MEB’in ‘müfredat taslağına’ tepki: Müfredat parti programı olarak hazırlanmış
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) müfredat çalışmasını tamamladı. Bakanlık tarafından tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" yeni müfredat taslağı, "https://gorusoneri.meb.gov.tr" adresinden kamuoyunun görüşüne sunuldu. Milli Eğitim Bakanı Tekin Yusuf Tekin’in “on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü” olduğunu açıkladığı yeni müfredat taslağı için internet sitesi üzerinden bir hafta süresince görüş bildirilebilecek.
2024-2025 eğitim öğretim yılında her kademenin birinci sınıfında uygulamaya alınacak olan yeni müfredatın ‘bilimsel içerikler ile hazırlanmadığına’ ve ortak akıl ürünü olmadığına dikkat çeken eğitim sendikaları ve eğitimciler, MEB’in askıya aldığı taslağı değerlendirdi.
‘DİNSELLEŞMENİN SON HALKASI…’
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, yıllardır iktidar eliyle hayata geçirilen eğitimde dinselleşmenin son halkasının yeni müfredat üzerinden tamamlanmak istendiğini söyledi. MEB’in müfredat değişiklikleriyle yapmak istediğinin, ‘milli ve manevi değerlerle’ donatılmış nesiller yetiştirmek olduğuna vurgu yapan Irmak, şöyle konuştu:
“Nitekim Milli Eğitim Bakanı’nın STK olarak tanımladığı tarikat ve cemaatlerin ısrarıyla, ÇEDES projesiyle tamamen dini değerlere dayalı “değerler eğitimi” uygulamasının eğitimin tüm kademelerinde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. AKP’nin iktidara geldiği ilk yıllarda çok fazla hissedilmemesine rağmen muhafazakâr ve özellikle dinî konular, müfredatlarda gittikçe artan oranda başat hale geldi. Bu süreçte MEB, eğitim sendikaları olan bizleri de sürece dahil etmedi. Bakan Tekin, 10 yıldır üzerinde çalışıldığını söylediği müfredata ilişkin bizlerden görüş ve öneri talep etmedi. Öyle ki iki ay önce yeni müfredata ilişkin bilgi talep etmemize rağmen geri dönüş alamadık.”
‘OKULLARI TERBİYE VE ISLAH MERKEZİ HALİNE GETİRMEK AMAÇLANIYOR’
Irmak, MEB’in müfredatı yenileme sürecinde yeterince şeffaf ve açık bir tutum almadığını, demokratik katılımdan uzak bir süreç işlettiğini de belirterek şöyle devam etti:
“Yeni müfredatların, bilim, teknoloji ve çağdaşlıktan ziyade tarikat ve cemaatlerin belirlediği bir biçim ve içerikte olacağı kuşkusuzdur. Ayrıca müfredat değişiklikleriyle darbeler ve cuntaların da tarih ders kitaplarında okutulacak olması, dersleri militaristleştirecektir. AKP ilk dönemlerinde müfredat ve ders kitaplarından militarist değerleri ayıklamakla övünürdü. Şimdi ise 12 Eylül darbecilerinin çizgine geldi. İlkokul çocuklarına asker, darbe, silah, ölüm gibi konuların anlatılması bu açıdan pedagojik cinayettir. Bu müfredatın oluşmasında tarikat ve cemaatlerin ciddi bir şekilde müdahalesi ve savaşı var. MEB’in “yeni müfredatı”, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen, robot ve ruhsuz nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlandı. Aynı zamanda müfredat okul öncesi eğitimi de dahil, eğitim kademelerinde dini ve milli yaklaşımlara yer vererek okulları eğitim kurumları olmaktan çıkarmış. İktidar bu müfredat ile okulları “terbiye ve ıslah merkezi” haline getirilmesi hedeflenmektedir.”
‘MÜFREDATA İTİRAZIMIZI YAPACAĞIZ’
Önümüzdeki süreçlerde de dini içerikli müfredatın daha da yoğunlaşacağını, bir sarmal halinde neredeyse her dersin içeriğine konulacağını düşündüğünü ifade eden Irmak, müfredat taslağına ilişkin itirazların yapılacağına dikkat çekti.
Yeni müfredatın eğitim biliminin temel ilkeleri göz önüne alınarak hazırlanması gerektiğine vurgu yapan Irmak, Eğitim Sen’in bu yönde hazırladığı adımları şu şekilde açıkladı:
"Eğitim müfredatı hazırlanırken bilimsel, demokratik, laik, bireyin yanı sıra aynı zamanda toplumsal faydayı da gözeten, insan hak ve özgürlüklerine dayalı eğitim programlarının oluşturulması gereklidir. Bu çerçevede yaratıcı ve eleştirel düşünen, üretici, çevre bilincini kazanmış, toplumsal sorunlara duyarlı, kendine güvenen, demokrasiyi özümsemiş, insan hak ve özgürlüklerini ön planda tutan, eşitlikçi, adalet duygusu gelişmiş bireylerin yetiştirilmesini hedefleyen eğitim programları oluşturmak temel hedef olmalıdır. Müfredatta yer alan konu, amaç, hedef, öğretim ilke ve yöntemleri ve kavramları, çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeylerine uygun olmalıdır. Ders kitaplarının sermaye çevrelerinin çıkarları ile dinsel kural ve referanslara göre hazırlanması uygulamalarına derhal son verilmeli, bilimsel ve pedagojik ilkelere uygun tarzda hazırlanması sağlanmalıdır.”
‘BU TASLAK EĞİTİM MODELİ OLMAKTAN ÖTE TEKKEDE MÜRİD YETİŞTİRME MODELİDİR’
Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay da eğitim sendikalarından görüş ve öneri alınmadan hazırlanan müfredat taslağının bilimsel temellerden uzak, tamamen bir ‘parti programı’ şeklinde düzenlendiğini söyledi. Bir müfredatın köklü değişimlerin ürünü olduğunu ifade eden Özbay, “Zaten adından da anlaşılıyor, bu bir model. Hem de ‘maarif’ adı kullanılan Cumhuriyet alerjisi olan bir model. Dolayısıyla bilimsellikten oldukça uzak hazırlanmış bir taslak” dedi.
Söz konusu müfredat taslağının ders kitaplarına nasıl yansıyacağının da önemine dikkat çeken Özbay,
“Ders kitapları içeriğinde konulara ne kadar yer verilecek bilmiyoruz. Mesela Cumhuriyet dönemi kitaplarda nasıl yer alacak? Çünkü müfredatta ve anlayışta siyasal İslamcı bir bakış açısı var. Biz bu süreçte incelememizi yapacağız ve itirazlarımızı sunacağız. Ama bu bir eğitim modeli olmaktan öte Tekkede mürid yetiştirme modelidir” ifadelerine yer verdi.
'MÜFREDATI KİMLER İLE HAZILADINIZ?'
Eğitimci Feray Aytekin Aydoğan da çocukların üstün yararını esas alan bir müfredat yerine iktidarın ihtiyaçları, politik tercihleri doğrultusunda bir müfredatın hazırlandığını söyledi.
Aydoğan, “Yeni öğretim programlarında; tüm eğitim ve öğretim süreçleri ile kitap ve materyallerin tasarımı, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Ortak Metni”nde yer alan öğrenci profilinin hayata geçirilmesine hizmet edecek şekilde planlanıp yürütüldüğü belirtiliyor” şeklinde konuşarak MEB’e şu soruları yöneltti:
- 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda, Anayasa’da, tüm mevzuatta eğitimin hedefleri açıkça düzenlenmiştir. Müfredatın omurgası, eğitim bilimlerinin temel felsefesi ise evrensel değerlerden oluşmalıdır. Bu somut ve bilimsel gerçeklik varken “yeni bir öğrenci profili oluşturmayı hedeflemek” ifadesi ve “Maarif Modeli” ne göre milli manevi değerlerin -kime göre milli kime göre manevi? - esas alınarak müfredatın hazırlandığı ifadeleri çocukların üstün yararını esas alan bir müfredat yerine iktidarın ihtiyaçları, politik tercihleri doğrultusunda bir müfredatın hazırlandığının açık göstergesidir.
- Bu “öğrenci profili” kime göre ve nasıl oluşturulmuştur?
- Öğretmenlerin öznesi olmadığı kapalı kapılar ardında hazırlanan bu müfredat taslağı tasarının girişinde de belirtildiği gibi “diğer paydaşlarla” hazırlanmış. Bu diğer paydaşlar kimlerdir?
- Maarif modeli ortak metni kimlerin ortak metnidir?
- Müfredatın birkaç ay önce yayınevlerine gönderildiğine dair açıklamalar yapılmıştı. O gönderilen öğretim programları neydi, kim paylaştı?
- Önceki müfredat için de görüşler alınmış ama öğretmenler, akademisyenler, velilerle, kamuoyu ile bu görüşler paylaşılmamıştı. Gelen görüşler kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?
- Gelen görüşler değerlendirilip müfredatta değişiklikler yapılacak mıdır?
(ARTI GERÇEK)