Komisyon raporu Meclis'te görüşüldü: Amasra maden katliamı göz göre göre geldi

Komisyon raporu Meclis'te görüşüldü: Amasra maden katliamı göz göre göre geldi
Amasra maden katliamı için oluşturulan Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapor, Meclis Genel Kurulu'nda görüşüldü. Muhalefet; Türkiye'de madencilik sisteminin yozlaştığını belirterek etkili düzenlemelerin yapılması gerektiği konusunda ısrarcı.

Oğulcan ÖZGENÇ


ANKARA - 14 Ekim 2022’de Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında gerçekleşen ve 42 işçinin ölümüne, 10 işçinin de yaralanmasına neden olan maden katliamına ilişkin Araştırma Komisyonu Raporu, Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü. Komisyonda yer alan muhalefet vekilleri, katliamın nedenlerine odaklanan ve benzer katliamların önlenmesine yönelik öneriler içeren rapora düşülen şerhleri Artı Gerçek’e anlattı.

KOMİSYON RAPORU: UYARILAR KULAK ARKASI EDİLDİ

Başkanlığında AKP Kayseri Milletvekili Taner Yıldız’ın yer aldığı Komisyon’un hazırladığı rapora göre facianın en önemli nedeni, patlayıcı atmosferi oluşturan metan gazı varlığının ve patlamayı tetikleyici unsurların yönetilememesi. Ana havalandırmadaki yetersizliklerin yanı sıra tali havalandırmadaki eksiklikler de patlamayı tetikleyen diğer bir unsur. Raporda dikkat çeken bir vurgu da iç ve dış denetim mekanizmalarının etkin biçimde işletilmemesi oldu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri gerçekleştirdikleri denetimlerde havalandırma sistemlerinin iyileştirilmesi için uyarılar yaptı, ancak bu uyarılar dikkate alınmadı, kulak arkası edildi. Nitekim bu durum, 2019’daki Sayıştay raporuna yansıdı. Sayıştay, madenin patlama riski taşıdığının altını çizdi.

‘14 BİN KİŞİNİN YAPMASI GEREKEN İŞİ 7 BİN KİŞİ YAPMIŞ’

Artı Gerçek’e konuşan Araştırma Komisyonu üyesi CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer; denetim yetersizliklerine dikkat çekerek, “Madende bir gaz izleme istasyonu var. Gaz izleme istasyonunda en az iki kişinin çalışması gerekir. Kazanın olduğu gün gaz izleme istasyonunda tek görevli varmış. Diğer görevliyi başka bir yerde görevlendirmişler. Başka bir deyişle,14 bin kişinin yapması gereken işi 7 bin kişi yapmış” diye konuştu.

Özer, Soma katliamının gerçekleştiği dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Taner Yıldız’ın komisyon başkanı olmasına itiraz ettiklerini belirterek, “Türkiye’de her kurum yozlaştığı gibi madencilik sistemi de yozlaşmış durumda. TTK’nın ve genel müdürün, bu konuda sorumluluğunun olması lazım” dedi.

‘SENDİKA PROBLEMLERİ BİLİYORDU’

Toplamda 120 önerinin yer aldığı raporda mevzuattaki pek çok hükmün uygulamada kendisini göstermediği vurgulanıyor. Patlayıcı maddelerin kullanılması için mühendislik hesaplarının yapılması gerektiği raporun temel önerilerinden bir tanesi. Ayrıca rapor; ihmal ve sorumluluğu olanlara yönelik idari ve cezai yaptırımların arttırılması, madencilik mevzuatının gözden geçirilmesi, maden sahalarının güvenliğini sağlayacak biçimde jeolojik araştırmalar yapılması, kullanılan makine ve teçhizatların bakımları için birtakım standartların oluşturulması gibi öneriler içeriyor. Araştırma Komisyonu Raporu'nun katliamın sorumlularını tespit etmeye dönük bir çalışma olmadığını belirten HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, "Süreç boyunca görüştüğümüz pek çok akademisyen mevcut mevzuatın uygulanması ve kontrol mekanizmalarının doğru biçimde işletilmesi halinde bu tür faciaların gerçekleşmeyeceğini ifade etti" dedi.

İş güvenliği raporun üzerinde durduğu bir diğer başlık. Raporda iş güvenliği uzmanlarıyla iş yerleri arasındaki mali ilişkiye dönük ilişki incelendi ve iş güvenliği uzmanlarının denetledikleri kurumdan maaş almalarının bağımlılık ilişkisi yarattığı tespit edildi. Bu sorunun aşılması için de bu ilişkinin tarafsızca denetim yapacak şekilde yeniden düzenlemesi gerektiği salık verildi. Komisyon uzmanların çalışma saatlerinin düşürülmesi, bir uzmanın bakabileceği iş yeri sayısının makul bir sayı ile sınırlandırılması konusunda da tavsiye de bulundu. Komisyon Üyesi Kenanoğlu göre bu mesele bir kaza değil cinayet. Kenanoğlu, "İş güvenliği açısından oradaki sendikanın da sorumluluğu var. İşçilerle konuştuğumuzda sendikanın madendeki pek çok problemi bildiğini öğrendik. Devletin işveren konumunda olduğu durumlarda, özellikle iş güvenliği bakımından sarı sendikacılık yapılıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Öne Çıkanlar