EMEP: 10 Ekim Katliamını unutmadık, adalet mücadelemiz sürecek

EMEP: 10 Ekim Katliamını unutmadık, adalet mücadelemiz sürecek
EMEP, 10 Ekim Ankara Katliamı'nın sekizinci yılında yazılı bir açıklama yaptı. Katledilenlerin barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşayacağı belirtilen açıklamada, sorumluların cezalandırılması için mücadelenin devam edeceği vurgulandı.

Artı Gerçek - Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan 10 Ekim Katliamının sekizinci yıl dönümü ile ilgili açıklama yaparak 10 Ekim’de katledilenlerin anılarını barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşatacaklarını belirterek, gerçek sorumluların cezalandırılması için mücadelelerinin süreceğini vurguladı.

Açıklamada, 10 Ekim katliamının üzerinden sekiz yıl geçtiğini hatırlatan Gürkan; şu ifadeleri kullandı:

"9 Ekim 2015 gece yarısı Antep’teki bir rezidanstan çıkan araçlar, Emniyetin, yol kontrollerini tam da o saatlerde durdurması nedeniyle hiçbir engele takılmadan 10 Ekim 2015 sabahında kente ulaştılar. Kitlelerin Barış Mitingine katılmak için toplandıkları Ankara Garı’nı kana buladılar. 104 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı ve etkisi yaygın bir toplumsal travma ortaya çıktı. KESK, DİSK, TMMOB, TTB’nin çağrısı ve partilerle kitle örgütlerinin de çağrıya yanıt verdiği “savaşlar dursun, insanlar ölmesin” diyerek düzenlenen emek, demokrasi ve barış mitingi için ağır bir bedel ödendi."

'İKTİDAR, GÜVENLİK POLİTİKALARINI DEVREYE SOKTU'

Gürken katliamın yaşandığı 2015 yılının siyasal tablosunu şu ifadelerle açıkladı;

"2014 yılında yapılan MGK toplantısında Kürt siyasi hareketi için ‘Çöktürme Planı’ kararı alınmıştı ve bu hedefin ilk adımı olarak Dolmabahçe'de Çözüm Masası devrilmişti. 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olma şansını kaybeden AKP iktidarı seçim sonuçlarını tanımadı ve ardından güvenlik politikalarını devreye soktu. Seçimlerin hemen ardından iki polisin öldürülmesi, Suruç'ta Rojava'ya gitmek üzere toplanan gençlerin basın açıklamasında IŞİD canlı bombalarının katliam yapması iktidarın işini kolaylaştırdı. Bundan sonra bombalar İstanbul ve Ankara’da patlamaya devam edecek, Kürtlerin yaşadığı kentlerde sokağa çıkma yasakları ilan edilerek sivil halk kuşatılacaktı.”

'AKP İKTİDARI ŞİDDET POLİTİKASINA VE SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞINA SOYUNDU'

Suruç katliamından kısa bir süre önce askeri birliklerin Suriye sınırına yığılmaya başladığının altını çizen Gürkan; “Türkiye sınırına yakın bölgelerde kurulan Kürt özerk bölgeleri IŞİD akınlarına maruz kalırken Suriye’de kendilerine bağlı cihatçı, selefici çeteleri destekleyen Türkiye, vekalet savaşına tutuşan emperyalist devletler ve bölge devletleri paylaşım savaşına tutuşmuşlardı. AKP iktidarı da hem bu kaos ortamından yararlanmak hem de içerideki Kürt dinamiğini bastırmak için şiddet politikasına ve savaş kışkırtıcılığına soyundu. Ama öncelikle seçimin kazanılması, muhalefetin bastırılması gerekiyordu” dedi.

10 Ekim Katliamı’nın AKP iktidarına bu fırsatı sağladığına işaret eden Gürken şu ifadeleri kullandı: “Katliamla birlikte ortaya çıkan şok, sokağa çıkma yasaklarıyla birleşti ve ortamın terörize edilmesi mümkün oldu. Katliamdan hemen sonra ‘oylarımız artıyor’ diye sevinen zamanın Başbakanı Ahmet Davutoğlu iktidarın niyetini çok iyi açıklamış oldu. Halkı 1990’ların beyaz Toroslarıyla korkutan, ‘verin 400 milletvekilini rahat edin’ diyen Erdoğan'ın iktidarı 1990’ların yeniden canlandırıldığı bir ortamda 1 Kasım'da yeniden iktidara gelebildi. Elbette seçim hileleri yoluyla atı alanın Üsküdar'ı geçmesiyle!”

'DAVA KARANLIKTA BIRAKILIYOR'

10 Ekim davası boyunca IŞİD canilerinin katliamı nasıl göz göre göre işlediğinin belge ve kanıtlarının ortaya çıkmasına rağmen gerçeğin tam olarak aydınlatılmasının önüne sayısız engeller çıkarılmıştır. Katliamın karanlıkta kalması için ellerinden geleni yapanlar katliamın gerçekleştiği dönemde kullanılan yöntemlerin aynısını uyguluyorlar. IŞİD’e dün “öfkeli çocuklar” diyen ve gerçek anlamda IŞİD’le hiçbir zaman mücadele etmeyen siyasal iktidarın sözcülerinin politik motivasyonu hem 10 Ekim davasında hem de bugün Kobane davasında kendisini göstermektedir.

Demokratik bir ülke ve barış isteyenlerin katledildiği 10 Ekim katliamının arkasında büyük bir siyasal ağ vardır. Bu ağ katillere yol vermiş, göz yummuş ve neredeyse korumuştur. Katliam sadece Türkiye için değil Ortadoğu’da bugün yaşananlar açısından da bir düğüm noktasıdır.

10 Ekim’de barış ve demokrasi için hayatını kaybedenlerin anılarını barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemizde yaşatacağız. Gerçek sorumluları biliyoruz ve cezalandırılması için de mücadele etmeye devam edeceğiz.

10 Ekim’in yaraları ülkede ve bölgede barış ve demokrasi için mücadele eden ezilen ve sömürülen halklar saracaktır. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar