Kılıçdaroğlu'ndan adaylık çıkışı: Olmayacağımı kim söyledi?

Kılıçdaroğlu'ndan adaylık çıkışı: Olmayacağımı kim söyledi?
TBMM’de 12 gün boyunca sürecek 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmelerine başlandı.

Meclis'te devam eden bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP sıralarına seslenerek, "Benim aday olmayacağımı kim söyledi?" dedi. İktidarı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu bütçe faiz bütçesidir, haramzadelerin bütçesidir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmelerinde hükümetin 2021 yılı bütçesini eleştirdiği sırada AKP sıralarından "Aday ol aday" lafı atılması üzerine, "Benim aday olamayacağımı size kim söyledi. Kim söyledi? Ben ne istiyorum. Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamenter sistem istiyorum. Demokratik, halkçı parlamenter sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istiyorum" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’ndaki 2021 Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde CHP grubu adına konuşüu.

'ADAY OLMAYACAĞIMI KİM SÖYLEDİ?'

Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında "Aday ol aday" şeklinde laf atılması üzerine, CHP milletvekillerinin ayakta alkışladığı şu yanıtı verdi:

"Benim aday olamayacağımı size kim söyledi. Kim söyledi? Ben ne istiyorum. Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamenter sistem istiyorum. Demokratik, halkçı parlamenter sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istiyorum. Ben tehdit edildiğim zaman mal varlığımla, ‘aramazsanız, incelemezseniz şerefsizsiniz’ diyen bir siyaset anlayışı istiyorum. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum. Ben siyaseti, halkına ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum. Ben hiçbir zaman hiçbir yerde haram lokmaya el uzatmadım. Kimsenin hakkını hukukunu çiğnemedim. Her zaman ve her yerde adaletten yana oldum. Adaleti her yerde savundum. Hiçbir zaman benim mal varlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım."

Kılıçdaroğlu’nun bütçe konuşmasından dikkat çeken başlıklar şöyle:

'DOKTORLARIN BAŞARISINI KENDİNİZE MAL ETMEYİN'

Sağlıkçıların başarısını hep birlikte alkışladık. Peki önlemi almayan kimdi? Vatandaşlara yanlış bilgileri veren kimdi? Saygın bir devlet, yalan söylemez. TTB, doğruyu söyledi. Sağlık Kurulu üzerine düşeni yaptı, siyaset kurulu üzerine düşeni yaptı? Hangi gerekçeyle Avrupa’da birinci olduk? Doktorların başarısını kendinize mal etmeyin. Onlar kim ne derse desin, bu ülkenin aydın yüzüdür. 24 saat çalıştılar. Siyaset kurumu olarak birer ay ikramiye vermediniz. Geçen sağlık çalışanları ile zoom üzerinden konuştum. Yoğun bakım hemşiresinin bankasına yatan para 7 lira. Acı ama gerçek bu. Dünyada en kötü yönetilen dördüncü ülkeyiz.

'SİZ COVİD İLE DEĞİL CHP BELEDİYELERİYLE MÜCADELE ETTİNİZ'

Covid-19 olayı çıktığında bir buçuk iki ay eleştirmedik. Neler yapılması gerekiyorsa, onları saydık. Çünkü sorun parti sorunu değil. Şu soruyu sordunuz mu: Devletin COVİD-19’a stratejisi nedir? Yol gösterdik. ‘Ekonomik Sosyal Konseyi toplayın, çözümü dinleyin’ dedik. Dinlemediniz. ‘156 ülkeye yardım yaptık.’ Şu soruyu sormadınız mı? Beş maskeyi dağıtmak için iktidar aylarca tartıştı. Biz dağıtmak istedik, engel oldunuz. Siz COVİD ile mücadele edeceğinize CHP’li belediyelerle mücadele ettiniz. Banka hesaplarına el koydunuz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ndeki aşevi paralarına bile el koydunuz? Niye bir şey demediniz? ‘Hesaba el koymayın’ diyemediniz.

'BU BÜTÇE HARAMZADELERİNDİR'

Bu bütçe ne bütçesi? Benim bildiğim bütçe, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanır, basın toplantısı yapılır ve anlatılır. Bu bütçe ile ilgili ne yapıldı? Toplantı yapıldı mı? Maliye Bakanı kim? İşçilere ne getiriyor bu bütçe? Çiftçiye, emekliye ne getiriyor? Bu bütçe faiz bütçesidir, haramzadelerin bütçesidir.

'EVDEKİ ÇOCUKLARA NE DİYECEKSİNİZ?'

Geçen hafta burada ‘128 milyar dolar kime satıldı’ diye bir araştırma önergesi tartışıldı. Buna niye ‘hayır’ dediniz? Evdeki çocuklar sorarsa ne yanıt vereceksiniz? 128 milyar doları çiftçi mi emekli mi köylü mü aldı? Kim aldı? Bu soru havada. Tüyü bitmemiş yetim hakkına sahip çıkmak zorundasınız. ‘Biz yerli ve milliyiz’ diyorsunuz. Bir ülkenin milliliği parayla anlaşılır. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti bankalarında mevduatın yüzde 56.3’ü dolar üzerinde. Bu nasıl millilik? Bu nasıl politika? Türk lirasını kim bu hale getirdi? Kendi vatandaşlarından dolar üzerinden borçlandırıyor. Ne diyeceksiniz? Devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Borçlanma dolar üzerinden. Niçin? Türk lirasını itibarsız hale getiren, 18 yıldır bu ülkeyi yönetenlerdir.

'İKİ YILDA 156 MİLYAR DOLAR ERİDİ'

Yılbaşından bu yana lira dolar karşısında 23,6, euro karşısında 29,7 oranında değer kaybetti. Kim bu hale getirdi? 2018’den ülkenin milli geliri dolar olarak 892 milyar dolardır. Şimdi 736 milyar dolar. İki yılda 156 milyar dolar eridi. Milletin cebinden kim çekip, kime verdi? Milletin burnundan getirdiniz? Göreceksiniz, ilk seçimde tıpış tıpış gideceksiniz. 18 yılda, bütçeden yapılan faiz ödemesi 492 milyar dolar. Her gün 75 milyon faiz ödüyor Türkiye. Ben haramzadelerin bütçesidir derken bunu kastediyorum.

'AKLINI KİRAYA VERENLER, GERÇEKLERİ GÖREMEZ'

İkinci bir bütçe oluşturdular. Türkiye Varlık Fonu. 177 milyarın denetlenmesi lazım. TBMM adına bütçe nasıl denetleniyorsa, bunun da denetlenmesi lazım. Kısa vadeli borçları, 26 milyar liradan 951 liraya çıktı. Hiç vicdanınızı sorguladınız mı, nereye gitti bu para? Bu kadar fakir fukara var, nereye gidiyor bu para. Borsa İstanbul da bunun içinde. Katar’a yüzde 10’unu 200 milyon dolara sattınız. Böyle ballı bir satış olur mu? Yine iyi satmış. Bir liraya da satabilirdi. Kamu özel işbirliği projeleri…

Sizin saygıdeğer genel başkanınız, ‘ey Kılıçdaroğlu, bundan milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak’ dedi. Şimdi bakın, milletin cebinden çıkıyor. Neden böyle laf etti? Aklını kiraya verenler, gerçekleri göremezler.

'BEŞLİ ÇETENİN TÜM YATIRIMLARINI KAMULAŞTIRACAĞIZ'

Yerli ve milliyim diyordunuz, gayri milli bir ittifak var. İhale yapıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ihale yapan, ihaleye katılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. İhalede dolar kullanılıyor. Bu mu sizin yerli ve milliliğiniz? Bu insanlara sadece dolar vermiyorsunuz, Türk lirası eridikçe kur farkı da veriyorsunuz. 61 milyar kur farkı ödendi. Çiftçiye ne verdiniz? Kahveciye ne verdiniz? Borç verdiniz, borç, sonra da gırtlağına bineceksiniz, borcunu ver diye. İktidar olacağız ve bu soygun düzenine son vereceğiz. Beşli çetenin, bizim torunlarımızı dahi sömürecek bütün yatırımlarını kamulaştıracağız ve alacağız.

Bir Katarlıya 90 milyon dolar indirim yaptınız. Bunu Türk lirasına çevirin dediler, yine yaptılar. 5,80 üzerinden sabitlediler ve yaptılar. Bir firmaya bunu yaptınız, isçiye günlük 39 lira. Bu mu vicdan. Çiftçinin malına göz yumdunuz. Destek verilmiyor. TÜİK’in verileri var, yüzde birine bakarsınız. Çiftçinin 210 milyar alacağı var. Bu bütçeden bile habersizsiniz. Konulan teşvik geçen yılın aynısı. Ama asker gibi el kaldıracaksın, ben bundan eminim. Pazar artıklarından geçinenler var, sizden bazılarına bir, iki, üç, dört maaş yetmiyor. Beş maaş alıyor. Vicdan bunu kabul eder mi?

'KATAR SEVDASI GÖZLERİNİ KARARTIYOR'

Tank palet fabrikası bu ülkenin namusudur. Dünyanın hangi ülkesi, bir orduya teslim etmiştir? Katar tank yapsa, haydi ‘bundan faydalanacağız.’ Erdoğan şunu söylüyor, ‘Katarlılara satış gibi bir durum söz konusu değildir.’ Doğru, çünkü bedava verildi. Bir kuruş bile alınmadı. O yüzden biz ‘tank palet fabrikası peşkeş çekildi’ diyoruz. Dört beş yerde özelleştirme geçiyor, imzaladığı kararnameyi okumamış. Katar sevdası, gözlerini karartıyor. Ethem Sancak, dükkanlardan mal topluyor, yüzde 25 zam koyuyor, bize bunu ödeyeceksiniz diyor. Bana bunu açıklayın. Nerede bu tank. Bunlar, 15 Temmuz şehitlerinin paralarına el koymadılar mı? Beşiktaş’taki terör saldırısında da bağış kampanyası yapıldı, 52 milyon para toplandı. Terörde şehit olan polisin babasına 121 lira bağlandı. Buna doğru diyorsanız görevinizde kalın, doğru değil diyorsanız görevinizden ayrılın.

'ASGARİ ÜCRET VERGİDEN MUAF NET 3 BİN 100 OLSUN'

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 517. Gelin şu kararı alalım, asgari ücret 3 bin 100 olsun ve vergiden muaf olsun. Beş maaş alanlar, her bir yerden en az 10 bin lira alıyor. Vergiden muaf olunca işverene de yük olmayacak. Gelin bunu yapalım. Bütçeyi tefecilere değil, hak sahiplerine teslim edelim. Alınteri dökene hizmet edelim.

'NEDEN RÜŞVETÇİLER ATANIYOR?'

Ben adaleti her zaman savundum. Benim malvarlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım. Ankara’yı parsel parsel satan adamın arkasında duruyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren devlettir. Türkiye Cumhuriyeti devletine rüşvet alan birisinin büyükelçi olarak atanması yakışır mı? Arabasında Türk Bayrağı taşıyacak bu adam. Benim ağrıma gidiyor, sizin ağrınıza gitmiyor mu? Neden rüşvetçiler büyükelçi olarak atanıyor."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar