İstanbul’da ‘Yükselen ırkçılık ve ve şiddet’ paneli: Topluma bu şekilde gözdağı veriliyor
Artı Gerçek - Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, “Yükselen Irkçılık ve Şiddet” başlıklı bir panel düzenledi. Sancaktepe’de bulunan Dersim Ovacıklılar Kültür ve Dayanışma Derneği’nde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Hanife Çınar yaparken, panelde Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Gazeteci Ruken Polat ve Kayuş Çalıkman Gavrilof konuşmacı olarak yer aldı.
Panelin anlam ve içeriğine dair kısa bir konuşma yapan moderatör Hanife Çınar, cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılında şiddetin yükselişe geçtiğini belirtirken, AKP-MHP iktidarı eliyle bu şiddetin daha da körüklendiğine değindi. Çınar, “30 yıldır devam eden Sivas Katliamı davasının zaman aşımına uğradığını gördük. Bu da tarihe ve kayıtlara böyle geçti. Bu bize çoğu şeyi açıklıyor” dedi.
CUMHRİYETİN İDEOLOJİK ZEMİNİ: TEKÇİLİK
Panelde ilk olarak konuşan Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, Cumhuriyet’in kurulduğu ideolojik zeminin tartışılmaya açılması gerektiğini belirterek, burada devletin şiddet ve ırkçılık mekanizmasının yattığını söyledi. Bu şiddet ve ırkçılığın temelinde ise tekçi zihniyetin yattığına dikkat çeken Öcalan, “Cumhuriyetten beri Kurdistan’da Kürtlere yönelik birçok katliam yapıldı. Devlet katliamların üzerine örtmek için kendine göre farklı argümanlar geliştirdi. Örnek vermek gerekirse, Ermenilere soykırımı gerçekleştiren devlet bunu ‘tehcir’ olarak tanımladı ve örtmeye çalıştı. Yine aynı şekilde milliyetçilik yada inanca dayandırmaya çalıştılar. Bu gerekçelere halkı da alet etmek için her türlü mücadeleyi verdiler. Biz bu tehlikelere karşı toplumu bilinçlendirmeliyiz” şeklinde konuştu
‘ZENGİNLİKLERİMİZİN FARKINDA OLMALIYIZ’
Tekçi zihniyetin toplumda kapanmayacak tahribatlara yol açtığını dile getiren Öcalan, bugün bu zihniyetin AKP-MHP eliyle devam ettirdiğinin altını çizdi. Tekçi zihniyete karşı ortak bir mücadele verilmesi gerektiğini belirten Öcalan, “Bu tutuma karşı ideal toplumu yaratmak gerekir. Toplumu homojen haline getirmeliyiz. Biz toplum olarak bu zenginliklerimizin farkında olmalıyız. Yoksa bu süreç tıkanacaktır. Şuan farklı inançta Alevileri dizayn etmeye başladılar. Bu sistem farklı olanları kriminalize ediyor. Meseleye böyle bakmak gerekir” diye belirtti.
‘ŞİDDET İLE TOPLUMA GÖZDAĞI VERİLİYOR'
Urfa'daki mezar anmasında kendisinin şiddet yolu ile gözaltına alınma sürecini hatırlatan Öcalan, “Kürt partisi üzerinde şiddet var. Bir devlet halkın vekiline bunu hiçbir şekilde yapamaz. Devlet bu şiddet üzerinde topluma aslında bir mesaj veriyor. Kendi yasalarına aykırı olmasına rağmen bunu yapıyor ve yapmaya devam ediyor. Bizde bu tutuma karşı dik duruyoruz ve mücadele ediyoruz. En son Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu yaptığı bir açıklamadan dolayı kendisine dönük bir linç bir kampanyası başlatıldı. Bununla birlikte topluma şiddet gözdağı veriyorlar. Bu politikalar güç odaklı iktidar siyasetinin bir üründür. Biz bu sisteme karşı üçüncü yolu inşa ediyoruz. Biz toplum olarak daha fazla konuşmalıyız” diye konuştu.
'ANAYASA'NIN TAMAMEN TÜRKLÜK ÜZERİNE KURULMASINDAN KAYNAKLI'
Ardından söz alan Gazeteci Ruken Polat, yakın zamanda kendisi ve ailesinin ırkçılığa uğradığını belirterek, “Kardeşim annemle birlikte pazar alışverişinden dönerken apartmanın girişinde sözlü bir şekilde ırkçı söylemlere maruz kaldı. Aileme yönelik ırkçılığın temelinde bu ülkede yaşayan bütün azınlıkta olan inanç ve kimliklere yönelik bir saldırı oldu. Bu saldırının temelinde Anayasa’nın tamamen Türklük üzerinden kurulmasından kaynaklıdır. Bu anayasa gittikçe toplumu ikiye bölüyor. Artık bu milliyetçi söylem mültecilere kadar uzandı. Bu söylemler iler ki dönemlerde toplumda çok büyük tahribatlar yol açacak” ifadelerini kullandı.
Panel soru cevap şeklinde son buldu. (MA)
Erkan Baş'tan Destici'ye 'Tito artığı' tepkisi: İşte ırkçılık budur
HDP'li Oluç: Irkçılık karşısındaki mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz
Sanatçılardan Amedspor'a yapılan ırkçı saldırılara tepki: Irkçılık ve şiddete hayır
Depremzede mülteciler kaderine terk edildi: 'Onları suçlamak ırkçılıktır'
