Ekokırım bölgede ne kadar tahribat yarattı? Agit Özdemir: Kürdistan'da ekosoykırım geleceğimizi karartıyor

Agit Özdemir, 'İrfan Aktan ile Dipnot' programında bölgedeki baraj ve maden projelerinin ekolojik yıkıma yol açtığını anlattı. Özdemir bu faaliyetleri "yeni kolonyal şiddet" olarak tanımladı ve Kürdistan'da geleceğin yaşanmaz hale getirildiğini söyledi.

Artı Gerçek - Birçok kurumun bir araya gelerek oluşturduğu “Yurttaş Ekokırım Yasasını Yapıyor Kampanyası” kapsamında, 2023'ün Kasım ayında ekolojik yıkımlara dikkat çekmek amacıyla ülke genelinde 28 bin ıslak imza toplandı. Ekokırım Yasa Teklifi’nin meclisten geçmesini talep eden bileşenler, 2024 yılını “Ekokırım Suçuna Karşı Mücadele Yılı” ilan etti.

Kürt illerindeki çevre örgütleri de bu bildiriye destek vererek ek bir açıklama yayımladı ve bölgedeki ekolojik tahribatlara dikkat çekti. Mezopotamya Ekoloji Platformu, Van Çevre Derneği, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının da aralarında bulunduğu örgütler, yayımladıkları bildiride şu ifadelere yer verdi:

“İklim krizinin girdabı içinde, yeryüzündeki bütün halkların yeni normlara, değişimi tetikleme gücüne sahip yeni ve uygulanabilir kavramlara ihtiyacı var. Ekokırım Yasası ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Ekokırımın 5. suç olarak kabul edilmesi bu ihtiyaç için oldukça yaşamsal. Yasaların yazılı birer belge olarak kalmaması, uygulamada etkili sonuçlar doğurmasını umut ediyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının hiçe sayıldığı bir coğrafyada, her şeye rağmen umudumuzu, toplumsal düzeyde desteklenen ve doğanın korunmasını esas alan bir mücadeleyi yasalaştırma irademizi beyan ediyor, hukukun üstünlüğüne inancımızı koruyoruz.”

'YENİ KOLONYAL ŞİDDET ARAÇLARI...'

Bölgedeki artan ekokırımı ve artan tahribatı, ekolojist, harita mühendisi ve TMMOB Mardin İl Koordinasyon üyesi Agit Özdemir 'İrfan Aktan ile Dipnot'ta anlattı.

“Baraj politikalarını, maden ocaklarını, bölgede ekosoykırıma neden olan faaliyetlerin tamamını ‘yeni kolonyal şiddet’ ile tanımlıyorum. Yeni kolonyal şiddetten kastım şu, Kürdistan’da mesele sadece buradaki artı değeri, madencilik faaliyetlerini batıya götürme meselesi değil. Burada çevreyi yok etme ile beraber, çevreyi tamamen kontrol edilebilir, denetlenebilir ve izlenebilir hale getirme anlayışı var. Ben buna yeni kolonyal şiddet araçları diyorum… Barajlarda bunun bir parçası, maden ocakları da bir parçası. Bu kolonyal şiddet daha önce Zilan Katliamı’nın yaşandığı yerleri su altında bırakmıyor, hafızasızlaştırmıyor. Ya da Ilısu Barajı Hasankeyf’i su altında bırakmıyor, geçmişle ilgilenmiyor. Aslında geleceği yaşanmaz hale getiriyor, karartıyor. Kürdistan’da bahsettiğimiz yerler ekosoykırım faaliyetleri ile yaşam alanlarımızın tamamen yaşanmaz hale getirilme süreci.” (HABER MERKEZİ)

irfan aktan ekokırım dipnot agit özdemir ekosoykırım yeni kolonyal şiddet