İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden Erdoğan: Şiddet gerçekleşmeden durduruyoruz
İstanbul Sözleşmesi'ni gece yarısı kararnamesiyle fesheden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir" ifadelerini kullandı. Erdoğan, şiddet gerçekleşmeden durdurduklarını öne sürdü.
Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, şiddete maruz bırakılanların korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi ilkeleriyle kadınlar için hayati öneme sahip olan İstanbul Sözleşmesi 20 Mart 2021 tarihinde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla feshedildi. Sözleşme, bugün resmen yürürlükten kaldırıldı. İktidara yakın isimlerin sık sık hedef almasının ardından feshedilmesine tepkili olan kadınlar il il alanlarda olacak.
'GERİYE GİDİŞ GİBİ YANSITILMAYA ÇALIŞILIYOR'
Sözleşmeyi gece yarısı kararnamesiyle fesheden AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
"1 Temmuz itibarıyla çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizi kadına yönelik şiddetten geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim mücadelemiz bu sözleşmeden çekilme ile bitecek değildir" sözleşmeden çekilmeyi 'aile' kavramıyla savundu:
"Bizim inancımızda bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar içerisinde asıl olan insandır. Diğer tüm vasıflar bu ulvi sıfatın gerisinde kalır. Aile dediğimiz müessese de kadın ve erkekle mana kazanır. İnsanları sadece cinsiyetlerinden dolayı üstünlük sınıflamasına tabi tutan anlayışın bizim medeniyet ve kültürümüzde yeri yoktur. Aile yapımızla ilgili hassasiyetlerimizde kadın ne kadar sorumluluk sahibiyse, erkek de aynı derecede mesuliyet sahibidir.
"Kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa, bir de fail mevcut demektir. Kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Şahsen de bu konuyu takip ettim. Son günlerde bazı çevreler, 1 Temmuz itibariyle resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nde bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bu sözleşmeyle başlamadığı gibi, bu sözleşmeyle de bitecek değildir. Sözleşmeden çekilme gerekçemizi zaten paylaştık. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadele çerçevesinde yaptığımız düzenlemelerin, uygulamaların kadınların haklarına, onurlarına sahip çıkmamızın tek nedeni insan sıfatıyla kendilerine olan saygımızdır.
"Dün kadına yönelik şiddetle, kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi için nasıl mücadele ediyorsak, bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkündür.
KADINA ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEYİ SALGINLA MÜCADELEYE 'BENZETTİ'
Kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi Covid-19 pandemisiyle olan mücadeleyle kıyaslayan Erdoğan, "Kadına yönelik şiddeti, salgınla mücadelede olduğu gibi siyasete malzeme etmeden objektif şekilde ele almamız gerekiyor. Kadına yönelik şiddet tüm ülkelerin sorunudur. Bu küresel sorunu tüm dünya gibi biz de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşarak aşmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
5 HEDEF SIRALADI
Erdoğan, 4'üncü ulusal eylem planını ise şöyle tanıttı:
"Türkiye en kapsamlı ve mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralara çıkmıştır. Kanunun çok önemli mesafeler kat etmemizi sağladığına işaret ediyor. Kanun; ırk, renk, dil, din, statü gibi ayrımlar gözetmeksizin şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınları, çocukları, erkekleri korumayı amaçlıyor. Geniş yelpazesiyle kanun herkesi koruma kapsamına alıyor.
"Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra çok sayıda düzenleme yapılmış, kurumsal yapı oluşturulmuştur. Bunlardan birisi de ŞÖNİM'lerin kurulmasıdır. 81 ilimizde kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici katkıları olduğuna inanıyorum. Yeni eylem planımızda mücadeleyi daha da güçlendiriyoruz.
"Yeni eylem planımız 2021-2025 yılları kapsamaktadır. Eylem planımızı kamu kurumlarının, STK'ların, üniversitelerin, medya mensuplarının ve ilgili tüm paydaşlarla hazırladık. Oldukça hacimli bir kitap olarak ortaya çıkan planı 5 ana hedef, 28 strateji olarak yapılandırdık. Bu bütüncül politika dokümanını sizlere sunuyoruz.
"TCK'daki suç tipleriyle, ısrarlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türlerinin yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz. Uyuşmazlıklarda haksız tahrik ve takdiri indirim müesseselerinin nasıl uygulandığının analizlerini yaparak, gerekli değişiklikler için harekete geçilecek.
"İkinci hedef, tüm plan ve programlara yerleştirerek 5 strateji belirledik. Her düzeyde kamu personeline eğitim verilmesi, işbirliği protokoller, işbirliğinin geliştirilmesi, komite ve komisyonlarının hedeflerinin artırılması gibi eylemler yer alıyor.
"Üçüncü hedef, koruyucu hizmetlerin etkili sağlanmasıdır. Vaka bazlı özel müdahale programların hayata geçirilmesi, kolluk programlarını etkisinin artırılması, sağlık erişimine erişimin kolaylaştırılması, önleyici hizmetlerin hazırlanması stratejilerini uygulayacağız. Hayata geçireceğimiz faaliyet sayısı 65'i bulacaktır.
"Temelini oluşturan mağdurun korunması ve desteklenmesi ile kurumsal hizmetler daha da önem kazanmaktadır. Önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak doğru müdahaleyi gerçekleştirmek kurumsal yapılar ve programlarla mümkündür. ŞÖNİM'lerle beraber kadın konuk evlerinde kurumsal hizmetler yürütülüyor. Şiddetle Mücadele İrtibat Noktalarına mağdurların kolay ulaşabilmesini sağlıyoruz. Bu merkezlerde rehberlik ve danışmalık, hukuk, sağlık, istihdam ile çocuklara burslarla destek veriyoruz. Konuk evinden ayrıldıktan sonra psiko-sosyal destek vererek, mesleki eğitimlerden faydalanmalarını temin ediyoruz."
'ŞİDDETİ GERÇEKLEŞTİRMEDEN DURDURMAYI BİLİYORUZ'
Koruma ya da uzaklaştırma kararına rağmen kadınların erkek şiddetiyle öldürüldüğü Türkyie'de, "Şiddeti gerçekleşmeden durdurmayı biliyoruz" diyen Erdoğan, faillere yönelik planlarını ise şöyle özetledi:
"Bu doğrultuda faillerin ve uygulama ihtimali olanların öfke kontrollerinin sağlanması için eğitimlere başlıyoruz. Alkol ve madde bağımlılığından kurtulması için çok ciddi faydalar elde edeceğimize inanıyorum. Denetimli serbestlik, tutukluluk, teknik takiple yürütülmesini planlıyoruz.
7 İLDE 9 KONUK EVİ AÇILACAK
"Konuk evlerinde; 682 bini kadın 54 bini erkek, 96 bini çocuk olmak üzere 833 bin kişiye hizmet verildi. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde kadın konuk evi daha açılacaktır. 9 ilimizdeki mevcut konuk evlerini dönüştürüyoruz. Özel güvenlik önlemleri alıyoruz. Barınma amacıyla kuruluşlarımıza müracaat eden kadınlarımıza gereken desteği veriyoruz. Hizmet kalitesini artırmak amacıyla rehber hazırladık. İletişim teknolojilerini de etkin bir şekilde kullanıyoruz. 183 destek hattı tüm kadın ve çocuklar için psikolojik, hukuki ve ekonomik danışma hattı olarak hizmet veriyor.