Gülşen'e destek veren imam hatip mezunu Fatma Yavuz: Bu bir tuzak, biz inadına barışacağız
Yağmur Kaya
+GERÇEK- Sanatçı Gülşen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla soruşturma başlatmasının ardından tutuklandı. Gülşen'in tutuklanması başta sanatçılar olmak üzere çok geniş bir çevrenin tepkisini çekti. Gülşen'in tutuklanmasına itiraz edenlerden biri de "Toplumsal Uzlaşı Hareketi"ni kuran imam hatipli ilahiyatçı yazar Fatma Yavuz oldu. "Gülşen özür dilemeseydi kırgın kalırdım ama kalbim tamir oldu. Biz çıkınca helalleşiriz, öpüşür barışırız. Kolluk kuvvetleri aramızdan çekilsin. Mafya, katil, tecavüzcü cirit atıyor onların peşine düşsünler, bizi rahat bıraksınlar" diyen Yavuz, olayın CHP'nin "Helalleşme" sürecinin önünü kesmeye çalışan bir tuzak olduğuna dikkat çekti.
Fatma Yavuz, Gülşen'in tutuklanmasını +Gerçek'e değerlendirdi.
Gülşen'in sözlerine kırıldığını, ama özrünü de kabul ettiğini dile getiren Yavuz, Gülşen'in sözlerinin Gülşen'e yapılanların yanında küçük bir ayrıntı olarak kaldığını söylüyor. "Çıktıktan sonra Gülşen ile bir buluşma öneriyorum. Biz çıkınca helalleşiriz, öpüşür barışırız. Biz kız kardeşiz" diyen Fatma Yavuz, ülkede insanlar arasındaki kutuplaşmaya en çok siyasetçilerin neden olduğunu; Gülşen'in tutuklanmasını da bir seçim hamlesi olarak gördüğünü söyledi.
'HELALLEŞMEYİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Hakaretten dolayı tutuklanmaya karşı olduğunu söyleyen Yavuz, "Bizim Gülşen'i savunmamız gerekiyor. Çünkü onun üzerinden bir kampanya yürütülüyor. Tam da şu fay hattını (helalleşme) kırmaya çalışıyorlar. Gülşen kıyafeti üzerinden aylarca tartışıldı. Evet, muhafazakar çevreyi oldukça rahatsız eden bir tarzı var. Muhafazakar çevreye, 'işte bak böyle yapıyor, ahlak üzerinden edep şu bu' diyerek önce Gülşen itibarsızlaştırıldı" diye konuştu.
Yaşanan olayın bir tuzak olduğuna İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Helalleşme" sözlerini işaret ederek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdan sonra daha da emin olduğunu söyleyen Yavuz, Söylu'nun "Kılıçdaroğlu’nun 'helalleşme' foyası, samimiyetsizliği, son 24 saatte tekrar zirve oldu" paylaşımına dikkat çekti. Yavuz, Kılıçdaroğlu'nun muhafazakar insanlarla iletişim kurmasının önünün kesilmek istendiğini ifade etti.
Yavuz şöyle konuştu:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun muhafazakar mahalleyle iletişim kurmasının önünü kesmek istiyorlar. Soylu'nun paylaşımı sonrası bundan daha bir emin oldum. Şöyle bir tuzağa düşürmeye çalıştılar: 'Bak bak işte bunlar birbirini savunuyor. Bunlar zaten din düşmanları. Bak işte imam hatipli kardeşlerimize laf ediyorlar'. Böyle bir tuzak kurmaya çalıştılar. Bu oyunu ancak gerçeği anlayan birileri kırabilir. Buna rağmen ben özrü kabul ettim diyorum. O yüzden imam hatipli kardeşlerimle örgütlemek için bir tweet attım. Çok da cevap geldi. Bir sürü kişi 'evet ben de imam hatipliyim. Gülşen'i serbest bırakın' diye altına yorum yazdılar. Ben binlerce olduğunu düşünüyorum. Sadece örgütlü değiller."
'ONLAR KUTUPLAŞTIRDIKÇA BİZ BARIŞ İÇİN İNİSİYATİF ALACAĞIZ'
İmam hatip mezunu olan isimlerle "Toplumsal Uzlaşı Hareketi" kurduklarını söyleyen Yavuz, "Bundan sonra bu adımları devam ettireceğiz. Onlar kutuplaştırdıkça biz barışmaya yönelik inisiyatif alacağız. İşte bu tür şeylerde, bu tür konularda, gerek sosyal medyadan gerek gerçek hayatta inadına barışacağız. Bu şu demek değil; birbirimize karşı eleştirimizi bıraktık, her konuda anlaştık... Tabii ki farklıyız. Farklı yaşam tarzlarımız var. Birçok konuda tez, antitez ilişkisi içerisindeyiz. Evet hayat böyle! Öz kardeşine bile böylesindir zaten. Bu bizim birlikteliğimizi bozan bir şeye dönüşmemeli" dedi.
'İMAM HATİPLİLER KİMSENİN ARKA BAHÇESİ FALAN DEĞİL'
Adaleti savunan, vicdanlı insanların olduğunu ancak örgütlü olmadıklarını dile getiren Yavuz, "Onları örgütlemeye çalışıyorum. Bunu anlatıyorum. Siz de katılın diye. Sadece sesleri çıkmıyor. Artık bu seslerin çıkması gerektiğini düşünüyorum. Yeter artık! En büyük kötülükte imam hatiplilere yapılıyor burada. Biz imam hatipliler kimsenin arka bahçesi falan değiliz. Kimsenin siyasi seçim ajandası falan da değiliz. Gençlerin üzerinden böyle rant elde etmek istemeleri bence çok çirkin. Bunu bozmak için elimizden geleni yapmalıyız diye düşünüyorum" diye konuştu.
Her kesime, her inanç, her etnik kökene çağrıda bulunan Yavuz konuşmasına şöyle devam etti:
"Kendi mahallemizden çıkmadığınız için birlikte yaşamaya karşı bağışıklık kazanamadık. Halbuki bu çocukluktan başlayarak yani çocuklarımızı birlikte oynatsak, işte sosyal ortamlarda bir araya gelsek, beraber oturup çay içsek, beraber gezsek işte programlar yapsak. Aynı partide bir kapalı bir açık bulunsak. Kapalılar bir saatte açıklar bir saatte mi olmak zorunda ya! Bu bağışıklığı kazanmış olsaydık şöyle olurduk: Ya evet arkadaşım öyle. Tercih ediyor. Ben böyle tercih ediyorum. Çok iyi anlaşıyoruz. Ama zaten burada büyük bir rahatlık getirdiği için siyasetçiler bunu hiç istemiyorlar. Var olan köprüyü de baltalıyorlar. Tabii ki insanlar bizden farklı olacak. Herkes senin gibi giyinmez. Herkes senin gibi düşünsünmez. Herkes senin gibi yaşamaz. Bunu kabul etmesi lazım herkesin. Sana benzemesi gerekmiyor ki. E ben bu kadar ortama giriyorum, çıkıyorum hiç kimseye de benzemedim. İletişim kurmalıyız. Mutlaka temas kurmalıyız. Mutlaka birlikte olacağımız alanları oluşturmak zorundayız."
CHP'Yİ YALNIZLAŞTIRIP SIKIŞTIĞI YERDE KALSIN İSTİYORLAR
"Ben Diyanet'ten, 'böyle yapamazsınız kimseye ibadet etmiyor diye şiddet uygulayamazsınız' dediğim için beni ihraç ettiler. CHP'yi yalnızlaştırıp o her zaman sıkıştığı yerde kalsın istiyorlar" diyen Yavuz; sözlerini söyle bitirdi:
"Aman kimse buraya geçmesin istiyorlar. Ben kesinlikle temas çağrısında bulunmak istiyorum. Herkes mahallesinden çıksın. Mahalle neresi kardeşim? Komşuna git ya. Komşu mahalleye git. Korkma mahallenden taşınmış olmuyorsun. Hiçbir şey ideallerini değiştirmiş olmuyorsun. Git komşuya. 'Merhaba' de. Tanışalım. O yüzden bütün herkese Türk, Ermeni, Kürt neyse etnik olarak da herkese mahallesindin çıkıp komşusuna merhaba demeyi öneriyorum."