Kobanê Davası kararları Diyarbakır'da protesto edildi: Kobanê düşmedi, IŞİD anlayışı kaybetti

Kobanê Davası'nda Kürt siyasetçilere verilen ağır cezalar Diyarbakır'da protesto edildi. DEM Partili Saliha Aydeniz, "Tüm Türkiye halkları bu davaya karşı tepki göstermelidir. Tepki verilmezse bu yarın sizin başınıza gelecektir" dedi.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Kobanê Davası'nda Kürt siyasetçilere verilen ağır cezalar DEM Parti'nin çağrısıyla Diyarbakır'da protesto edilldi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, DEM Parti Milletvekilleri Saliha Aydeniz, Sinan Çiftyürek, Ömer Öcalan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ile Doğan Hatun, Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri Dağkapı Meydanı'na yürümek için Diyarbakır Adliyesi önünden toplandı.

f60b8b77-866d-43bf-a392-efcc543c4900.jpg

GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI

Polis partililerin yürüyüşünü engelleyerek ablukaya aldı. Katılımcılar, 'Bijî Berxwedana Kobanê' (Yaşasın Kobanê direnişi) sloganları atarak ablukaya tepki gösterdi. Polisin ablukayı kaldırmasının ardından yürüyüş başladı.

Açıklamanın yapılacağı Dağkapı Meydanı'nda geniş güvenlik önlemleri alındı. Dağkapı Meydanı'nda ulaşan partililer burada alkış ve zılgıtlarla karşılandı.

AYDENİZ: TEPKİMİZ HER GÜN BÜYÜYECEK

whatsapp-gorsel-2024-05-18-saat-18-23-57-0e17f95c.jpg

Dağkapı Meydanı'nda ilk söz alan DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz oldu. Kürtçe bir konuşma yapan Aydeniz, şunları söyledi:

"Kobanê Davası'nda verilen kararları kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki bu dava hukuki değil, siyasidir. Bundan dolayı mahkeme heyeti değil, saray bu kararı vermiştir. Bazıları normalleşme mesajları veriyor. Kobanê Davası aslında normalleşmenin Kürt düşmanlığı olduğunu gösterdi. En çok kadın yoldaşlarımız ceza aldı, kadın mücadelesi yargılandı. Ne kadar ceza verseniz de kadın mücadelesi ve örgütlülüğü sürecektir.

İktidar ve devlet bilsin ki IŞİD karanlığı Rojava'da yenildi. Ama sizler IŞİD zihniyetini tekrar canlandırmak istiyorsunuz. Tecrit, savaş ve eşitsizlik politikalarıyla Kürt Sorunu çözümsüz bırakılmak isteniyor. Tüm bunlardan dolayı demokrasi ayaklar altına alınıyor. Bizler de dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadelemize devam edeceğiz. Tüm Türkiye halkları bu davaya karşı tepki göstermelidir. Tepki verilmezse bu yarın sizin başınıza gelecektir. Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridi kırmak için ayaktayız, mücadelemize devam edeceğiz. Her gün sokak sokak, ev ev örgütlülüğümüzü büyüterek tepki göstereceğiz. Başaracağız."

ERKAN BAŞ: GEZİ TUTSAKALARININ SELAMLARINI GETİRDİM

whatsapp-gorsel-2024-05-18-saat-18-24-28-5f86ff26.jpg

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Başkaldıran, haksızlığa, hukuksuzluğa boyun eğmeyen Kürt halkıyla dayanışmak için istanbul'dan geldim ama yalnız gelmedim. Silivri zidanlarında tutsak edilen Gezi davası tutsaklarının, Çağdaş Hukukçular Derneği tutsaklarının, 1 Mayıs'ta İstanbul Taksim Meydanı'dan yüzünü dönen devrimcileri ziyaret ederek, onların zindanlardan Diyarbakır'a direniş mesajlarını, sevgilerini getirdim. Aynı zamanda İzmir'de Van halkının iradesinin gasp edilmesine karşı seslerini yükselten ve dün tutuklanan yoldaşlarımızın direniş duygularını, selamlarını getirdim" dedi.

'KÜRT HALKINA DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER'

Baş, "Buradan Dağkapı Meydanı'ndan özellikle söylemek istiyorum: Başaramayacaklar. Kürt halkına diz çöktüremeyecekler, teslim alamayacaklar, yenemeyecekler. Yıllardır, bunların ağ babalarının her tür saldırısına, baskısına, terörüne, zulmüne direnen Kürt halkı, Kürt emekçileri, Kürt yoksulları, onlardan öğrendikleriyle iktidar koltuğunu sağlamlaştırmak için Kürtleri ezmeye karar veren saray rejimine de asla ama diz çökmeyecek. Kürt halkının dostu bir Türk sosyalisti olarak söylüyorum. Kürt emekçileri diz çökmeyecek teslim olmayacak. Şunu ülkenin dört bir yanında yaygınlaştırmamız gerekiyor. Bu iktidar bölerek, parçalayarak bizi birbirimize düşmanlaştırarak kendi iktidar koltuğunda yatırmaya çalışıyor. Ama şunu bilmenizi istiyorum. Kobanê Kumpas Davasında da kayyım atamalarında da İstanbul'da da Edirne'de de, Ankara'da, Mersin'de, Adana'da da Rize'de de.... Türkiye'nin dört bir yanında bu ülkenin devrimcileri, yurtseverleri, onurlu insanları, emekçileri kaderlerini Kürt halkının kaderiyle birleştirmiştir. Hep beraber direnmeye kararlıyız. Tarihi gösteriyor ki bütün bu baskılara zulümlere karşı direnerek kol kola, omuz omuza girerek bu zor süreçleri Kürt halkı geride bırakıyor ve başaramayacaklar" diye konuştu.

'NORMALLEŞMEDE KÜRTLER YOK'

whatsapp-gorsel-2024-05-18-saat-18-24-18-70e3c419.jpg

DEM Parti Milletvekili Sinan Çiftyürek de "Kürt katilleri nerede?, HDP kadrolarının çoğu cezaevinde. Bu durumu kınıyoruz. Kürt halkı Kobanê'de IŞİD'i yenerek özgürlük mücadelesi verdi. Herkes bu mücadelenin borçulusudur. Bunlara karşı HDP kadroları cezaevine konuldu. Neden 6 yıl boyunca Kobanê davası açılmadı bunu sormak istiyoruz. Normalleşme söylemi var. Evet en çok Kürt halkı istiyor. Ama bu normalleşmede nedense Kürtler yok. Kürt halkı bunu kabul etmeyecektir. CHP'ye ve diğer muhalefet çağrımız var. Sadece söylem değil pratik görmek istiyoruz. Bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak lazım. Kazanımlarımızı ortadan kaldırmak isteyen güçler var" dedi.

BEYCAN TAŞKIRAN: BİZ KAZANACAĞIZ

whatsapp-gorsel-2024-05-18-saat-19-53-01-5de843bc.jpg

ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'a selam göndererek sözlerine başladı. Taşkıran, "Onlardan korkmayacağız çünkü önderlerimiz korkmadı, teslim olmadı. Bize teslim olmak yakışmaz. Türkiye halklarıyla, Türkiye devrimci ve sosyalistleriyle özgürlüğü halklara sunacağız. Türkiye işçi sınıfı kollarındaki zinciri koparıp atacak. Şimdi hiçbir ayrım yapmadan Kobanê ve Gezi tutsaklarını söküp alma zamanı, birleşik mücadeleyi büyütme, yeni mücadele dönemine cesaretle girme zamanı. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız” diye konuştu.

ÇİĞDEM KILIÇGÜN UÇAR: KOBANÊ DEMOKRASİYE KURULAN BİR KUMPASTIR

whatsapp-gorsel-2024-05-18-saat-19-53-13-ca9e4083.jpg

Son konuşmayı yapan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Kobanê Kumpas Davası’nın kararıyla yürüyeceğini sanan devlet aklı ve onun iktidarı Kürt halkının zılgıtından, dövizinden, dilinden, yürüyüşünden korkuyor. Bu alana gelirken alkışlarımız engellendi. Rahatsız oluyorlar, olsunlar. Kürt halkı kendisini ezen, hakikatleri yok sayan bütün iktidarları korkutmaktan vazgeçmedi. Mücadelesini iktidarlar üzerine değil halklar, hakikat üzerine kurdu" dedi.

Şeyh Said, Seyit Rıza ve İbrahim Kaypakkaya'yı anan Uçar, "Onlar bize o kadar güçlü miras bıraktılar ki ne güvenlik güçleri ne devletin iktidarları bizle baş edemez. Kobanê bir dava değil kumpastır. Yükselen demokrasiye kurulan bir kumpas. Kürt halkının özgürlüğü ile halkı ile buluşmasına dönük bir kumpas. Kobanê bütün katliamlara karşı herkesin demokrasi çatısı altında bir araya gelebileceğinin adıydı. Buna dönük bir kumpastı. Hiç kimse bu mahkemede kendi yazmaya çalıştığı, uyguladığı yasasızlıktan azade olamaz. Başta Kürt halkı olmak üzere ortak yaşam iradesine, demokratik ulusa, demokratik cumhuriyete kurulan bir kumpastır” diye konuştu.

'KOBANÊ DÜŞMEDİ, IŞİD ANLAYIŞI KAYBETTİ'

Kobanê Davası nedeniyle cezaevinde olan siyasetçileri anan Uçar, “Rehin tutulan bütün arkadaşlarımızı hep birlikte özgürlüklerine kavuşturacağız. İstiklal Mahkemelerinden bu yana mahkeme yüzü görmeyen bir Kürt, bir sosyalist kalmadı. DGM’lerden özel yetkililere kadar, özel yetkiliden saray mahkemelerine kadar Kürt halkı direnmeye devam etti. Kobanê Kumpas Davası’nda alınan kararda gördük ki İŞİD’le ortak iş tutuğunuzu ve bundan sonrada onunla ortak hareket edeceğinizin kanıtıdır. Türkiye harikalar diyarı değil ve IŞİD kaybetti. Kobanê düşmedi, IŞİD anlayışı kaybetti” diye konuştu.

'NORMALLEŞME DEĞİL YÜZLEŞME GEREKİYOR'

"31 Mart seçimlerinde tecrit rejimiyle, sınır ötesi operasyonlarla kendisini bekasını yürüten iktidara yol ayrımı çıktı" diyen Uçar, şunları söyledi:

"Normalleşmek, yumuşamak değil, yüzleşmek gerekiyor. Devletinde iyi bildiği, en iyi direniş merkezlerinden biri İmralı Cezaevi. 25 yıldır Sayın Abdullah Öcalan'a yöenlik bütün tecride rağmen, sesimizi bastırmaya çalışan kolluk güçlerine rağmen, barışa karşı ses duymaktan, emek vermekten vazgeçmedik. Hiçbir iktidar 'bu ülkeyi düşünüyoruz' demesin. Toplumla savaşan, mafyaya teslim olmuş bir iktidar var. Bunun üzerinden Kurdistan’daki şiddet ile ayakta durmaya çalışan bir iktidar var. Bugün burada konuştuk, yarın her yerde konuşmaya devam edeceğiz. Saray kaybetti, kaybetmeye mahkum. Annelerimiz her hafta cezaevlerinde ‘tecride son ver’, ‘özgürlüğe ses ver’ eylemi gerçekleştiriliyor. Her hafta Adalet Bakanlığı’nı ziyaret ediyor, Adalet Bakanı’nın yüzleşecek yüzü yok. Adalet Bakanlığı, 'İmralı’da tecrit uygulanmıyor' cevabı veriyor. Peki ailesi ve avukatlar neden haber alamıyor? Kürt halkı ve devrimciler devletin verdiği dokunulmazlıktan daha büyük dokunulmazlığı sahip. O da direniş ve mücadelesidir. Bu iktidar karşısında geri adım atmayan bizler kazanacağız.” (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar