Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor: Geri adım atmayacağız, alışmayacağız

Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor: Geri adım atmayacağız, alışmayacağız
Çok sayıda siyasetçi, gazeteci ve yurttaş, Diyarbakır’da 20 gazetecinin gözaltına alınmasına yönelik tepkilerini ‘Gazetecilik Suç Değildir’ etiketiyle sosyal medyada göstermeye devam ediyor.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gazetecilere yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında dün yapılan ev baskınlarında 20 gazeteci gözaltına alındı. Ev baskınlarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş, JİNNEWS editörü Gülşen Koçuk, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç ile gazeteciler Mehmet Ali Ertaş, Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Esmer Tunç, Neşe Toprak, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel, Mehmet Yalçın, Abdurrahman Öncü, Lezgin Akdeniz ve Kadir Bayram gözaltına alındı. Aynı soruşturma kapsamında Feynaz Koçuk da Gebze'de gözaltına alındı. 

TEPKİ GÖSTERDİKTEN SONRA GÖZALTINA ALINDI

3 Haziran’da gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki gösteren derneğin Eş Başkanı Serdar Altan'ın, tepki gösterdikten birkaç gün sonra gözaltına alınması dikkat çekti.

Altan, Müftüoğlu’nun cezaevindeki meslektaşına destek için para gönderdiği suçlamasıyla gözaltına alınmasına 'Gazetecilerin kriminalize edilerek hedef gösterildiğini' belirterek tepki göstermiş ve kampanya çağrısı yapmıştı. Altan’ın 5 Haziran’da yaptığı bu açıklamaların ardından 8 Haziran’da evinin basılarak gözaltına alındı Gazetecilere yönelik gözaltına ilk tepki dün Dicle Müftüoğlu'ndan geldi. Müftüoğlu "Bu operasyon hakikati karartma çabasıdır. Yıllardır dile getirdiğimiz ‘Özgür basın susmayacak’ sözü bir slogan değil, bizim çalışma düsturumuzdur. Gözaltına alınan tüm arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Tüm gazetecileri ve meslek örgütlerini de, basın ve ifade özgürlüğü için tek ses olup, bu operasyona karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz" çağrısında bulundu.

SOSYAL MEDYADA OPERASYONA TEPKİ, GAZETECİLERE DESTEK SÜRÜYOR: GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR 

AKP iktidarına yakın medya kuruluşları tarafından hedef gösterilen gazetecilerin gözaltına alınmasına yönelik tepkiler sürüyor. Birçok basın örgütü, gazeteci, sivil toplum örgütü temsilcisi de yaptıkları açıklamalarla, yaptıkları haberler ve programlar nedeniyle hedef alınan gazetecilerin gözaltına alınmasına karşı çıktı. Sosyal medyada da "Gazetecilik Suç Değildir" etiketiyle tepkiler sürüyor.

FARUK EREN: GERÇEKLERİ ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, gözaltındaki gazetecilere ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Zulme tanığız yüzyıllardır. Kendi hayatımdan da tanığım. Gözaltındaki meslektaşlarımın gazeteci olduğuna da tanığım. "Kötü gün geçti, daha kötüsü gelecek" gibi görüyorum bu operasyonu. Daha kötüsünün önündeki engel gazetecilerin haber yapması. Gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz" mesajı verdi.

EREN KESKİN: APE MUSA'NIN ÇOCUKLARINI SERBEST BIRAKIN

İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin de özgür basın geleneğinin önde gelen isimlerinden olan ve 1992’de Diyarbakır’da katledilen gazeteci Musa Anter’i yad ederek gözaltındaki gazetecilere ilişkin "Ape Musa’nın çocuklarını serbest bırakın" diye yazdı.

DİSK BASIN İŞ: OHAL SÜRECİNE BENZER BİR POLİTİKANIN DEVREYE SOKULMASINA İZİN VERMEYELİM

DİSK Basın İş’in Twitter hesabından da Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun hesabı etiketlenerek Türkçe ve İngilizce yapılan açıklamada da "Diyarbakır’da yapılan operasyonlarla gözaltına alınan gazeteci sayısı 21’i buldu. Tüm yurttaşları, dostlarımızı ve gazetecileri bu durum karşısında ses çıkarmaya çağırıyoruz. İktidarın OHAL sürecine benzer bir politikayı devreye sokmasına izin vermeyelim" çağrısı yapıldı.

GAZETECİLER CEMİYETİ: MESLEKİ ÇALIŞMALAR NEDENİYLE SUÇ UYDURULMAYA ÇALIŞILMASINA ALIŞMAYACAĞIZ

Gazeteciler Cemiyeti de gazetecilere yönelik operasyona ilişkin "Soruşturmayı kaygıyla izliyoruz. Gazetecilere mesleki çalışmaları nedeniyle suç uydurmaya çalışılması yeni değil ama biz buna alışmayacağız. Gazeteciler serbest bırakılsın!" mesajı verdi.

JİNNEWS: 'DOĞRU İŞ YAPTIĞIMIZI DAHA İYİ ANLIYORUZ'

Baskın düzenlenen JİNNEWS’in editörlerinden Beritan Canözer de "Gazetecilik Suç Değildir" etiketiyle "Sanıyorlar ki biteceğiz, korkacağız, usanacağız. Sanıyorlar ki geri adım atacağız, Değil işte. O iş öyle değil. Bitmiyoruz, korkmuyoruz. Siz yöneldikçe biz ne kadar doğru bir iş yaptığımızı daha iyi anlıyoruz. Siz gerçeklerden korkuyorsunuz, biz ise cesaret alıyoruz" şeklinde mesaj verdi.

MERAL BEŞTAŞ: İKTİDARLAR DEĞİŞİYOR AMA UYGULAMA DEĞİŞMİYOR, GAZETECİLERİ SERBEST BIRAKIN

HDP Grup Başkanvekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş da "Baskılar hep Kürtlerden başlar. Kürt siyasetçiler, gazeteciler ve devam eder. İktidarlar değişir, partiler değişir ama bu uygulama değişmedi. Gazetecileri serbest bırakın" çağrısında bulundu.

'YAŞANANLARA HER SESSİZ KALINDIĞINDA İKTİDAR DAHA DA GÜÇLENDİ'

Diyarbakır’daki operasyona gazeteciler Fehim Işık, Candan Yıldız, Murat Sabuncu ve Ali Demirhan’dan da tepki geldi.

Mezopotamya Ajansı’na konuşan Işık, iktidarın Kürt basınını kriminalize etmeye çalıştığını ve bu gerçeğin görülmesi gerektiğinin altını çizerek "Geçmişte her sessiz kaldıklarında iktidarlar daha çok güçlendiler. Faşist uygulamalarına daha da hız verdiler ve giderek birçok kesime saldırmaya başladılar. Artık hedefte sadece Kürt basını veya Kürt gazeteciler yok. Artık Türkiye’de faşizmin önünde duran ya da ‘bana dokunmaz’ deyip sessiz olmayı tercih edenler, iktidar onlarında evine gidecektir. Kürt basını katliamlara rağmen geri adım atmadı, bugün de atmayacaktır. Biz meslektaşlarına düşen ise, onlara güçlü bir ses ve destek olmaktır. Bunu yapmadığımız sürece suça ortak olmuş olacağız" ifadelerini kullandı.

‘GÖZALTILAR FİİLİ SANSÜR‘

Operasyona tepki gösteren bir diğer gazeteci Candan Yıldız, Türkiye’de gazetecilere dönük baskıların her dönem süreklilik arz ettiğini, Kürt gazetecilerin ise "ilk hedef" olanlar arasında yer aldığını söyledi. Bu durumun dünden bugüne değişmediğine işaret eden Yıldız, Kürtlerin kontrolünde bulunan Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son günlerdeki tehditlerini anımsatarak saldırı planına işaret etti. Yıldız "Bütün bu gözaltılar, fiili sansür olarak ele alınmalıdır. Öte taraftan gazeteciliğin kriminalize edilmeye çabası var. Kamuoyunun neler olup bittiğini bilmesini istemiyorlar. Gazetecileri korkutmak, fiili olarak mesleklerinden koparmak istiyorlar" şeklinde konuştu.

SABUNCU: DAYANIŞMAYI EKSİK ETMEYECEĞİZ  

T24 yazarı ve gazeteci Murat Sabuncu da, baskı ve gözaltının salt bir dönem ile sınırlı olmadığını, bunun Türkiye’de süreklilik arz ettiğini söyledi. Sabuncu, "İster Kürt ister Türk olsun genel olarak gazetecilere yönelik bir baskı durumu söz konusu. Ayrıca iktidar bu durumu süreklilik haline getirdi. Bu durumu dönemsel olarak okumuyorum. Özellikle seçime doğru giderken gazeteciler üzerindeki baskının daha da artacağını düşünüyorum. Bugün de var, dün de vardı. Özgür Gündem zamanında da vardı. Bu nedenle dayanışmamızı eksik etmeyeceğiz" diyerek, tepkisini dile getirdi.          

DEMİRHAN: SESSİZ KALMAYACAĞIZ

Sendika.org editörü Ali Demirhan ise, iktidarın içinde bulunduğu siyasi kriz nedeniyle demokratik kitle örgütleri ve gazetecilere saldırarak, olağan bir süreç yaratma çabasında olduğunu belirtti. Savaş politikalarının devrede olduğunu, bu nedenle Kürt gazetecilere yönelik gözaltının şaşırtıcı olmadığını söyleyen Demirhan, "İktidarın baskıyı tırmandırabileceğini öngörüyoruz. Basın örgütlerine, gazetecilere ve kamuoyuna düşen ise bunlara asla sessiz kalmamaktır. Kesinlikle her biçimde, hiç küçümsemeden dayanışma göstermek gerekir" ifadelerini kullandı.

AVRUPA FEDERASYONU’NA ANLATILACAK

Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun İzmir’de iki hafta boyunca gerçekleştireceği yıllık değerlendirme konferansına katılacağını ve Kürt basınına yönelik saldırının boyutunu göstermek için önerge şeklinde bilgilendirmede bulunacaklarını belirten Demirhan, iktidarın gazetecilere yönelik baskısını teşhir edeceklerini söyledi.

'TELEFONLA DAHİ OLSA GERÇEKLERİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Sözcüsü Roza Metina ise iktidara tepki göstererek "Yarattıkları kaosla, hakikatin sesinin çıkmaması için gazetecilere yönelik büyük bir saldırı yapılıyor. Toplumun bilincini kontrol altına almak istiyorlar. Medyayı da tek ses yapmak istiyorlar. O yüzden Türkiye’deki tek kişilik sistemde özgür basının rolünü çok büyük görüyorum. ‘Gazetecilik suç değil’ demeye devam edeceğiz. Bugün Kürt gazeteciler üzerinde özel bir saldırı var. Çünkü Kürtlerin mücadelesini ve ortaya çıkan doğruları boşa çıkartmak istiyorlar. Tüm medya örgütlerine sesleniyoruz; Kürt gazetecilerin sesini duyun ve Kürt gazetecilere yönelik saldırılara, haksızlıklara sesinizi yükseltsin. Bugün Kürt gazeteciler hedef alınırsa, yarın öbür gün diğerlerine de sıra gelir. Kendilerini savunamazlar" ifadelerini kullandı.

Bürosu basılan JİNNEWS’in muhabirlerinden Medya Üren ise, "Birkaç gün önce DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu gözaltına alındı. Sonrasında bu gözaltılar yaşandı. Ajansımıza da polis baskını oldu. Maddi yönden de bir zarar söz konusu. Bilgisayarlarımız ve birçok eşyamız alındı. Bütün bunlar habersiz ve hukuk dışı yapıldı. Biz baskını güvenlikten duyduk. Ajansa geldiğimizde her şeyi aldıklarını gördük. Gözaltına alınsak da bütün eşyalarımız gitse de alanlarda olacağız. Telefonla da olsa hakikati yazmaya devam edeceğiz" mesajı verdi.

EMEP: TEK MERKEZDEN, TOPYEKÜN KUŞATMA

Gazetecilere yönelik gözaltılara dair Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürken imzalı bir açıklama yayımlayan Emek Partisi, (EMEP) açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Yüksek enflasyon, TL’nin değer kaybı ve hayat pahalılığını durdurulamıyor. Zenginler daha zengin olurken halk daha da yoksullaşıyor. Tek adam yönetimi baskı ve sindirme operasyonlarıyla süreci yönetmeye çalışıyor. HDP’nin hedefe konması, Kürt gazetecilerin gözaltına alınması da bu sürecin bir parçasıdır. Kürt basını bir kez daha ağır baskı altında. Sınır ötesi operasyon hazırlığındaki hükümet, içeride çıkmaza girdikçe savaş politikalarına sarılıyor. Gazetecilere yönelik gerçekleşen gözaltı furyası ise esas olarak halkın haber alma hakkına yöneliktir. Gazetecilik suç değildir ve gözaltına alınan gazeteciler bir an önce serbest bırakılmalıdır.

İktidar sözcüleri her ağızlarını açtıklarında HDP’nin kapatılmasından söz ediyorlar. Son günlerde HDP’nin yönetici ve üyelerine yönelik yapılan kapsamlı gözaltı ve tutuklamalar, bu politikanın devamı niteliğindedir. Öyle ki bir dönem çözüm sürecinde yer almış "akil insanlar", İHD, Mazlum-Der, Göç Der gibi kurum temsilcileri bile ağır suçlamalarla gözaltına alınabiliyorlar. Daha önce kapanmış soruşturmalar, davalar yeniden açılabiliyor."

'KÜRT GAZETECİLER SERBEST BIRAKILSIN'

İktidarın toplumsal muhalefete yönelik operasyonları tek merkezden ve topyekûn bir kuşatmayla devam ediyor." denilen açıklama şu ifadelerle son buldu:

"Bu nedenle iş, ekmek, özgürlük ve demokrasi mücadelesi de ortaklaşmalıdır. Emek ve demokrasi güçleri, iktidarın böl-parçala-yönet siyasetine prim vermemelidir. Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda da halk güçleri el ele vermelidir. Sindirme operasyonları son bulsun! Kürt gazeteciler serbest bırakılsın!"

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar