayısı Mazlum Büyüktaş, Valilik açıklamasında yeğeninin gördüğü darp olayına değinilmemesine sert tepki gösterdi. "Evet o gece kafede önünde kavga oldu, doğru. Ama bu kavga dan bize ne" diye soran Büyüktaş, yeğeninin olaya yaklaşık 80 metre mesafede olduğunu, o kavga ile hiçbir ilgisinin olmadığını ifade etti. Valiliğin yaptığı açıklamada kavga ile ilgisi olmadığı halde emniyete götürülüp darp edilen yeğenine hiç değinmediğini hatırlatan Büyüktaş,  "Aşağıda kafenin orada kavga çıkıyor. Orada silahlar patlıyor. 70-80 metre uzaklar oraya. O sırada Doğukan arkadaşları ile geri dönüyor.

O sırada özel harekâtçılar önlerini kesip alıyorlar. İşkence ede ede emniyete götürüyorlar. Darp ediyorlar, dipçikle vuruyorlar. Hatta emniyette polisler ‘Bu yaptığınız zulümdür’ diyor. Hatta karakolda asayiş polisleri ile bu özel harekâtçılar bir birine silah çekiyorlar. Duyduğumuz kadarıyla bu asayiş polisleri Doğukan’ı Özel Harekat Polislerinin elinden alıyorlar. Belki de çocuğu orada öldüreceklerdi. Sonra götürüp acile bırakıyorlar. Diyorlar ki kusura bakma biz seni yanlış getirdik" dedi.

"DOKTOR RAPOR VERMEDİ"

Büyüktaş’ın anlattığına göre hastaneye götürülen yeğenine durumu ağır olmasına rağmen doktor sadece bir günlük rapor verip eve gönderdi.  Doktorun polisten kaynaklı rapor vermediğini anlatan Büyüktaş, yeğeninin ikinci gün darp olayından dolayı tekrar fenalaşınca hastaneye götürdüklerini söyledi. Ardından bu defa kendisinin yeğenini hastaneye götürdüğünü anlatan Büyüktaş, "Ben alıp başka bir doktora götürdüm. Ne ettiysem bu doktor da çocuğu muayene etmedi. ‘Sen yeminli bir doktorsun.

Görevini kötüye kullanıyorsun. Çocuk titriyor. Ellerim tutmuyor diyor. Muayene etmelisin’ dedim. ‘Yok, gidin Cumhurbaşkanına şikayet edin, bunu muayene etmiyorum, rapor da vermiyorum’ dedi. Polis korkusundan çocuğu muayene etmedi. Her iki doktor hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Ondan sonra çocuğu alıp eve geldim. Sonra başka bir doktora gitti. Titriyorum, kendi kendime rüyalar görüyorum dedi. Bu doktor çocuğa psikoloji hapları vermiş. Çocuğun psikolojisi iyi değil" diye konuştu.

GÜL: BİZE KİMLİK SORMADAN ARACA BİNDİRİP EMNİYETE GÖTÜRDÜLER

+Gerçek o gece polis şiddetine maruz kalan Doğukan Gül’e de ulaştı. Valilik açıklamasında sözünü ettiği olayın kendileri ile ilgisi olmadığını anlatan Doğukan Gül, o gece yaşadığı olayın şokunu hala atlatamadığını söyledi. Kafede kavga çıktığı sırada kendilerinin olaya yaklaşık 80-90 metre mesafede olduğunu ifade eden Gül, "Saat 23.00 civarında arkadaşlarla yolda yürüyüş yapıyorduk. Yakın bir kafenin önünden silah sesleri geldi. Bize yakın olduğu için acaba bir çatışma mı çıktı diye düşündük. Arkadaşlarla telaş ettik, hızlıca bölgeden uzaklaşmak istedik. Bir dakika falan yürümedik iki tane resmi polis aracı önümüzü kesti. Kimlik sormadan, GBT sorgusu yapmadan bizi zorla küfür ederek arabaya soktular" dedi.

"DARP ETTİLER, KAFAMA SİLAH DİPÇİĞİ İLE VURDULAR"

Araba içinde kendilerine küfür edildiğini, darp edildiğini anlatan Gül, ardından Tunceli Emniyet Müdürlüğüne götürüldüklerini söyledi. İçeri girer girmez bir polisin arkadan kendisine küfür ettiğini, döndüğü gibi aynı polisin suratına tekme attığını anlatan Gül, "O tekmeden sonra 15-20 saniyeyi hatırlamıyorum. Daha sonra 10-15 kişi aniden içeri girdi. Bana vurmaya başladılar. Üzerinde özel harekat kıyafeti olan birisi elinde uzun namlulu silah vardı. O silahın dipçiği ile kafama vurunda bayılmışım. O ana dair kısa bir kesit hatırlamıyorum.

Kendime geldiğimde hala vurmaya devam ediyorlardı. Daha sonra başka bir odaya götürdüler ve orada da vurmaya devam ettiler. Hem dövüyor hem de küfür ediyordular. Tam sayısını hatırlamıyorum ama yaklaşık 20 polis beni dövüyordu" dedi.  Doğukan Gül’ün anlattığına göre polis kendilerini alırken de, emniyette de kavgaya ilişkin tek bir soru sormadı. Sadece vuruyorlardı. "Bizim olduğumuz kesinmiş gibi davrandılar" diyen Gül, polislerin arasında darp olayını durdurmaya çalışan kimse varmaydı sorusuna  "Şahsen ben engellemeye çalışan kimseyi hatırlamıyorum. Hepsi bize vuruyordu. Çok kalabalıktılar. 20 kişiye yakındılar" cevabını verdi.

"GİZLİDEN FOTOĞRAFIMI ÇEKİP ARKADAŞLARA YOLLAMIŞTIM"

Dayak attıktan sonra kendisini araca bindirdiklerini anlatan Gül, ancak aracın için de uzun bir süre bekletildiğini söyledi. 15 dakika kadar bekledikten sonra kendisinin polise "Neden hareket etmiyorsunuz. Beni hastaneye götürün" dediğini aktaran Gül, "Bunun üzerine  ‘Konuşma sus. Biz ne zaman istersek o zaman gideriz’ dediler. Aralarında konuşurken duydum. ‘Niye böyle yaptınız. Yanlış adamları aldınız’ tarzında konuşup beni oradan uzaklaştırdılar. Emniyetin arka kapısından çıkartıp beni hastaneye götürdüler. Beni hastaneye götürdüklerinde telefonu benden almadıkları için gizlice fotoğraf çekmiştim. Arkadaşa atmıştım. Onlar da benim darp edildiğimi öğrenince hepsi hastaneye gelmiş. Gittiğimizde hepsi hastanedeydi" diye konuştu.

"ANTİDEPRESAN İLAÇLARINI KULLANIYORUM"

Ancak Gül’ün yaşadığı sorun bu noktada da son bulmadı. Hastanenin acil servisine götürülen Gül, rapor almak istedi. Gül’ü muayene eden doktor sadece bir günlük rapor verdi. Doktorun sırf durumunun ağır olduğunun anlaşılmaması için kendisine bir günlük rapor verdiğini ifade eden Gül, şunları söyledi: "Artık polisle mi konuştu, başka bir şey mi oldu bilmiyorum bana durumumun ağır olduğunu gösteren rapor vermedi.

Diğer gün tekrar gittim hastaneye. Acil servisinde bir doktor vardı. Anlattım durumu. Çalıştığımı, bu durumda işe gidemeyeceğimi, elim ayağım titrediğini, kötü durumda olduğumu söyledim. ‘Ben burada rapor vermek için oturmuyorum, isterseniz gidin Cumhurbaşkanlığı’na şikâyet edin rapor vermiyorum’ dedi.  Oda rapor vermedi. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Uyuyamıyorum, kötü rüyalar görüyorum. Elim ayağım titriyor. En son psikoloğa gittim, onunla görüştüm. Bana antidepresan haplarını verdiler. Onları kullanıyorum. Ağrı kesiciler."

Ardından hem kendisini darp eden polisler hakkında hem de rapor vermek istemeyen doktor hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Gül, hukuki mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar