Kobanê Davası: Ayhan Bilgen'in de aralarında olduğu 4 kişiye tahliye kararı
Kobanê Davası’nın üçüncü duruşması ikinci gününde Kars Belediye Başkanlığı görevinden alınan ve tutuklanan Ayhan Bilgen ile Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartı ile tahliye edildi.
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçesiyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasının ikinci oturumu, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.Sincan Cezaevi Kampüsü Salonu'nda görülen duruşmaya, HDP milletvekillerinin yanı sıra yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. Duruşmanın görüldüğü cezaevi kampüsündeki polis ablukası bugün de devam etti. Duruşmaya izleyici olarak sadece 60 kişi alınırken, diğerleri ayrılan başka bir salona alındı.
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, HDP Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, yerine kayyum atanan Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, HDP eski milletvekili Gülser Yıldırım, HDP eski Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Zeynep Ölbeci, Cihan Erdal, Can Memiş, Meryem Adıbelli, tutuklu bulundukları cezaevlerinden, tutuksuz yargılanan İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder İstanbul’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Tutuksuz yargılanan Ahmet Türk, Gülfer Akkaya ve Altan Tan mazeret dilekçesi göndererek, duruşmaya katılmadı.
Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, eski milletvekili Emine Beyza Üstün, İbrahim Binici, HDP yeni dönem MYK üyesi Alp Altınörs, HDP eski saymanı Zeki Çelik, HDP eski MYK üyeleri Pervin Oduncu, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Berfin Özgül Köse,Meryem Adıbelli, Bülent Parmaksız, İsmail Şengül, Dilek Yağlı ile Sibel Akdeniz, duruşma salonunda hazır bulundu.
EK SÜRE TALEBİ
Kimlik tespitinin ardından duruşma, HDP’nin tutuklu RTÜK üyesi Ali Ürküt’ün savunmasıyla başladı. Ürküt, çok kapsamlı olan Kobanê dosyasına ilişkin kısa sürede savunma hazırlamanın mümkün olmadığını belirtti. Pandemi nedeniyle avukatlarıyla görüşmelerinin de kısıtlı olduğunu dile getiren Ürküt, ek süre talebinde bulundu.
Mahkeme başkanının diğer siyasetçilerin savunmasına geçmek istemesi üzerine avukatlar, usule yönelik itirazda bulunacaklarını söyledi.
İDDİANAMEYİ ANF HAZIRLAMIŞ
Söz alan Ürküt’ün avukatı Cihan Aydın, "Ali Ürküt hakkında hazırlanan iddianamenin çok trajik komik yanları var. 2011’den başlanarak alınan bazı ANF haberleri var. Anlaşıldığı üzere bu iddianame Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değil, ANF tarafından hazırlanmış durumda" dedi.
‘SUSTURARAK ENGELLEMEYİN’
Savcılığın araştırma gereği duymadan sadece ANF çıktıları üzerinden dosyayı hazırladığının altını bir kez daha çizen Aydın, "2021’e kadar bu iddialar neden beklendi, bunu biz biliyoruz. İkincisi altı yıl boyunca devam eden sözde soruşturma boyunca etkinlikler gerçekleşti mi gerçekleşmedi mi? Yetkililer tarafından herhangi bir suç ihbarı var mı? Yok mu? Bunların hiçbiri savcı tarafından araştırılmamış. İşin kolaylığına kaçarak, bu iddianame yığınını önümüze koydu. Ali Ürküt’ün DBP PM üyesi olduğunu yazmışlar ama bugün HDP MYK’nın attığı bir tweetten dolayı bir suçlama var. Bunları konuşmak istiyoruz. Her defasında bizi susturarak bunları engellemeyin. Bu salonda bir yargılamanın olduğunu düşünmüyoruz. Tıpkı bu iddianamenin kimler tarafından hazırlandığını bildiğimiz gibi" diye konuştu.
Avukat Aydın'ın beyanlarının ardından sözü Avukat Sezin Uçar aldı. Uçar, AİHM kararı okunurken 'mikrofonu kapatırım' tehdidinde bulunan hakime seslenerek, "AİHM kararını tanımayan ender yargıçlardan birisiniz. Bizim tarafımızca reddedilen bir hakimsiniz" dedi.
Mahkeme Başkanı iddianamedeki sıralamaya göre sorguyu sürdürmek istedi. Tutuklu siyasetçiler, ek klasörlerin kendilerine tebliğ edilmediğini belirterek süre talebinde bulundu.
PARMAKSIZ: DAHA AYAĞA KALKMADAN NEDEN SAVUNMAMA ENGEL OLUYORSUNUZ?
Söz alan Bülent Parmaksız, savunma yapmayacağını ama birkaç söz söyleyeceğini ifade etti. Parmaksız, "Bugün 15 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinin yıl dönümü. Örgütlenme bir haktır. Bu direniş insanlık için büyük bir kazanımdır. Alp Altınörs: Söz hakkımı kullanmak istedim buna engel olmamanızı istiyorum. Daha ayağa kalkmadan neden savunmama engel oluyorsunuz?" diye sordu.
Avukatlara söz vermeden duruşmayı sürdürmek isteyen mahkeme başkanına hatırlatmada bulunuldu. Avukatlar "Müvekillerimize her söz verdikten sonra bize de vermek zorundasınız" derken, Mahkeme Başkanı "Avukatları dinlemiyorum" diyerek sorgulamaya devam etti.
MEMİŞ: OTURMA EYLEMİNDE NE GİBİ BİR SUÇ UNSURU VAR?
Tutuklu yargılanan Can Memiş, savunmasında soruşturmanın 2014 yılında açıldığını hatırtarak, "Eskişehir’de Emek ve Demokrasi güçlerinin yaptığı oturma eylemi savcı tarafından delil olarak iddianameye konulmuş. Oturma eyleminde ne gibi suç unsuru vardır?" diye sordu.
İLKİZ: BU SORUYU YANLIŞLIKLA BİLE OLSA SORAMAZSINIZ
Memiş'in ardından Avukat Fikret İlkiz beyanlarda bulundu. Dosyayı 'çok iyi bildiğini' söyleyen mahkeme heyetinin Can Memiş'e 'MYK dışında başkaca bir göreviniz var mı?' diye sorduğunu belirten İlkiz, "Bu soruyu yanlışlıkla bile olsa soramazsınız" dedi.
Avukat İlkiz, "Kişi temel hak ve özgürlerini korumaktan kaynaklanan temel yükümlülükleri yerine getiren bir iddianame yok. Tam aksine, hemen yetişmesi gerektiğine siyaseten inandıkları için böyle bir iddianame hazırlandı. Bağırarak, çağırarak ‘avukatları dinlemiyoruz’ diyerek müvekkilimi kargaşa içinde sorgulamaya zorladınız. Usule ilişkin olan talepleri dinleyecektiniz ama sonra 'savunmaları alacağız' dediniz. Biz hakikatlerin ortaya çıkması için savunma olarak her aşamada varız. Diyorsunuz ki, 'İstediğiniz rejim nedir, tweetlerin ölüme neden olabileceğini düşündünüz mü?' Yani düşüncesinizi soruyorsunuz. Düşündüklerini soramazsınız. Zaten iddianame üzerinden düşündükleri yargılanıyor" diye konuştu.
'KATILDIĞIM MKYK TOPLANTILARININ HİÇBİRİNDE ŞİDDET İÇERİKLİ HİÇBİR KONUŞMA OLMADI'
Duruşma, verilen aranın ardından tutuklu siyasetçilerin beyanarıyla devam etti. HDP eski MYK üyesi Berfin Özgül Köse, suçlama konusu yapılan MYK toplantısına katılmadığını söyleyerek, "Katıldığım MYK toplantılarının hiçbirinde şiddet içerikli hiçbir konuşma olmadığı gibi bir karar da alınmamıştır" dedi.
Siyaset yapma hakkını HDP’de kullandığını dile getiren Köse, "O dönemde Suriye’de tam bir insanlık dramı yaşanıyordu. Yaşanan bu insanlık dramına karşı duyarlıydım. Her zaman barıştan yana biri oldum. Katıldığım MYK toplantılarının hiçbirinde şiddet içerikli hiçbir konuşma olmadığı gibi bir karar da alınmamıştır. Atılan tweetlerle ilgili AİHM kararı vardır ve bu kararda bu tweetlerin şiddet içerikli olmadığını, yaşanan eylemlerin bu tweetlerin nedeni olmadığını söylüyor" ifadelerini kullandı.
'HTS KAYITLARINA BAKILSAYDI, O TOPLANTIDA OLMADIĞIM ORTAYA ÇIKARDI'
Diğer dava sanıkları Ayhan Bilgen ve Can Memiş’e toplantıya katılıp, katılmadığının sorulduğunu belirten Köse, kendisine sorulmadan cevap vereceğini söyleyip, şunları dile getirdi:
"6 senelik bir soruşturmada kimlerin toplantıda olup olmadığı HTS kayıtlarından zaten anlaşılıyor. Bugün HTS kayıtlarına bakılsaydı, benim o toplantıda olmadığım ortaya çıkardı. Çünkü yıllardır aynı hattı kullanıyorum. Bir önceki duruşmada hakkımda herhangi bir delil yoktu ama ara kararda ANF sitesinden alınan haberlerde hakkımda delil ortaya çıktı."
Ardından Köse’nin avukatı Nuray Özdoğan, müvekkilinin beyanlarına katıldığını söyleyerek, dosyaları tam olarak inceleyemediklerini belirtti. Özdoğan, "Tutukluların hepsi için geçerli bir durum. Dosya gönderilse bile ne kadar inceleme şansları olacak. Bilgisayar kullanma olanakları ne kadar tanınacak? Bunlar belirsiz olduğu için tutukluların dosyayı incelemesi zor olacak. Tüm bu durumlar savunma hakkı bakımından da tartışmalı bir durum. Şu an tutuklu yargılanıyor olması savunma hakkı ihlali üzerinden gerçekleşiyor" dedi.
AVUKAT ÖZDOĞAN: SOMUT BİR DELİL YOK
Müvekkili Köse’ye yönelik suçlamanın HDP’nin MYK’sinda bulunmasından ibaret olduğunu belirten Özdoğan, müvekkilinin görev alma halinin bir suç olarak lanse edildiğini vurguladı. Av. Özdoğan, müvekkilinin siyasi faaliyette bulunma, düşünce ve ifade özgürlük hakkının ihlal edildiğinin altını çizerek, "İddia makamı her ne kadar aleyhe bir delil sunmazsa da bizim sunduğumuz delillerin dikkate alınmasını istiyorum. Aylardır tutuklu bulunması için somut delillerin oluşması lazım. Henüz bir somut delil yok. Bu süreci yürüten soruşturma makamının yargılanmasını gerektirecek daha fazla delil var. Yani şuan soruşturma savcısını yargılanması gerekiyordu. Savcı makamını oluşturduğu bir suç delili ile yargılama yürüyor. Bunun sonuçlarını da tutuklu olarak yargılananlar yaşıyor. Ama bu ülkenin yaşayacağı sonuçlar daha ağır. Öncelikle müvekkilimize masumiyet karinesinin tanımasını istiyoruz. Bunları bildiğinizi biliyoruz ama uygulanmadığı için tekrar etmek durumundayız. Bu kadar büyük bir yargılamada müvekkilim tutuklu yargılanıyorsa elbette ki tekrar tekrar bunları anlatacağız" şeklinde konuştu.
DÖRT İSME TAHLİYE
Tutuklu siyasetçilerin beyanlarının ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme, Kars Belediye Başkanlığı görevinden alınan ve tutuklanan Ayhan Bilgen ile Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal’ın yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartının devam etmesi şartıyla tahliyesine karar verdi.